Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/292 E. 2022/1046 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/292
KARAR NO: 2022/1046
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2014/682 (E) – 2019/887 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı araç ile davacıların desteğinin sevk ve idaresinde bulunan aracın çarpışması neticesinde 04/04/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında desteğin vefat ederek yaşamını yitirdiğini belirterek şimdilik 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile davacı … için 39.188,44 TL, davacı … için 8.510,36 TL, davacı … için 5.093,41 TL, davacı … için 3.955,54 TL, davacı … için 3.955,54 TL olmak üzere toplam 60.703,29 TL maddi tazminatın 14/06/2013’ten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, davacı tarafa yapılan ödeme kabul ve ikrar edilmiş olmasına rağmen hesaplanan tazminattan güncelleme yapılmak suretiyle mahsup edilmemesinin doğru olmadığı ve ayrıca ıslah ile artırılmayan kısım bakımından dava; ıslah ile artırılan kısım bakımından ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin daha önceki bir tarih kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık ödemenin mahsubu ve faiz başlangıç tarihine ilişkindir. Kural olarak haksız fiil teşkil eden eylemlerde, zarar, haksız fiilin işlendiği tarihte gerçekleşeceğinden (ıslahen artırılan kısım için de olmak üzere) temerrüt hali, eylemin işlendiği tarihte gerçekleşir (TBK 117/2). Ancak haksız fiilden kaynaklanan zarardan kanunen sorumlu olan kişiler bakımından (somut olayda sigorta şirketi) temerrüt tarihi açısından kanunda ayrık hüküm varsa o hükümde belirtilen tarihten itibaren temerrüde düşerler. Alacağın bir bölümü veya tamamı için talep edilen faiz başlangıç tarihi, temerrüt halinin gerçekleştiği tarihten sonraki bir tarih ise (taleple bağlı kalınarak) o tarihten itibaren; yalnızca faiz talep edilmiş ise dava tarihinden; faiz talep edilmemişse karar tarihinden itibaren faize hükmolunacaktır. (Haksız fiillerde ıslah edilen kısıma ilişkin olarak da faiz başlangıç tarihinin haksız fiil tarihi olduğuna dair Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2015/9265 Esas – 2018/3446 Karar sayılı kararı; Yargıtay 1 Hukuk Dairesinin 2013/10600 Esas – 2013/15512 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer içtihatları) Somut olayda, davacılar vekili, dava dilekçesinde, olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talebinde bulunduğuna göre sigortaya yapılan müracaat sonrası gerçekleşen temerrüt tarihinden itibaren olacak şekilde ıslah için artırılan kısım bakımından da faize hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 20/11/2018 tarihli bilirkişi raporundaki asgari ücrete göre yapılan hesaplama doğrultusunda 28/08/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talepte bulunulduğu, işbu dilekçede, dava öncesinde tahsil edilen 41.869,29 TL’nin mahsup edilerek bakiye 60.703,29 TL tazminatın hüküm altına alınması istenildiği, sonrasında verilen 13/11/2019 tarihli dilekçede de mahsup işleminden sonra kalan bakiye tazminat talebinin her bir davacı için ayrı ayrı belirgin hale getirildiği ve mahkemece de işbu dilekçeler doğrultusunda karar verilerek yapılan ödemenin tazminat tutarlarından mahsup edildiği görülmektedir. Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin topluca yapılmış olması nedeniyle garameten yapılan mahsup işleminde esasen bir hesap hatası bulunmamaktadır. Ancak, dava dilekçesi ekindeki ödeme protokolüne göre tarafların kabulünde olan 41.869,29 TL tazminat tutarı 06/06/2013 tarihinde ödendiğine göre, dava öncesinde yapılan bu ödemenin güncellenerek bedel artırım dilekçesine konu tazminat tutarlarından mahsubu gerekirken faizsiz bir şekilde zarar tutarından mahsup edilmiş olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. HMK 353/1-b/2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olması durumunda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği açıklanmıştır. O halde ödeme protokolüne göre davalı sigorta şirketi tarafından 06/06/2013 tarihinde yapıldığı anlaşılan 41.869,29 TL’nin hükme esas alınan 20/11/2018 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadarki yasal faizi olan (06/06/2013 ve 20/11/2018 tarihleri arasındaki 1993 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak %49,142465753425 faiz oranı üzerinden) = 20.575,60 TL güncellenmiş değerin de anapara mahsup edilerek hükmedilmiş tutarlardan garameten olacak şekilde mahsubu suretiyle davacı … için hüküm altına alınan 39.188,44 TL x 20.575,60/60.703,29 = 13.283,06 TL güncellenmiş faiz tutarının 39.188,44 TL’den mahsup edildiğinde bakiye 25.905,38 TL; davacı … için hüküm altına alınan 8.510,36 TL x 20.575,60/60.703,29 = 2.884,61 TL güncellenmiş faiz tutarının 8.510,36 TL’den mahsup edildiğinde bakiye 5.625,75 TL; davacı İlayda için hüküm altına alınan 5.093,41 TL x 20.575,60/60.703,29 = 1.726,42 TL güncellenmiş faiz tutarının 5.093,41 TL’den mahsup edildiğinde bakiye 3.366,99 TL; davacı … için hüküm altına alınan 3.955,54 TL x 20.575,60/60.703,29 = 1.340,74 TL güncellenmiş faiz tutarının 3.955,54 TL’den mahsup edildiğinde bakiye 2.614,80 TL; davacı … için hüküm altına alınan 3.955,54 TL x 20.575,60/60.703,29 = 1.340,74 TL güncellenmiş faiz tutarının 3.955,54 TL’den mahsup edildiğinde bakiye 2.614,80 TL şeklinde yapılan hesaplama uyarınca aşağıdaki biçimde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, davanın kısmen kabulü ile davacı … için 25.905,38 TL, davacı … için 5.625,75 TL, davacı … için 3.366,99 TL, davacı … için 2.614,80 TL, davacı … için 2.614,80 TL’nin (toplamda 40.127,72‬ TL) temerrüt tarihi olarak kabul edilen 14/06/2013’ten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin 20.575,60 TL’ye ilişkin istemin reddine, 3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.741,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,20 TL + 174,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 208,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.532,92 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacılar tarafından yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 7,60 TL vekalet harcı, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 214,55 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.547,35‬ TL yargılama masrafının kabul ve ret oranına göre (40127/60703) 1.022,85 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı tarafından yatırılan 34,20 TL peşin harç ve 174,00 TL ıslah harcının davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine, 6-Davacılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca 6.016,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara tarafa verilmesine, 7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca 5.100 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 8-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 9-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının, davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kabul ve reddedilen miktarlar gözetilerek dava değeri (60.703,29 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2022