Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/258 E. 2023/29 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/258
Karar No: 2023/29
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 09/10/2019
Numarası: 2016/284 E- 2019/778 K
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 12/01/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2015 tarihinde, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı kaza sonucu davacının eşi …’in vefat ettiğini ve araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kaza yapan aracın kaza tarihi itibarıyla yeşil kart sistemi dahilindeki ülkelerden olan Almanya’da kurulu … şirketine mali mesuliyet poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma zararının ve cenaze gideri zararının tazmini için şimdilik 1.000 TL ve davacının maluliyet zararının tazmini için 2.000 TL olmak üzere toplam 3.000 TL’nin davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 10/5/2019 tarihinde sunduğu talep artırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma zararı yönünden 42.908,70 TL, cenaze ve defin gideri yönünden 650 TL, geçici iş göremezlik zararı yönünden 2.731,29 TL, sürekli iş göremezlik zararı yönünden 50,00 TL olmak üzere toplam 46.339,99 TL’nın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talip etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel şartlarının “Teminat dışında kalan haller” başlıklı A.6. maddesine eklenen (d) fıkrasına uyarınca, araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı taleplerinin trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin genel şartlarda düzenleme mevcut olduğu için davacının talebinin reddi gerektiğini, defin ve cenaze giderlerinin sigorta poliçesi kapsamında yer almadığını, dosyada bulunan Varto Müftülüğü yazısında ücretsiz olduğunun bildirildiğini, davacının tedavi süresince ortaya çıkan giderleri ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sigorta kapsamı dışında yer aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabülü ile 42.908,70 TL destek tazminatı, 650,00 TL cenaze ve defin gideri, 2.731,29 TL geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat olmak üzere toplam 46.289,99 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, mahkemece 28/11/2019 tarihli ara kararı ile geçici iş görmezlikten kaynaklanan zarar ve kusur oranları konusunda bilirkişiden rapor tanzim edilmesi istenmiş olmasına rağmen bilirkişinin istem dışına çıkarak destekten yoksun kalma ve cenaze giderleri yönünden de inceleme yaptığını, belirtilen kısımların mahkemece hükme esas alınmaması gerektiğini, araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı taleplerinin genel şartlarda ve kanunda teminat dışı bırakıldığını, dosya kapsamında davacının herhangi bir cenaze gideri yapıp yapmadığına dair bir evrak olmadığı gibi bu talebin teminat dışı olduğunu, 5 kişilik otomobile 8 kişi binilmek suretiyle sürüş güvenliğinin ihlal edildiğini yine otomobil cinsi araçta 8 kişi seyahat edildiği göz önüne alındığında yolcuların emniyet kemerlerini sağlıklı bir şekilde takmalarının mümkün olmadığını, dolayısıyla davacının (ve destek şahsının) maluliyet yaşamasına sebep olan kazada gerek emniyet kemerini (hiç veya gerektiği gibi) takmamış olması, gerekse araca kapasitesi dolu olmasına rağmen binmiş olması sebebiyle destek şahsı (mütevaffa) ile davacının müterafik kusuru bulunduğunu, itirazlarına rağmen ek rapor alınmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat ve aynı kaza sonucu davacının eşinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, kaza tarihinde geçerli yeşil kart sertifikalı yabancı plakalı aracın dava dışı sürücü … idaresindeyken 21/07/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, eşi …’in ise vefat ettiği anlaşılmış, mahkemece ATK’dan alınan raporda davacının yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş, mahkemece bilirkişi heyetinden alınan raporda, dava dışı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmış olup davalı, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumludur. Mahkemece Varto İlçe Müftülüğünün cevabi yazısına göre 650 TL cenaze giderine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın süreklilik kazanan kararlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Kaza tespit tutanağına göre araçta yolcu olarak bulunan davacı ve destek …’in emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususunun “belirsiz” olarak işaretlendiği, dosya kapsamında davacının ve desteğin emniyet kemerinin takılı olmadığına dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalının müterafik kusur iddiasını ispatlayacak hiçbir delil ibraz edemediği anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Taşıma kapasitesi aşılarak araca binilmesi nedeniyle davacı ve desteğin müterafik kusurlu olduğu yönündeki istinaf itirazına gelince; oluşan ağır sonuçla istiap haddinin aşılması arasında nedensellik bağı bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 3.162,06 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 790,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.371,54‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/01/2023