Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2570
KARAR NO: 2023/1379
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2016/1165 (E) – 2020/249 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/08/2013 tarihinde, müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’a ait ve onun idaresindeki … plakalı araç ile davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’ın idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada müvekkiline sigortalı aracın sürücüsü …’ın vefat ettiğini, ölenin hak sahiplerinin müvekkili sigorta şirketi ile davalı aleyhine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları destekten yoksun kalma tazminatı davası sonucunda verilen 14/12/2015 tarih ve 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı kararın davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğunu içerdiğini, ilama dayanılarak davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılması üzerine müştereken ve müteselsil sorumlu olan müvekkili tarafından haciz tehdidi altında borcun tamamı olan 305.142,56 TL’nin icra dosyasına ödendiğini, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı kararına dayanak bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 25 kusurlu olduğu tespit edildiğinden bu kusura isabet eden 76.285,64 TL’nin 1.250,88 TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 77.536,52 TL’nin davalıdan tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından kötüniyetle itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibi ve onun dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına dayanak İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı dosyası taraflarınca 15/01/2016 tarihinde tehir-i icra talepli olarak temyiz edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına 400.000 TL bedelli teminat mektubu sunulduğunu, akabinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4924 Esas – 2016/1600 Karar sayılı tehir-i icra kararı alındığını, dosyasına ibraz edildiğini, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1302 Esas – 2015/696 Karar sayılı dosyasının kesinleşmediğini, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, borç miktarı fazlasıyla icra dosyasına depo edilmiş olduğundan davacı yanın davasının esastan reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan vaki itirazın kısmen iptali ile alacağın 76.285,64 TL asıl alacak ve 746,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.031,77 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yıllık %10,5 avans faizi işletilmesine, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 15.406,35 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davaya konu icra takibi ve onun dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına dayanak İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı dosyasının taraflarınca 15/01/2016 tarihinde tehir-i icra talepli olarak temyiz edildiğini ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 400.000 TL bedelli teminat mektubu sunulduğunu, akabinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/4924 Esas – 2016/1600 Karar sayılı tehir-i icra kararı alınıp icra dosyasına ibraz edildiğini, dava açıldığı sırada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı dosyası Yargıtay incelemesinde olmakla henüz kesinleşmediğini, kesinleşmeyen bir dava hakkında ayrıca teminat mektubu da sunulduğu halde huzurdaki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas 2015/869 Karar sayılı dosyasında kusur dağılımına itiraz edilerek bu açıdan kararın temyiz edildiğini, borç miktarının teminat mektubu olarak tüm dosya borcunu karşılayacak şekilde 400.000 TL üzerinden dosyaya depo edildiğini, temyiz edilen dosya Yargıtay’dan döndükten sonra Yargıtay ilamı uyarınca davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine başvuru yaparak yapmış olduğu ödemeyi talep etmesi gerekirken derdest olan ve teminatın icra dosyasına yatırıldığı bir dosyada huzurdaki davayı açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, itirazlarının gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, davacı taraf dava yoluna gitmeden önce müvekkil sigorta şirketine başvuru yapmış ise de rücuya konu dava dosyasının derdest olması ve teminatında yatırılmış olması nedeniyle yapılan başvurunun usulüne uygun olmadığını, davacı tarafa başvuruya istinaden ödeme yapmalarının hem icra dosyasına teminat sunup hem de mükerrer olarak davacı tarafa ödeme yapmak anlamına geldiğini, dolayısıyla mükerrer bir talep olduğunu, müvekkilinin icra takibine itiraz etmesinde kötü niyet bulunmadığını, dolayısıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, rücuya dayanak olan İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas sayılı dosyasında yasal faize hükmedildiğini, davacı tarafça yasal faiz üzerinden ödeme yapıldığını, yasal faiz işletilerek ödenen tazminata avans faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava; davacı sigortacının ZMSS kapsamında zarar görenlere ödediği tazminatın davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 21/08/2013 tarihinde, davacı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’a ait ve onun idaresindeki … plakalı araç ile davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’ın idaresindeki … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu davacıya sigortalı aracın sürücüsü …’ın vefat ettiği, ölenin eşi ve çocukları tarafından davacı … Sigorta AŞ ile davalılar … Sigorta AŞ, … ve … San. Tic. Ltd. şirketi aleyhine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve defin gideri talepli davada alınan bilirkişi raporunda, davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı aracın sürücüsü …’ın % 25 oranında, davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı aracın müteveffa sürücüsü …’ın %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda 14/12/2015 tarih ve 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne, davacı … için 144.928,88 TL, davacı … için 26.168,56 TL, davacı … için 18.575,37 TL ve davacı … için 12.247,71 TL destekten yoksun kalma zararının olduğunun tespiti ile davacı … için 36.232,22 TL, davacı … için 6.542,14 TL, davacı … için 4.643,84 TL, davacı … için 3.061,93 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, davalı … Sigorta AŞ için temerrüt tarihi olan 10/07/2014 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ için dava tarihinden itibaren, davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … için kaza tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı … 108.696,66 TL, davacı … için 19.626,42 TL davacı … için 13.931,53 TL, davacı … için 9.185,78 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, toplam 125 TL cenaze ve defin giderinin davalılar … Sigorta AŞ, … ve … San. Tic. Ltd. Şti.den, 375 TL cenaze ve defin giderinin ise davalı … Sigorta AŞ’den alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine, bu miktarlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, kararın davalı … Sigorta AŞ ile … San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/01/2019 tarih ve 2016/4924 Esas – 2019/486 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, 29/04/2019 tarihinde kesinleştiği, davacılar vekili tarafından 05/01/2016 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile karar takibe konularak borçlular … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ, … ve … San. Tic. Ltd. şirketi aleyhine toplam 269.905,55 TL alacak üzerinden ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacı … sigorta tarafından belirtilen icra dosyasına 12/01/2016 tarihinde 212.184,87 TL, 04/02/2016 tarihinde 92.957,69 TL olmak üzere toplam 305.142,56 TL ödendiği anlaşılmıştır. Müteveffa …’ın hak sahiplerine ödenen toplam 305.142,56 TL tazminatın davalıya sigortalı aracın sürücüsünün % 25 kusur oranına isabet eden 76.285,64 TL asıl alacak ve 1.250,88 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 77.536,52 TL’nin tahsili için davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı vekili tarafından borca itiraz edilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davası yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. 2918 sayılı KTK’nin 88. maddesine göre “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” Müteselsil sorumluluk dış ilişkide TBK’nin 61. maddesinde “Dış ilişkide, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” iç ilişkide ise 62. maddesinde ise “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında somut uyuşmazlıkta; davacı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsünün çift taraflı kazada vefatı nedeniyle davacı tarafça İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas – 2015/969 Karar sayılı kararı ile hak sahiplerine ödeme yapılmasına, belirtilen dava dosyasında kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunduğunun tespit edilmesine ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesine, zarardan müteselsilen sorumlu olan ve ödeme yapan davacı sigortacının TBK’nin 62. maddesi gereğince diğer müteselsil sorumlu davalıya karşı rücu hakkının bulunmasına, davalı tarafından icranın geri bırakılması kapsamında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına sunulan 400.000 TL bedelli teminat mektubunun hükmü temyiz etmeyen ve mehil talebinde bulunmayan davacı … Sigorta yönünden bağlayıcılığının olmamasına (belirtilen icra dosyasının UYAP’tan incelenmesinde teminat mektubunun 05/11/2020 tarihinde davalı tarafa iade edildiği anlaşılmıştır) göre davalı vekilinin hukuki yarara yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. HMK’nin 357. maddesinde bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenilemeyeceği düzenlenmiş olup davalı vekili tarafından yargılama aşamasında avans faizinden sorumlu olmadıklarına dair savunmada bulunulmadığı, bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. İtirazın iptaline konu alacağın likit olmadığı gözetilerek mahkemece, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatı yönünden HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan vaki itirazın kısmen iptali ile alacağın 76.285,64 TL asıl alacak ve 746,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.031,77 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yıllık %10,5 avans faizi işletilmesine, 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 5.262,04 TL harçtan peşin alınan 936,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.325,59 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 10.814,13 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesi gereği takdir ve tayin olunan 504,75 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 1.500 TL bilirkişi ücreti, 104,10 TL posta ile tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.604,10 TL’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.593,65 TL ile peşin olarak ödenen harç 936,45 TL olmak üzere toplam 2.530,10 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24/10/2023