Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2535 E. 2022/2308 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2535
KARAR NO: 2022/2308
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2020
NUMARASI: 2017/69 Esas – 2020/163 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı zararı ve bakıcı gideri adı altında maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 20/02/2020 tarihli kararıyla; “A)Maddi Tazminat talebinin kabulü ile; 1-Talep arttırım dilekçesi ile arttırılan 836,69 TL geçici işgöremezlik zararı, 13.240,66 TL sürekli işgöremezlik zararı ve 1.063,46 TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 15.140,81 TL’nin davalı … yönünden 12/08/2014 kaza tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise sigorta poliçe limiti sınırlı olmak kaydı ile 12/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Manevi Tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 2-3.000,00 TL’nin kaza tarihi 12/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 3-Fazlaya dair talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; toplamda 4.606,10 TL yargılama gideri yapmalarına rağmen hüküm fıkrasında yargılama giderlerinin 3.187,20 TL olarak belirtildiğini, yargılama giderinin eksik hesaplandığını, kararda yargılama masrafları yönünden kabul-ret oranının gösterilmemesinin hatalı olduğunu; kabul-ret oranı belirlenirken, manevi tazminat için herhangi bir masraf yapılmadığı için, manevi tazminat miktarının göz ardı edilmesi gerektiğini; ceza yargılaması aşamasında alınan adli raporda davacının yaralanmasının hayat fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun tespit edildiğini, Mahkemece aldırılan İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının raporunda meslekte kazanma gücünün %2.1 olarak belirlendiğini, maluliyet oranının düşük olduğunu, ceza dosyasındaki adli raporla çeliştiğini, bu yöndeki itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, keşif taleplerinin ve kusur oranına yönelik itirazlarının Mahkemece değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu; Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirtmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hesaba esas alınan maaşın hatalı olarak belirlendiğini, davacının üniversite öğrencisi olduğunu, maaşının, asgari ücretin dört katı olabileceği belirtilerek hesaplama yapıldığını, oysa ki dosyada mevcut, … Üniversitesi tarafından ibraz edilen yazıda da görüleceği üzere davacının 19/09/2017 tarihinde mezun olduğunu, hesap rapor tarihi olan 2020 tarihi itibarıyla davacının üniversiteden mezun olalı 3 yıl olduğunu, davacının üniversiteden mezun olma tarihinden itibaren iş bulma süresi için 2 yıl yeterli olup davacının gelir durumunun somut gerçeklik üzerinden tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle, SGK’ya müzekkere yazılarak, davacının hizmet dökümünün talep edilmesi, hizmet dökümü mevcut olmaması halinde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, emsal ücretin, geliri ispata yeterli olmadığının tüm güncel istinaf ve Yargıtay kararlarında da yer aldığını; müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsünün, kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacının mevcut bir zararının bulunmadığını, zarara ilişkin raporun, aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişi tarafından verilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararlarının poliçe teminatı dışında olduğunu; davacının, SGK’dan ödeme alıp almadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 12/08/2014 tarihinde, davalı … Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’un sürücüsü olduğu aracın Çengelköy Caddesi, Havuzbaşı İETT Durağı mevkiinde orta refüjden karşıya geçtiği esnada davacıya çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı; eldeki davada davacı tarafça HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında güç kaybı zararı ve bakıcı gideri adı altında maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 31/07/2019 tarihli raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’un %15, davacı yaya …’ın %85 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, ceza dosyasında alınan kusur raporuyla örtüştüğü, raporun dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen ve Mahkemece karara dayanak yapılan 28/12/2018 tarihli raporda; dava konusu kaza nedeniyle davacının %2.1 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu mütalaa edilmiştir. Raporun yapılan incelenmesinde; raporun, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından, bedensel zararların tespitinde dikkate alınması gereken 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen 14/02/2018 tarihli rapor ile örtüştüğü, dolayısıyla raporlar arasında çelişki bulunmadığı kanısına varılmıştır. Bu nedenle, istinaf kanun yoluna başvuran taraf vekillerinin maluliyet raporuna yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 02/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının geçici iş göremezlik zararının 836,69 TL, sürekli iş göremezlik zararının 13.240,66 TL ve bakıcı gideri zararının 1.063,46 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, tazminata esas alınan gelir ve hesaplama yönünden isabetsizlik bulunmadığı, raporun dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı kabule şayan görülmemiştir.SGK tarafından, davacıya, rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı sabit olduğuna, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararı yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğine göre; davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin, manevi tazminatın az; davalı vekilinin ise çok olduğuna ilişkin itirazlarına gelince; Kazanın oluş şekli, kusur durumu, maluliyet raporu, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve çok az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin itirazının reddine; davacı vekilinin itirazının kabulüne ve davacı için takdiren 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.Ayrıca, davacı tarafça yapılan yargılama gideri hesabının doğru yapılmadığı, manevi tazminat için ayrıca yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından, reddedilen manevi tazminat miktarının, kabul-ret oranının belirlenmesinde dikkate alınmaması gerektiği; kabul-ret oranının, net olarak belirtilmemesinin de hatalı olduğu kanısına varıldığından, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazları da kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat talebinin kabulü ile; talep artırım dilekçesi ile artırılan 836,69 TL geçici işgöremezlik zararı, 13.240,66 TL sürekli işgöremezlik zararı ve 1.063,46 TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 15.140,81 TL’nin davalı … yönünden 12/08/2014 kaza tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 12/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 25.000 TL’nin kaza tarihi 12/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.742,01 TL harçtan, 177,61 TL peşin harç, 44,89 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 222,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.519,51 TL karar ve ilam harcının -davalı … Sigorta Şirketinin sorumluluğu 904,46 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 177,61 TL peşin harç, 44,89 TL tamamlama harcı, 1.444,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.908 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.606,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine, C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 148,60 TL posta ve tebligat gideri ile 57‬ TL istinaf başvuru harcının davalı … Sigorta Şirketi’nden tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 904,46 TL harçtan, peşin alınan 309,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 594,66‬ TL harcın davalı … Sigorta Şirketi’nden tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/12/2022