Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2515 E. 2022/2187 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2515
KARAR NO: 2022/2187
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2020
NUMARASI: 2018/980 Esas – 2020/407 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 45 (6098 sayılı TBK’nın 53). maddesi kapsamında, destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze-defin gideri adı altında maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 10/09/2020 tarihli kararıyla; “1-Davacıların davasının kabulü ile; a-Davacı … için 138.295,02 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,b-Davacı … için 474,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,c-Davacı … için 10.330,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,d- 900,00 TL cenaze giderinin 31/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın 2003 yılında meydana geldiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Mahkemece zamanaşımı süresinin TCK 66/1-d uyarınca 15 yıl kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; müteveffanın dava konusu sigortalı aracın sürücüsü-işleteni-sigortalısı olmakla Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/17-1315 Esas – 2017/1239 Karar sayılı kararına göre davacıların tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, müteveffanın, kusurlu sürücü ve işleten konumunda olması nedeniyle, yakınlarının 3. kişi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca, davayı ve tazminat tutarlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müteveffanın dava dışı desteklerinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadan karar verilmesinin de hatalı olduğunu, tüm bunların yanında, cenaze-defin masrafları için verilen kararın da hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; davalı Sigorta Şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde aracın sürücüsü- davacıların yakını-desteği …’ın vefat ettiği, araçta yolcu olarak bulunan …’ın 3 gün iş ve güçten kalacak, … ile …’ın iş ve gücüne engel olmayacak ve hafif şekilde yaralandıkları; 18/08/2018 tarihinde açılan işbu davada davacılar tarafınca destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze-defin adı altında maddi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
A-Davalı vekilinin, davacılar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, davacı … lehine hükmedilen 474,56 TL’lik miktar ile davacı … lehine hükmedilen 900 TL’lik miktar 2020 yılı için öngörülen kesinlik sınırı 5.390 TL’nin altında kaldığından, Mahkemece verilen karar kesin niteliktedir. Bu itibarla davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
B-Davalı vekilinin, davacılar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zamanaşımı” başlıklı 109. maddesinde; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davaya konu trafik kazası 18/08/2003 tarihinde gerçekleşmiş, işbu dava ise 18/0/2018 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili yasal cevap süresi içerisinde zamanaşımı defiinde bulunmuştur. Buna göre, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 455/1. (bir kişinin ölümü ile birlikte, yaralananların yaralanmaları 456/2. madde kapsamında olmadığından) ve 102/4. maddelerinde öngörülen beş yıllık ceza dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açılmıştır. Bu durumda, Mahkemece, bu davacılar tarafından açılan davanın zamanaşımından dolayı reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin, bu davacılar hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davalı vekilinin, davacılar … ve … hakkında verilen hükümlere yönelik istinaf dilekçesinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine,
B-Davalı vekilinin, davacılar … ve … hakkında verilen hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar … ve … hakkındaki kısmının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacılar … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının zamanaşımı nedeniyle reddine, 2-Davacı … için 474,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,3- 900 TL cenaze giderinin 31/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,4- Peşin alınan 2.561,63‬ TL harçtan, Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubuyla fazladan alınan 2.381,73‬ TL harcın davacılara iadesine, 5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200 TL maktu vekalet ücretinin bu davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
C-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 45 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/12/2022