Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2492 E. 2023/766 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2492
KARAR NO: 2023/766
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/09/2020
NUMARASI: 2016/13 (E) – 2020/503 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili, müvekkilinin, davalıların sürücüsü işleteni ve sigortacısı oldukları …6 plaka sayılı hatlı minibüste yolcu konumunda iken elinin kapıya sıkışarak yaralandığını belirterek belirsiz alacak davası şeklinde 1.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03/08/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalılar vekilleri davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı araç sürücüsünün %30, davacının ise %70 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek %5.1 maluliyet oranı üzerinden hesaplanan 23.775,53 TL sürekli iş göremezlik tazminatının karar belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren davalılardan tahsiline; 7.000 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili; mahkemece benimsenen kusur durumunun hatalı olduğunu, karşı tarafın tam ve tek başına kusurlu olduğunu, silah kullanması elzem olan polis memuru müvekkili bakımından manevi tazminatın düşük takdir edildiğini; Davalılar … ve … vekili ise; davacının kısa sürede iyileştiğini, maddi olarak herhangi bir zararının bulunmadığını, ATK raporunun gerçeği yansıtmadığını, sürekli iş göremezlik zararının söz konusu olmadığını, davacının gelirinde bu kaza nedeniyle herhangi bir eksilme olmadığını, davacının sorunsuz bir şekilde görevine devam ettiğini, ıslah yoluyla artırılan kısmın zamanaşımına uğradığını, maddi tazminatların fahiş takdir edildiğini, araç içerisinde dolmuş kapısının demirlerinden tutunan davacının tam kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiğini, ıslahla artırılan kısma faiz uygulanmasının da hatalı olduğunu, manevi tazminatın oldukça fahiş takdir edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, davacının hatlı minibüste yolculuk ettiği esnada elini kapıya sıkıştırmasından mütevellit yaralanmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 24/07/2017 tarihli maluliyet raporunda, meslek grup numarası da belirlenerek kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapıldığı, yine ATK Trafik İhtisas Dairesinin 04/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının araçta uygun mahalden tutunması gerekirken kapının hilal şeklinde tabir edilen demirinden tutunarak kendi can güvenliğini tehlikeye atmasından mütevellit asli; davalı araç sürücüsünün ise gerekli ikazda bulunmadığından bahisle tali kusurlu olduğu kanaatinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporları bu haliyle Dairemizce denetime elverişli, usul ve yasaya uygun görülmüş, hüküm vermek bakımından yeterli kabul edilmiştir. İlk derece mahkemesinin maluliyet ve kusura ilişkin kabul şeklinde de isabetsizlik bulunmayıp bu yönlere ilişkin istinaf itirazında isabet yoktur.Davacı için geçici iş göremezlik zararı hesaplanmamış, sürekli iş göremezlik zararı ise iyileşme süresinin bitiminden itibaren hesaplanmıştır. Sürekli iş göremezlik zararının hesaplanabilmesi için kalıcı maluliyet hali yeterli olup davacının eskisi gibi çalışmaya devam edip etmemesinin, zararın gerçekleşmesi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Bu itibarla davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Davaya konu tazminat tutarının belirlenebilmesi, kusur, maluliyet ve hesaba dair bilirkişi incelemesine muhtaçtır. Dolayısıyla belirsiz alacak davası açma şartları mevcuttur. Dava dilekçesindeki ifadelere göre de davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve davacının kısmi dava açmak konusunda usuli bir yararı da olmadığı anlaşılmaktadır. Belirsiz alacak davasının zamanaşımına etkisi ise alacağın tamamı bakımından dava açılmakla kesilmesi şeklinde cereyan eder. Bu durumda zamanaşımı süresi içerisinde açılan eldeki davada, bedel artırım istemine konu edilen miktarın zamanaşımına uğradığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Haksız fiil teşkil eden eylemlerde zarar, -ıslahen artırılan kısım dahil olmak üzere- haksız fiilin işlendiği tarihte vuku bulacağından, temerrüt halinin eylemin işlendiği tarihte gerçekleşeceği (TBK 117/2), faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi değil, temerrüt tarihi olarak alınmasının usule uygun olduğu, davalılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazında da isabet bulunmadığı değerlendirilmiştir. Taraf vekillerinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurularının değerlendirilmesinde ise; davacının taşıma sözleşmesine bağlı olarak araçta yolcu konumunda bulunması, tarafların mali ve sosyal durumu, maluliyetinin mesleğine etkisi, maluliyet oranı, kusur durumu, paranın alım gücü ve caydırıcılık ilkesi gözetildiğinde talep edilen manevi tazminat miktarı kabul edilebilir olduğu halde yetersiz tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır. Dolayısıyla, bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olup davalılar vekilinin istinaf başvurusu ise isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 2.102,26 TL istinaf karar harcından peşin alınan 525,56 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.576,70 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … ve …’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran davalı … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, B)1-Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, C)1-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, 2- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; Maddi tazminat talebi yönünden; 3-23.775,43 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den olay tarihi olan 03/08/2015, davalı …den dava tarihi olan 06/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, a)Alınması gereken 1.624,10 TL harçtan 77,79 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.546,31 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, B)Davacının ödemiş olduğu 77,79 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c)Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan davacı yararına AAÜT gereğince takdir edilen 3.566,31 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, d)Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, ATK masrafı, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.014,10 TL yargılama giderinin 1/2’sine tekabül eden 1.507,05 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Manevi tazminat talebi yönünden; 4-Davacının manevi tazminat isteminin kabulü ile 20.000,00 TL tazminatın olay tarihi olan 03/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, a)Alınması gereken 1.366,2‬0 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, b)Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan davacı yararına daire karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir edilen 9.200 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, c)Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, ATK masrafı, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.014,10 TL yargılama giderinin 1/2 sine tekabül eden 1.507,05 TL’nin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, d)Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, e)Davalılarca sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 5-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 6-Davacı tarafça yatırılan 74,30 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 8-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, maddi tazminat miktarı ve manevi tazminat davasında davalılar aleyhine hükmedilen tazminat tutarı gözetilerek HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2023