Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2491 E. 2023/765 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2491
KARAR NO: 2023/765
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi,
TARİHİ: 04/09/2020
NUMARASI: 2017/1019 (E) – 2020/463 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, 31/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın, yaya olarak yürümekte olan davacıların murisi …’a çarparak vefat etmesine sebebiyet verdiğini belirterek davacılar için şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile davacı … için 70.000 TL ve davacı Yolcu için 30.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekilleri yargılama aşmasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, tüm davalılara yönelik açılan maddi tazminat davasının vaki feragat nedeniyle reddine; sigorta şirketi haricinde kalan davalılara karşı açılan manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne, davacı eş … için 45.000 TL ve davacı baba … için 20.000 TL olmak üzere takdir olunan toplam 65.000 TL tazminatın, kaza tarihi olan 31/12/2016 gününden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili, mahkemece yapılan kusura ilişkin araştırmanın yeterli olmadığını, bilirkişi raporunda elektriklerin kesik ve aydınlatmanın olmadığı hususlarına değinilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen kusur oranlarının gerçeği yansıtmadığını, alkol kontrolünün kazadan çok sonra yapılmış olması nedeniyle buna ilişkin düzenlenen raporun geçerli olmadığını, müteveffanın alkollü olduğu hususunun kaza yerine gelen herkes tarafından fark edildiğini, bu durumun da kusur oranlarına etkisinin değerlendirilmediğini, müvekkili araç sürücüsünün kaç km hızla gittiği hususunun bilimsel olarak tespit edilmemiş olmasının eksiklik teşkil ettiğini, davalının beyanına dayalı olarak araç hızının belirlenmesinin hatalı olduğunu, kazanın gerçekleşmesinde yaklaşmakta olan aracın hızını hesaba katmayan müteveffanın asli oranda kusurlu olduğunu, dosya kapsamına göre müteveffanın kusuru daha fazla olmasına rağmen %30 gibi bir oran belirlenmiş olmasının doğru olmadığını, müteveffanın eşi ve 80 yaşındaki babası için takdir edilen manevi tazminatın ise yüksek olduğunu, hakkaniyetle bağdaşmadığını, davalının maddi ve sosyal ekonomik durumuna göre fazla olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TBK 74. maddesi gereği ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (YHGK 11/10/1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. Bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturur (Hukuk Genel Kurulu – 2008/4-564 Esas, 2008/536 Karar). Hukuk hakimi beraat kararıyla bağlı değil ise de, TBK 74. maddesi gereği kesinleşen mahkumiyet kararıyla bağlıdır. Davaya konu trafik kazasına ilişkin Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/470 Esas – 2019/545 Karar sayılı kararı ile davalı araç sürücüsü …’un meskun mahal içerisinde hız sınırına uygun araç kullanmayarak müteveffaya çarpıp ölümüne neden olduğundan bahisle takdiren ve teşdiden cezalandırılmasına karar verilip, bu kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 2019/4396 Esas – 2020/636 Karar sayılı esastan ret ilamıyla kesinleştiği, kesinleşen ceza mahkemesi kararına göre davalı araç sürücüsünün asli, müteveffanın ise tali kusurlu kabul edildiği, ilk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 19/12/2019 tarihli ATK raporunun da ceza mahkemesinde kesinleşen maddi vakıa doğrultusunda düzenlendiği, dolayısıyla mahkemenin kusura ilişkin kabul şeklinde oluş, usul ve yasaya herhangi bir aykırılık bulunmadığı, giderek buna ilişkin istinaf iddia ve itirazlarının kabule şayan olmadığı görülmektedir. Diğer yandan manevi tazminat takdirinde BK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davalı vekilinin manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 4.440,15 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.104,40‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.335,75‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …’tan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davalı aleyhine hükmedilen miktar (65.000 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/05/2023