Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2490 E. 2023/307 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/2490
Karar No: 2023/307
İncelenen Kararın
Mahkemesi : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 11/02/2020
Numarası: 2018/812 (E) – 2020/112 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 24/2/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalanmayan davalı işleten … Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait sürücüsü davalı …’ün yönetimindeki … plakalı kamyonetin çarptığı …’nun öldüğünü belirterek, adı geçen ölenin eşi davacı … için 1.000,00 TL, kızı davacı … için 500,00 TL, kızı davacı … için 500,00 TL, kızı davacı … için 500,00 TL, babası davacı … için 250,00 TL, annesi … için 250,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine; davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20,000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, … için 10,000,00 TL, ölenin kardeşleri davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 155.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiş; 27/6/2019 ve 11/10/2019 günü sunduğu dilekçelerle davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 58.777,08 TL, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 84,52 TL, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarının 3.995,86 TL, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarının 3.995,86 TL, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını 9.888,85 TL, davacı … için talep ettiği maddi tazminat tutarını ise 4.382,53 TL, talep ettiği toplam destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise 80.955,67 TL olduğunu bildirmiştir. Davalılar … ve … Sanayi ve Ticaret AŞ vekili ile davalı … vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, davacı …’nun maddi tazminat davasının kabulüne, 9.988,85 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’ya verilmesine, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine; manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 6.000,00 TL, davacı …’nun mirasçıları …, …, …, …, … ve … için toplam 5.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 83.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Sanayi ve Ticaret AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak, kabul edilen miktarlara göre davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerine yapılan ödemeler ile ödemelerin güncel değerinin rapor tarihindeki destekten yoksun kalma tutarlarının ve nihayetinde gerçek ve nihai maddi zararların kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tespit eden bilirkişi raporunda, ölenin eşi … için 58.775,08 TL, … için 84,52 TL, … için 3.995,86 TL, … için 3.995,86 TL, … için 9.888,85 TL, davacı … için 4.382,53 TL tutarında gerçek ve nihai maddi zararının hesaplandığını, … lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesine karşın diğer müvekkillerine ödenen paranın yeterli olduğuna ilişkin açıklama da getirilmeden gerekçesiz biçimde karar verildiğini; olayın gerçekleşme biçimi, kazanın oluşumuna neden olan kusur durumu, davacının ölen ile yakınlık dereceleri itibarıyla duydukları üzüntü ve acının ağırlığı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükmolunan manevi tazminat bedelinin manevi huzuru tatmin etmekten çok uzak olduğunu, gerçekten de bilirkişi raporunda ölen …’ya atfedilecek kusur bulunmadığının belirtildiğini, sonuçta bilirkişi raporunu doğru değerlendirmeyen ilk derece mahkemesinin gerekçesiz kararla maddi tazminat talebini büyük oranda reddettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan kusur oranlarının hatalı olduğunu, talep etmelerine karşın davanın ihbar edilmediği … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili davalı şirket arasındaki dağıtıcılık (distribütörlük) sözleşmesinin dikkate alınmadığını, manevi tazminatın hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkili davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ’nin …’nun ölümüyle sonuçlanan kazada kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirket adına kayıtlı olan kazaya karışan aracın dağıtıcılık sözleşmesi uyarınca maddi ve manevi tazminatlardan doğacak tüm sorumluluğu ile birlikte … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ruhsatı ile birlikte teslim edildiğini, talep etmelerine karşın bu konuda inceleme yapılmadığını, bilirkişi raporunda yer verilen kusur oranlarının hatalı, hükmolunan manevi tazminat miktarlarının da çok yüksek olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işleten sıfatının 3’üncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Aynı Kanunun 3 üncü maddesinde işleten “…araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85 inci maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, moturlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması koşuluyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araç, kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek öğretide, gerekse Yargıtayın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde eylemli egemenlik ve ekonomik yararlanma öğelerinin birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda ise; cevap dilekçesinde müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı aracın 27/5/2015 tarihli dağıtıcılık sözleşmesi uyarınca dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ruhsatı ile birlikte teslim edildiğini savunan davalı adı geçen … Sanayi ve Ticaret AŞ vekili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla 7/3/2019 günü sunduğu dilekçe ekinde dağıtıcılık sözleşmesi olduğunu belirtmiş olmakla birlikte, işleteni olduğu kamyonetin 3 üncü kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme kapsamında, ekonomik yararlanmasını da devredecek biçimde teslim edildiğini ve sözleşme ile sözleşme bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirildiğine ilişkin kanıt sunmadığı gibi sözleşme, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan kanıtlarla da desteklenmemiştir. Bu itibarla … plakalı kapalı kasa kamyonetin maliki davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ’nin yukarıda açıklanan KTK’nin 3 üncü maddesi uyarınca işleten sıfatıyla sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda, yerleşim yeri içinde iki yönlü yolun kendisine ayrılmış sağ tarafından sevk ve idaresindeki … plakalı kapalı kasa kamyonet ile okul geçidi levhasına yaklaşık 4 m. mesafede bulunan İETT otobüs durağı önünde geri manevra sırasında aracının arka kısımları ile ölen yaya …’ya çarpmasıyla oluşan trafik kazasında, KTK’nin 84/f ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin (KTY) 157/a-6 ncı maddelerinde yer alan doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma ve KTK’nin 84/j ve KTY’nin 157/a-10 uncu maddelerinde yer alan manevraları düzenleyen genel şartlara uymama kurallarına aykırı davranan davalı sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, ölen yaya …’nun ise KTK’nin 68/b ve KTY’nin 168/b maddelerinde belirtilen kurallara uyması nedeniyle kusurunun bulunmadığı; dava açılmadan önce 130.587,00 TL ödenen davacı …’nun ödeme tarihindeki destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 130.552,25 TL; dava açılmadan önce 5.186,00 TL ödenen davacı …’nun ödeme tarihindeki destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 3.921,54 TL; dava açılmadan önce 9.814,00 TL ödenen davacı …’nun ödeme tarihindeki destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 10.192,42 TL; dava açılmadan önce 9.814,00 TL ödenen davacı …’nun ödeme tarihindeki destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 10.192,42 TL; dava açılmadan önce 8.980,00 TL ödenen davacı …’nun ödeme tarihindeki destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 13.648,40 TL; dava açılmadan önce 8.541,00 TL ödenen davacı …’nun ödeme tarihindeki destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 8.316,74 TL olduğu belirtilmiş; böylece davalı … tarafından destekten yoksun kalma tazminatının ödendiği tarih itibarıyla davacılar …, …, …’nun, destekten yoksun kalma tazminatlarının tümünün ödendiği, davacılar … ile …’ya 378,42‬ TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatının eksik ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda; davalı sürücü …’ün yönetimindeki kamyonet ile davacıların desteği ölen …’nun kaza sırasındaki konumları ve adları geçen davalı sürücü ile desteğin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunan nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde; dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının, davacılar …, …, …’nun destekten yoksun kalma tazminatlarının davacı … tarafından dava açılmadan önce 29/8/2017 günü ödendiğinin, davalı … tarafından davacılar … ile …’ya eksik ödenen 378,42‬ TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminatının ise kabul edilebilir hata payı içerisinde olduğunun anlaşılması karşısında, HMK’nin 279 uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiş, bu itibarla davacılar …, …, …, … ve … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davalarının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56 ncı maddesinin 1 inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2 nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş, kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmak; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek; bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş biçimi ve tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4 üncü maddesinde belirtildiği gibi, hukuka ve hakkaniyete uygun sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı ile davalı sürücünün dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporundan anlaşılan kusur oranına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminat miktarlarının az olduğu kanısına ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:I-Davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine, II-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı … tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin maddi tazminat davasının kabulüne, 9.988,85 TL maddi tazminatın, 7/9/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacı …’ya verilmesine, 2-Diğer davacılar tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin maddi tazminat davalarının reddine, 3-Davacıların manevi tazminat davalarının kabulüne; davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … mirasçıları (…, …, …, …, … ve …) için 10.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın 22/6/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek kabul edilen miktarlara göre adları geçen davacılara verilmesine, 4-Maddi tazminat davası yönünden;a) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve kabul edilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarına göre hesaplanan 682,33 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat davasına isabet eden 10,25 TL, ıslah harcı olarak alınan 1.100,00 TL olmak üzere toplam 1.110,25 TL karar ve ilam harcından mahsubuna, b) Reddine karar verilen destekten yoksun kalma tazminatı davaları nedeniyle Harçlar Kanunu uyarınca davacılar …, …, …, … ve …’dan ayrı ayrı alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 272,00 TL (54,40×5) maktu karar ve ilam harcının, maddi tazminat davası için yatırılan ve hükmolunan harcın mahsubundan sonra kalan 838,25‬ TL karar ve ilam harcından mahsubuna, bakiye karar ve ilam harcının talep halinde yatıran davacılara geri verilmesine, 5-Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve kabul edilen manevi tazminatların toplamına göre hesaplanan 10.588,05‬ TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat davasına isabet eden 529,40 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 10.058,65‬ TL karar ve ilam harcının davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, 6-Davacılar tarafından ödenen ve maddi tazminat davasında hükmolunan karar ve ilam harcından mahsubuna karar verilen 682,33 TL’nin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ, … ve …ndan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, 7-Davacılar tarafından ödenen ve manevi tazminat davasında hükmolunan karar ve ilam harcından mahsup edilen 529,40 TL’nin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,8-Davacılar tarafından harcanan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 446,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.246,00 TL yargılama giderinden,a) Maddi ve manevi tazminat taleplerinin toplamına göre belirlenen davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%69,92 kabul, %30,08‬ ret) 1.570,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,b) Davalı …nın 95,00 TL yargılama giderinden sorumlu tutulmasına,c) Bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden inceleme dışı kalan ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrası yinelenerek; davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 10-Maddi tazminat davası bakımından ilk derece mahkemesinin vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek;a) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat talebine göre hesaplanan 8.441,02 TL nispi vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak vekille temsil edilen davalılara verilmesine, b) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat talebine göre belirlenen 500,00TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak vekille temsil edilen davalılara verilmesine, c) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat talebine göre belirlenen 3.400,00TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak vekille temsil edilen davalılara verilmesine,ç) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat talebine göre belirlenen 3.400,00TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak vekille temsil edilen davalılara verilmesine,d) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddine karar verilen maddi tazminat talebine göre belirlenen 3.400,00TL vekâlet ücretinin, davacı … mirasçıları …, …, …, …, … ve …’dan alınarak vekille temsil edilen davalılara verilmesine,e) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat talebine göre belirlenen 3.400,00TL vekâlet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,10-Manevi tazminat davaları bakımından;a) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine, b) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,c) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,ç) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, d) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,e) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,f) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,g) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,ğ) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine,h) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı … mirasçılarına (…, …, …, …, … ve …) verilmesine, ı) Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 uncu maddesinin 1 inci ve 4 üncü fıkraları ile 13 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkraları uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’ya verilmesine, 11-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, III-İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davacılar tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve ilk derece mahkemesince hükmolunan maddi ve manevi tazminatların toplamına göre hesaplanan 6.386,22 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.584.55‬ TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.801,67‬ TL karar ve ilam harcının davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ’den tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından harcanan posta ve tebligat gideri 27,50 TL, istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 176,10 TL yargılama giderinin, davalılar … Sanayi ve Ticaret AŞ ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, 4-Davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcanan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24/2/2023