Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2473 E. 2023/352 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/2473
Karar No: 2023/352
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 25/06/2020
Numarası: 2015/538 (E) – 2020/294 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 7/3/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı …’ın yönetimindeki … plakalı aracı ile TEM otoyolunda İstanbul yönüne doğru seyir halinde iken, otoyolun karşı yönünde seyir halinde bulunan davalı sürücü …’nin yönetimindeki davalı işleten …’e ait … plakalı otomobil ile davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı kamyonun karıştığı kazanın etkisiyle bulundukları yoldan çıkıp refüjü aşarak davacıların seyir halinde bulundukları yola girmelerinin ardından yola saçılan parçaların üzerinden geçerek emniyet şeridinde durduğunu, bu sırada arkadan gelen davalı …’in yönetimindeki davalı işleten … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne ait davalı … Sigorta AŞ tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin davacı …’ın yönetimindeki otomobile çarparak adı geçen davacı ile eşi davacı …’ın yaralanmasına neden olduğunu belirterek, kaza sonucu pert olan aracı nedeniyle 10.200,00 TL, ödediği otopark ücreti nedeniyle 649,00 TL, araç mahrumiyeti nedeniyle 5.000,00 TL zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000,00 TL; bedensel yaralanma nedeniyle tıbbi malzeme ilaç ve hizmet bedeli olarak 30.000,00 TL’yi geçen miktarda, belgesiz tedavi gideri olarak ortalama 6.000,00 TL olmak üzere zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 1.000,00 TL; çalışma gücünün kaybı nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL; ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere, toplam 8.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacılar … ve …’a verilmesine, davacı … için 150.000,00 TL, davacı … için 100.000,00 TL, davacı … için 75.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, …, … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 16/12/2019 günü sunduğu dilekçe ile karşılanmayan 1.000,00 TL tedavi gideri bedeli ile müvekkiline ait aracın 1.000,00 TL hasar bedelinden feragat ettiklerini beyan ederek, geçici iş göremezlik tazminatı talebini 99.165,79 TL’ye, sürekli iş göremezlik talebini 781.904,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi vekili ile davalı … dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlardır. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç ile … plakalı araçların müvekkili şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek toplanmasını istediği kanıtları bildirmiştir. İlk derece mahkemesince, davalılar …, … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi ile …’a karşı açılan davanın reddine; davalı … Sigorta AŞ’nin zamanaşımı definin reddine; davacı …’ın maddi tazminat talebi yönünden tahsilde tekerrüre neden olunmaması koşuluyla davalı … Sigorta AŞ’nin geçici iş göremezlik tazminatı bakımından poliçe limiti olan 30.163,81 TL, sürekli iş göremezlik poliçe limiti olan 237.836,19 TL ile sınırlı biçimde sorumlu olduğu kabul edilerek, 99.165,79 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 781.904,44 TL sürekli iş göremezlik tazminatının … plakalı araç sürücüsü davalı … ile işleteni davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı … Sigorta AŞ’den ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine; davacı tarafın 1.000,00 TL tedavi gideri ve 1.000,00 TL aracı kullanamaması ve araç zararından kaynaklanan tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine; davacı … için 75.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den alınarak adları geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi hakkındaki davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira davacı …’ın dikkatli, tedbirli, özenli ve basiret sahibi sürücü olarak aracını kaza sebebiyle yol üzerinde oluşan engellerden geçirdiğini, fakat arkadan gelen aracın kendisine çarptığını, kazanın oluşumuna sürücüden kaynaklanan sağ şeritte yüksek hız, yakın takip, konsantrasyon düşüklüğü, dikkatsizlik, tedbirsizlik ve uykusuzluk ile yorgunluk gibi nedenlerin devreye girdiği, nitekim davalı sürücü …’in yanında oturan …’in anlatımında bildirdiği “İçim geçmiş uyuyordum, nasıl olduğunu hatırlamıyorum” beyanı değerlendirildiğinde kazaya karışan …’in konsantrasyon düşüklüğünün, uyuklamasının ve yorgunluğunun kesin kanıtı değil ise de göz önüne alınması gereken ipucu olduğunu, bütün bunlara yüksek hız ve yakın takip kusurları da eklendiğinde kazanın oluşumunda …’in kusurlu olduğunun anlaşıldığını; geçi ve sürekli iş göremezlik tazminat taleplerine avans faizi uygulanması talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çünkü 16/12/2019 tarihli dilekçede talep edilen avans faizi talebinin ıslah hükmünde olduğunu; dosyaya sunulan Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 15/12/2016 tarihli raporda %90 oranında engelli olduğu belirtilen müvekkili davacının yaralanmasının, Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) düzenlenen raporda ise meslekte kazanma gücünü %64 oranında kaybına neden olduğunun, iyileşme süresinin ise 18 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini; hükmolunan manevi tazminat tutarlarının düşük olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından davacı …’a ödenen 28.800,81 TL geçici iş göremezlik tazminatının mahsup edilmeksizin hesaplama yapılmasının sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6/10/2022 tarihinde verdiği dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekilinin, kendisine 31/10/2020 günü tebliğ edilen ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin 20/10/2020 gün ve 2015/538 (E) – 2020/294 (K) sayılı kararına yönelik istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeniyle, davalı … vekilinin istinaf başvurusu inceleme dışı bırakılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hakkında Akyazı Asliye Ceza Mahkemesinde taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan dava açılan davalı sürücü …’in beraatine ilişkin anılan mahkemenin 19/12/2017 gün ve 2016/120 (E) – 2017/1135 (K) sayılı hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 3/5/2019 tarihli raporda ise yönetimindeki otomobil ile orta şeritte seyir halinde iken olay yerine geldiğinde sevk ve idare hatası sonucu sağa manevra yapıp sağ şeritte seyir halinde olan davalı …’ın yönetimindeki kamyona çarpıp bu araçla birlikte sola doğru yönelerek orta refüj üzerinde bulunan bariyerlere çarpan davalı sürücü …’nin %100 oranında asli kusurlu olduğu, yönetimindeki otomobil ile seyri sırasında olay yerine geldiğinde diğer araç sürücülerinin karıştığı kaza nedeniyle yola savrulan bariyerlere çarpması ve üzerinden geçmesi sonucu direksiyon hakimiyetini kaybedip durmaya çalışan davacı …’ın yönetimindeki … plakalı otomobile arkadan çarpan davalı sürücü …’in kusursuz, yönetimindeki kamyon ile olay mahallinde sağ şeritte seyri sırasında sol tarafından kendisiyle aynı istikamette seyir halinde iken istikamet şeridine doğru sağa manevra yapan davalı sürücü …’nin yönetimindeki otomobile karşı alacağı önlem bulunmayan davalı … plakalı kamyon sürücüsü …’ın kusursuz, yönetimindeki otomobil ile seyri sırasında olay yerine geldiğinde diğer araç sürücülerinin karıştığı kaza nedeniyle yola savrulan araç parçalarının ve bariyerlerin üzerinden geçip durmaya çalıştığı sırada geriden gelen davalı sürücü …’in yönetimindeki otomobilin çarpmasına maruz kalan davacı sürücü …’ın da kusursuz olduğu belirtilmiş; böylece davalı sürücüler …, … ve … ile davacı …’ın yönetimindeki araçların kaza sırasındaki konumları ve sürücülerinin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunan nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde; dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında, dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir. Davacının yaralanmasına ilişkin Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporda, raporun hangi yönetmeliğe ve ölçütlere göre düzenlendiğine ilişkin bilgiye yer verilmemesi nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen ATK 3 üncü İhtisas Kurulunun 12/6/2017 gün ve 11018 sayılı raporu arasında çelişki bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi; Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Özel Eskişehir Sakarya Hastanesi, Özel Acıbadem Bakırköy Hastanesi ile Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi sağlık kurulu tarafından düzenlenen raporlar da değerlendirilerek düzenlenen ve davacı …’ın 23/12/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre meslekte kazanma gücünü %64 oranında kaybettiği, iyileşme süresinin de 18 aya kadar uzayabileceği belirtilen ATK 3 üncü İhtisas Kurulunun 12/6/2017 gün ve 11018 sayılı raporuna dayanılarak hüküm kurulmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı işleten …’e … plakalı otomobilin kullanım tarzı hususi olup adı geçen işletenin tacir olduğuna ve otomobilin de ticari işte kullanıldığına ilişkin dosyada kanıt bulunmamaktadır. Bu itibarla adı geçen davalı işleten ile sürücüsü davalı … aleyhine hükmolunan tazminatlara yasal faiz uygulanmasının yerinde olduğu kabul edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56 ncı maddesinin 1 inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2 nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş, kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmakta; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekte; bir teselli, bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş biçimi ve tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4 üncü maddesinde belirtildiği gibi, hukuka ve hakkaniyete uygun sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalıların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporundan anlaşılan kusur oranına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ancak dava dosyası istinaf kanun yolu incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada, vekâletnamesinde davadan veya kanun yollarından feragat etme yetkisi bulunan davacılar vekili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla 23/12/2020 tarihinde gönderdiği elektronik imza taşıyan dilekçeyle, … Sigorta AŞ aleyhine yaptıkları istinaf kanun yolu başvurusu ile … Sigorta AŞ’ye karşı açtıkları davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. HMK’nin 349 uncu maddesinin 2 nci fıkrasına göre istinaf başvurusu yapıldıktan ve dosya istinaf incelemesi için gönderildikten sonra istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilirse Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilir. Davadan feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 307 nci maddesi uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Aynı Kanunun 309 uncu ve 310 uncu maddelerine göre dava hakkında verilen kararın kesinleşmesine kadar her zaman davadan feragat edilebilir. Davayı sonuçlandıran tek taraflı hukuki işlemlerden olan ve karşı tarafın kabulüne de bağlı olmayan davadan feragat, HMK’nin 311 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. TBK’nin 61 inci maddesi uyarınca birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 85 inci maddesinin 1 inci fıkrası gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı maddenin son fıkrasına göre de, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde trafik kazasına neden olan davalı sürücü … ile kazaya karışan … plakalı otomobilin maliki davalı işleten … ve ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigortacı … Sigorta AŞ, trafik kazası sonucu oluşan eldeki davaya konu maddi zarardan müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna ulaşılacaktır. Davadan feragatin diğer borçlulara sirayetinin düzenlendiği TBK’nin 168 inci maddesinin 2 inci fıkrası hükmüne göre alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır. Aynı Kanunun 166 ncı maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Anılan maddenin 2 nci fıkrası gereğince de, borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Yine TBK’nin 168 inci maddesinin 1 inci fıkrası hükmüne göre, diğerlerine rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri, ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur. Burada, ifada bulunan müteselsil borçlunun alacaklıya halef olması hali düzenlenmekte olup madde metninden de anlaşılacağı üzere, alacaklının müteselsil borçlulardan biri hakkındaki davadan feragat etmesi, alacaklıya yapılan ödeme nedeniyle olması durumunda, diğer müteselsil borçlular o ödeme oranında borcun sona ermesinden yararlanırlar. Davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, ZMSS sigortacısı … Sigorta AŞ hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıları etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. TBK’nin, müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır. TBK’nin 167 nci maddesinin 2 nci fıkrası ve 168 inci maddesinin 7 nci fıkrası gereğince diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur. Aynı Kanunun 168 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca da, alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davacılar vekili hakkındaki maddi tazminat davasından feragat ettiği davalı … Sigorta AŞ’nin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil borçlu davalılar davalı işleten … ve davalı sürücü …’nin iç ve dış ilişkideki durumunu ağırlaştırmıştır. Şu halde, TBK’nin 168 inci maddesi ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 11/4/1940 gün ve 70 sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/11/1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca davalı … Sigorta AŞ hakkındaki davadan feragatin, zarardan müteselsilen sorumlu olan diğer davalılar … ve davalı sürücü …’ye sirayet edeceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan maddi tazminat davasının ise feragat nedeniyle reddine; davacının hakkındaki davadan feragat ettiği davalılardan … Sigorta AŞ’nin maddi tazminata ilişkin sorumluluğu, sağlık giderleri teminatı kapsamında bulunan belgesiz tedavi gideri niteliğindeki geçici iş göremezlik tazminatı yönünden 268.000,00 TL poliçe limitiyle, sürekli sakatlık teminatı kapsamında bulunan sürekli sakatlık tazminatı yönünden de 268.000,00 TL poliçe limitiyle sona erdiği, böylece davalı sürücü … ile davalı işleten …’in, TBK’nin 166 ncı maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca … Sigorta AŞ’nin ZMSS poliçesiyle sorumlu olduğu sağlık giderleri teminatı kapsamında bulunan geçici iş göremezlik tazminatından 268.000,00 TL ile sürekli sakatlık teminatı kapsamında bulunan sürekli sakatlık tazminatından da 268.000,00 TL tutarında sorumluluktan kurtuldukları sonucuna ulaşılmış; davacı …’ın aktüerya hesap uzmanı bilirkişi raporuyla belirlenen 781,904,44 TL sürekli sakatlık tazminatından, … Sigorta AŞ’nin sorumlu olduğu 268.000,00 TL’nin mahsubu ile artan 513.904,44‬ TL sürekli sakatlık tazminatına hükmolunması, bilirkişi raporuyla hesaplanan 99.165,79 TL tutarındaki geçici iş göremezlik tazminatının ise hakkındaki davadan feragat edilen … Sigorta AŞ’nin sorumlu olduğu 268.000,00 TL tutarındaki poliçe limiti içinde kalması nedeniyle davacı …’ın geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan davacılar vekilinin, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açtığı davadan feragat etmesi nedeniyle, adı geçen sigorta şirketine karşı açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğinden, istinaf kanun yolu başvurusu konusuz kalan davalı … Sigorta AŞ’nin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine de olanak bulunmamaktadır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davacılar vekilinin, davalı … Sigorta AŞ yönünden verilen nihai karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 349 uncu maddesinin 2 nci fıkrası gereğince feragat nedeniyle reddine, II-Davacıların davadan feragat etmesi nedeniyle istinaf kanun yolu başvurusu konusuz kalan davalı … Sigorta AŞ’nin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, III-Davacıların davadan feragat etmesi nedeniyle, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararı ile 3/9/2020 gün ve 2015/538 (E) – 2020/294 (K) sayılı tavzih kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacıların, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açtıkları maddi tazminat davalarının feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine, 2-Davalılar …, … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi ile …’a karşı açılan davaların reddine, 3-Davacı tarafın 1.000,00 TL karşılanmayan tedavi gideri ile 1.000,00 TL aracı kullanamaması-araç zararı tazmini taleplerinin feragat nedeniyle reddine, 4-Davacı … tarafından davalılar … ve …’e karşı açılan geçici iş göremezlik tazminatı davasının reddine, 5-Davacı … tarafından davalılar … ve …’e karşı açılan sürekli iş göremezlik tazminatı davasının kısmen kabulüne, 513.904,44‬ TL sürekli sakatlık tazminatının, davalılar … ve …’den kazanın meydana geldiği 23/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6-Manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne; davacı … için 75.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’den kazanın meydana geldiği 23/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, adları geçen davacılara kabul edilen miktarlara göre verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 7-Maddi tazminat davası bakımından, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35.104,81 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat talebine isabet eden 29,12 TL, ıslah harcı olarak alınan 14.945,00 TL olmak üzere toplam 14.974,12‬ TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 20.130,69‬ TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 8-Manevi tazminat davası bakımından, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.831‬,00 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat talebine isabet eden 1.364,41 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 5.466,59‬ TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 9-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesi uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 74.529,49 TL nispi vekâlet ücretinin, davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 10-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca 40.520,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine, 11-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 12-Davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi lehine hükmolunan vekâlet ücretine ilişkin İlk derece mahkemesinin hüküm fıkrası yinelenerek, 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, 13-Vekille temsil edilmeyen davalı … lehine vekâlet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına, 14-İlk derece mahkemesinin kabulüne karar verilen manevi tazminat davasında hükmolunan vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek;a) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 10.550,00 TL nispi vekâlet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, b) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, c) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, ç) İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 15-İlk derece mahkemesinin reddine karar verilen manevi tazminat davasında hükmolunan vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek; a) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 10.550,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine, b) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,c) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,ç) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,d) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,e) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,f) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalı …’e verilmesine,g) İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsili ile vekille temsil edilen davalılar … ve … Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,16-Davacılar tarafından harcanan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 980,40 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.380,40 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%48,88 kabul, %51,12 ret) 1.652,33 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, davacılar tarafından sarf edilen bakiye yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,17-Davalı … Sigorta AŞ tarafından sarf edilen 13,15 TL yargılama giderinin davacı …’dan tahsil edilerek adı geçen davalıya verilmesine,18-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, IV-İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davacılar vekili tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu konusuz kalması nedeniyle incelenemeyen davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin yatırılan istinaf kanun yolu başvuru harcı ile karar ve ilam harçlarının talep halinde geri verilmesine, 3-Davacılar tarafından sarf edilen istinaf kanun yolu başvuru giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-Davalı … Sigorta AŞ tarafından sarf edilen 57,70 TL istinaf kanun yolu başvuru giderinin davacı …’dan tahsil edilerek, adı geçen davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı …’ın maddi tazminat davasında verilen kararlar yönünden HMK’nin 361 inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere; davacı …’ın manevi tazminat davasında verilen kararlar ile diğer davacıların davaları hakkında verilen kararlar yönünden ise HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.7/3/2023