Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2423 E. 2021/259 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2423
KARAR NO: 2021/259
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİC. MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2017/1132 Esas – 2020/225 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Taz.)
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle davalı sigorta şirketine karşı maddi tazminat istemiyle açılan davada mahkemece: “Davanın geçici iş göremezlik tazminatı istemi yönünden reddine, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden kabulüne, sürekli iş göremezlik tazminatı 28.783,97 TL ‘nin 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketini sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacı …’e velayeten … ve … vekili ile ekli ibraname çerçevesinde ödeme yapılmak suretiyle sulh olunduğunu, sulh olunması sebebiyle davanın konusu kalmadığından davacı vekili tarafından mahkeme dosyasına gönderilen feragat dilekçesi ile davasından feragat edildiğini, bu nedenle verilen kararın, bu davacı yönünden kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir. Dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderildikten sonra davacılar vekili dilekçesiyle; dosyada, davalı ile sulh olup alacağın tahsil edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını, davanın konusuz kalmasından ötürü vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, davalının vekalet ücreti talebi olup olmadığı konusunda müzekkere yazılmasını talep ederek, davanın konusuz kalmasından dolayı “gereğinin yapılmasını” istemiştir. Davacılar vekilinin bu beyanı dışında, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde sözünü ettiği feragate ilişkin davacılar vekilince dosyaya sunulmuş bir beyan bulunmadığı ve dolayısıyla davanın feragat nedeniyle reddinin mi, sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığının mı, yoksa sulh sözleşmesinin onaylanmasının mı istenildiği belirgin değildir. Bilindiği ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 313/1 maddesinde düzenlendiği üzere sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. HMK’nın 314. maddesinde sulhün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir. HMK’nın 315/1 maddesi ise “Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmünü amirdir. Yine, HMK’nın “Sulhun zamanı” başlıklı 314. Maddesinin 1. fıkrasında sulhün, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 7251 sayılı Kanun’un 30 md. ile eklenen 2. fıkrasında da; sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosyanın kanun yolu incelemesine gönderilmeyeceği ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verileceği öngörülmüştür. Anılan yasal düzenlemeler bağlamında somut olay ele alındığında; her ne kadar davacı vekili sulh beyanında bulunup tarafların bu konuda uzlaştıklarını belirtmiş ise de; istinaf başvurusunda bulunan davalı taraf, yukarıda da ifade edildiği üzere, davacılar vekilinin davadan feragat ettiğini ileri sürmektedir. Yine davacılar vekilinin sulhe göre karar verilmesini mi, yoksa karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini mi talep ettiği bildirilmemiş, yargılama giderleri konusunda “davalı tarafa müzekkere yazılması” istenilmiştir. Bu durumda Dairemizce HMK’nın 314/2 maddesi uyarınca sulh çerçevesinde sözleşmenin onaylanmasına veya sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına veya feragat nedeniyle davanın reddine dair ek karar verilmesi olanağı yoktur. Hal böyle olunca, belirtilen hususlarda taraf vekillerinin açıkça taleplerinin, ileri sürülen sulh sözleşmesinin kapsamının, sözleşme çerçevesinde ne şekilde karar verilmesinin istenildiğinin (ileri sürülen sulh sözleşmesinin onaylanması veya sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı) yahut feragat nedeniyle davanın reddinin istenilip istenilmediği ve bu ihtimalde yargılama giderleri konusunda karşılıklı talepleri belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi bakımından kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davada, yukarıda izah edildiği üzere işlem yapılarak karar verilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 3-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 4-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.24/02/2021