Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2415 E. 2022/2293 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2415
KARAR NO: 2022/2293
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2016/1252 Esas – 2020/193 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan, geçici-kalıcı iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri adı altında maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 10/03/2020 tarihli kararıyla; “…Davalı tarafın davacı tarafa yaptığını iddia ettiği ve dekontunda yeterli açıklama olmayan ödemenin kime yapıldığı hususu bankasından sorulmuş olup 13.11.2019 tarihli cevapta 18.11.2014 tarihli dekont ile ödemenin davacı …’ a yapıldığı anlaşılmıştır. Davacıya 18.11.2014 tarihi itibari ile yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı hususu aktüer bilirkişi tarafından hesaplandığında 18.11.2014 tarihi itibari ile davacının geçici tam ve sürekli kısmi iş göremezlik tazminat toplamının 26.923,25 TL olduğu davacıya o tarih itibari ile 43.507,46 TL ödendiği anlaşıldığından davacının davalıdan talep edebileceği bir tazminat miktarı kalmadığından davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar bilirkişiden ek rapor alınmış ise de, ek raporun 2. sayfasında emsal ücrete göre hesaplama yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen 3. ve 4. sayfalarına bakıldığında asgari ücrete göre hesaplama yapıldığının görüleceğini, 2017 – 2018 ve 2019 ile bilinen ve bilinmeyen dönemler için asgari ücretin 1,3067 katı baz alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, 30 yıldır döşeme ve koltuk ustası olan müvekkilinin tazminat hesaplamasının emsal ücret doğrultusunda yapılması gerektiğini, bakıcı gideri taleplerinin bulunduğunu ancak Mahkemece bu talepleriyle ilgili herhangi bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu, ATK tarafından verilen rapor ile Devlet Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davalı tarafça davacıya ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de, dekonta bakıldığında, yapılan ödemenin kime ve niçin yapıldığının belli olmadığını, bu nedenle, davalı tarafın, müvekkiline ne kadar ve ne zaman yaptığını yazılı belge ile ispat edemediğinden hesaplanan tazminattan indirilmesinin de yerinde olmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 24/02/2013 tarihinde, davalı … AŞ. nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, davacının yaralandığı; dava öncesinde 18/11/2014 tarihinde davacıya geçici-kalıcı iş göremezlik zararı toplamı 43.507,46 TL ödeme yapıldığı; 09/11/2016 tarihinde açılan eldeki davada davacının bakiye geçici-kalıcı iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri talep ettiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karar dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 02/04/2018 tarihli raporunda; davacının, dava konusu kaza nedeniyle %6 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, haksız fiillerden kaynaklanan beden gücü kayıplarının tespiti konusunda dikkate alınacak tek geçerli yönetmelik; “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlendiği; bir başka deyişle sağlık kurulu raporu, geçerli Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğinden herhangi bir çelişkiden söz edilemeyeceği, raporun, geçici-kalıcı iş göremezlik zararının tespiti açısından hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin, raporlar arasında çelişki bulunduğu yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir.Dosyada bulunan … bank Gebze Şubesinin 13/11/2019 tarihli yazısı ve ekindeki dekonta göre, davalı … tarafından davacıya 18/11/2014 tarihinde 43.507,46 TL ödeme yapıldığı sabit olmuştur. Mahkemece karara dayanak yapılan 02/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; dava öncesinde davalı … tarafından, davacıya yapılan bu ödeme dikkate alındığında, davacının talep edebileceği bakiye geçici-kalıcı güç zararının bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Zarar bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu görülmüştür. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin bakıcı giderine yönelik itirazına gelince; davacı taraf dava dilekçesinde, HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında, 500 TL bakıcı gideri, 500 TL geçici iş göremezlik zararı ve 1.000 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplamda 2.000 TL maddi tazminat talep etmiştir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere Mahkemece, bakıcı gideri ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve bir karar verilmemiştir. Bu nedenle, davacının bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. O halde, Mahkemece, davacının, dava konusu trafik kazası nedeniyle bakıcıya muhtaç kalıp kalmadığı yönünden ATK’dan ek rapor alınması, bakıcıya muhtaç olduğunun tespit edilmesi halinde zarar bilirkişisinden bakıcı gideri zararı yönünden ek rapor alınması ve tarafların delillerinin değerlendirilerek bakıcı gideri talebi konusunda bir karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacının vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2022