Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2406 E. 2022/2172 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2406
KARAR NO: 2022/2172
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2020
NUMARASI: 2018/390 Esas – 2020/449 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 09/09/2020 tarihli ara kararıyla; “1-Davacının sürekli işgöremezlik tazminatı talebinin kabulüne, a)12.141,92-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden, davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru tarihinden sonraki 8. İş günü olan 13/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Lehtijarvi yönünden kaza tarihi olan 21/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların her ikisinden de müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, a)20.000,00-TL manevi tazminatın davalı … ‘den kaza tarihi olan 21/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi de alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 19/09/2019 tarihli ATK raporunda davacının asli ve tek kusurlu olduğunu, müvekkiline kusur verilmediğini, ancak Mahkemece tek bilirkişi tarafından hazırlanan ve müvekkilinin %25 oranında kusurlu olduğunu tespit eden 02/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen 20.000 TL manevi tazminatın fazla olduğunu belirtmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 19/09/2019 tarihli ATK raporunda, kazanın meydana gelmesinde davacının %100 kusurlu olduğunu belirtilmesine rağmen Mahkemece, tek kişi tarafından hazırlanan ve sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğunu tespit eden rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaza anında davacı kask ve koruyucu kıyafet takmadığından müterafik kusur bulunduğunu, bu nedenle indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 02/05/2019 tarihli kusur bilirkişi raporunda; bisiklet sürücüsü davacının, bölünmüş ve cadde olan yolda kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen katılım yapması, yolun icap ve şartlarına uymayarak bu nedenlerle oluşabilecek çarpışmayı önlemek için zamanında tedbir almamasından ötürü meydana gelen kazada, 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu’nun 84/a ve 47/b kuralını ihlal ettiği için %75 oranında,… plakalı araç sürücüsü davalı …i’nin, aracının hızını yolun icap ve şartlarına uygun süratle seyretmesi, kavşaklara yaklaşırken hızını azaltması, çapmayı önlemek için zamanında tedbir alması gerekirken, bu kurallara uymayarak meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a kuralının ihlal ettiği için %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporun, kazanın hemen akabinde düzenlenen trafik kazası tespit tutanağıyla birebir örtüştüğü, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu; dolayısıyla Mahkemece de bu rapora itibar edilmesinin yerinde olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalılar vekillerinin kusura yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Ayrıca, davacının yaralanmasının niteliği, sol bacak kırığı nedeniyle verilen maluliyet oranı dikkate alındığında, olayda müterafik kusur koşullarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla müterafik kusur indirimi yapılmamış olamasında da herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle, müterafik kusura yönelik itirazlar kabul edilmemiştir. Kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının niteliği, maluliyet raporu (%6 kalıcı maluliyet oranı – 12 aylık iyileşme süresi), tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itiraz da kabul edilmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.199,03 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 549,75 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 1.649,28‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye verilmesine,3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/12/2022