Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2388 E. 2023/159 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/2388
Karar No: 2023/159
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 17/12/2019
Numarası: 2016/646 (E) – 2019/1242 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 26/1/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle; davalı … AŞ’ye ait davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı sürücüsü davalı …’un yönetimindeki otomobilin yeşil ışıkta yolun karşısına geçmeye başlayan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 1.500,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve … AŞ’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 5/12/2019 günü sunduğu dilekçeyle talep ettiği maddi tazminat tutarını 27.159,86 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili tarafından 24/1/2013 tarihli sözleşme ile dava dışı … AŞ’ye 13/2/2013 gününden, 13/2/2016 gününe kadar olan dönemi kapsayacak biçimde uzun dönem kira sözleşmesiyle kiralandığını, bu nedenle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, toplanmasını istediği kanıtları bildirmiştir. İlk derece mahkemesince, davalı … AŞ’ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; 22.690,29 TL kalıcı iş göremezlik, 1.997,48 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 24.687,77 TL maddi tazminatın davalılar … ve … Sigorta AŞ’den alınarak davacıya verilmesine; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine, 7/2/2015 tarihinde düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı olan aracın 4/10/2015 günü karıştığı kazadan dolayı davacıda oluştuğu ileri sürülen maluliyet oranının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … AŞ yönünden pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve esasa aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik zararının 5.469,57 TL olduğu belirtilen müvekkili lehine 1.997,48 TL üzerinden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davalıların hükmolunan yargılama giderinden müvekkiline karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, davalı … AŞ tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından 150,00 TL yargılama giderinin müvekkiline tahsilinden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bakiye harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiğini, müvekkiline ödenmesi gereken yargılama giderinin eksik ve hatalı hesaplandığı gibi … AŞ için yapılan tebligat giderinin de yüksek belirlendiğini, kazanın oluş biçimi ile davacının beş yılı aşkın süredir tedavi görüyor olmasına göre 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı nitelik taşıdığını, Adli Tıp raporuna karşı sunulan beyan ve talepleri dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın gerçekleştiği yerde yaya geçidi bulunmadığının bilirkişiler ve mahkeme tarafından göz ardı edilerek müvekkili davalının kusur oranının hatalı belirlendiğini, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda maddi hatalar bulunduğunu, zira raporun kazanç durumu bölümünde davacının evli ve çocuksuz olduğu kabul edilerek asgari geçim indiriminin esas alınacağının belirtildiğini, ancak davacının evli olmadığının raporun başka bir bölümünde belirtildiğini, sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre aylık gelirinin 2.500,00 TL olduğu saptanan davacının gelirinin, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından geçici iş göremezlik ödeme tablosunda prime esas kazancının prim-ikramiye ve asıl kazanç olmak üzere üç aylık ortalamasının brüt 4.997,80 TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığını, bir ay süreyle işe gidemediğini kabul eden davacının geçici iş göremezlik zararının üç ay üzerinden hesaplanmasını kabul etmediklerini, ceza davası nezdinde davacıya ödenen tazminatın mahsup edilmemesinin yasaya aykırı olduğunu, hükmolunan manevi tazminat tutarının da fazla olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin hükme yönelik istinaf dilekçesinin incelenmesinde; Davacı vekili tarafından sunulan bedel artırım dilekçesinde talep edilen toplam maddi tazminat tutarının 27.159,86 TL’ye yükseltilmesi, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilerek 22.690,29 TL kalıcı iş göremezlik, 1.997,48 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 24.687,77 TL tazminata hükmedilerek, 2.472,09‬ TL maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği, böylece reddine karar verilen maddi tazminat talebinin, 2019 yılı için öngörülen ve HMK’nin 341’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca aynı Kanunun ek 1/1-2’nci maddesi uyarınca her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle hesaplanan istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin 4.400,00 TL tutarındaki sınırın altında kaldığının anlaşılması karşısında, davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı hükmüne yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalılar … ve … Sigorta AŞ vekilleri tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ile davacı vekilinin ileri sürdüğü diğer istinaf nedenlerinin incelenmesine gelince: Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde kazaya karışan otomobilin dava dışı … AŞ’ye kiralandığını savunarak dilekçe ekinde kazaya karışan aracın 36 ay süreyle kiralandığına ilişkin 24/1/2013 tarihinde düzenlenen sözleşme ile ekinde ödeme planı, otomobilin 13/2/2013 günü teslim edildiğine ilişkin tutanak sunmuş; kazaya karışan otomobile ilişkin kasko sigortası poliçesinde ise aracın kullanım tarzının rent-a car (araba kiralama) olduğu belirtilmiş, öte yandan Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda ise kazaya karışan aracın üzerinde “… İstanbul” simgeyazısının (logo) bulunduğu belirtilmiştir. Bu itibarla kazaya karışan aracı uzun dönemli kiraladığı anlaşılan davalı … AŞ’nin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 3’üncü maddesi uyarınca işleten sıfatını yitirdiğinin anlaşılması karşısında adı geçen davalıya karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Olay nedeniyle İstanbul Anadolu 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada düzenlenen bilirkişi raporunda; yönetimindeki otomobil ile tek yönlü yolda taşıt yolunun sağında park durumunda bulunan araçların yanında bulunan sağdan ikinci şeritte geri manevra yaptığı sırada yaya geçidine 5 metre mesafeden yolun karşısına geçmeye çalışan davacıya çarpan davalı sürücü …’un asli kusurlu olduğu; davacı yaya …’un ise alabileceği önlem bulunmadığından kusurunun bulunmadığı belirtilmiş, hükme esas alınan Makine Mühendisi bilirkişi raporunda ise aynı nedenlere yer verilerek davalı sürücü …’un kazanın oluşumunda %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacı yaya …’un ise kusurunun bulunmadığı belirtilmiş; böylece bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davalı sürücünün yönetimindeki araç ile davacı yayanın kaza sırasındaki konumları ve davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan bilirkişinin kusura ilişkin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir. Somut olayda; ilk derece mahkemesince, 4/10/2015 günü meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan sürekli sakatlık tazminatının hesaplanmasında Adlî Tıp Kurumu (ATK) 2’nci Adlî Tıp İhtisas Kurulu tarafından davacının engellilik oranının %1 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceğine ilişkin raporun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi, ATK 2’nci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporun davacının yaralanmasına ilişkin önceden düzenlenen muayene raporları ve tedavi belgeleri ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalının raporu irdelenerek ve davacının kurulda muayenesinin yapılarak düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, rapora yönelen istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. Diğer yandan sürekli sakatlık tazminatının, davacıya ait kazanç durumunun Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bildirilen geçici iş göremezlik tablosunda yer alan prime esas kazanca göre asgari ücretin 3,61 katı olduğu kabul edilerek hesaplanmasının yerinde olduğu gibi hükme esas alınan raporda davacının bekar olduğu kabul edilip asgari geçim indiriminin buna göre eklenerek aylık net kazancın belirlendiğinin; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden yapılan incelemede davalı … AŞ tarafından sarf edildiği anlaşılan 150,00 TL tutarındaki yargılama giderinin davacıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığının anlaşılması karşısında, bu konulara yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş, kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmakta; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekte; bir teselli, bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş biçimi ve tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi, hukuka ve hakkaniyete uygun sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı ile davalı …’un dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporundan anlaşılan kusur oranlarına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ancak; davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin eksik hesaplanması, davalı …’un hükmolunan maddi ve manevi tazminatların tutarına göre hesaplanan karar ve ilam harcının tümünden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi yerinde değildir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davacı vekilinin, yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin, maddi tazminata ilişkin hükmüne yönelik istinaf dilekçesinin HMK’nin 352/1-b maddesi uyarınca reddine,B-Davalı … Sigorta AŞ vekili ile davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurularının, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,C-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davacı tarafından, davalı … AŞ’ye karşı açılan trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat davalarının, pasif husumet yokluğu nedeniyle ayrı ayrı reddine, 2-Davacı tarafından davalılar … ve … Sigorta AŞ’ye karşı açılan trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı davasının kısmen kabulüne; 22.690,29 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 1.997,48 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 24.687,77 TL maddi tazminatın, davalı … Sigorta AŞ yönünden davanın açıldığı 17/12/2015 tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise trafik kazasının meydana geldiği 4/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacı tarafından davalı …’a karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; 10.000,00 TL manevi tazminatın trafik kazasının meydana geldiği 4/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 4-Maddi tazminat davası bakımından; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve hükmolunan maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 1.686,42 TL nispi karar ve ilam harcından, maddi tazminat davasına isabet eden ve peşin alınan 5,09 TL karar ve ilam harcı, ıslah harcı olarak alınan 438,20 TL olmak üzere toplam 443,29 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.243,13‬ TL karar ve ilam harcının davalılar … Sigorta AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Manevi tazminat davası bakımından; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve hükmolunan manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 683,1‬0 TL nispi karar ve ilam harcından, manevi tazminat davasına isabet eden ve peşin alınan 170,81 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 512,29‬‬ TL karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden inceleme dışı kalan ilk derece mahkemesinin vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek; a)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca belirlenen 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, vekille temsil edilen davalı … AŞ’ye verilmesine, b)Maddi tazminat davası yönünden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.962,53 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sigorta AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, c)Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalı …’dan alınarak, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, d)Reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden; AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, vekille temsil edilen davalı …’a verilmesine, 7-Davacı tarafından davalı … AŞ’ye karşı açılan maddi ve manevi tazminat davaları nedeniyle sarf edilen 141,47 TL tebligat giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı tarafından sarf edilen 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekâlet harcı, 1.400,00 TL bilirkişi rapor gideri, 485,43 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.917,23‬ TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%44,95 kabul, %55,05 ret) 861,79 TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davalı … Sigorta AŞ’nin 613,32 TL yargılama giderinden sorumlu tutulmasına, 9-Davacı tarafından maddi tazminat davası için peşin ödenen ve hükmolunan karar ve ilam harcından mahsup edilen maddi tazminat davasına isabet eden 5,09 TL karar ve ilam harcı ile 438,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 443,29 TL’nin davalılar … Sigorta AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,10-Davacı tarafından manevi tazminat davası için peşin ödenen ve hükmolunan karar ve ilam harcından mahsup edilen manevi tazminat davasına isabet eden 170,81 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsil edilerek davacıya verilmesine,11-Davalı … AŞ tarafından sarf edilen 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı … AŞ’ye verilmesine, 12-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, B-İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Maddi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.686,42 TL istinaf karar ve ilam harcından, davalılar … Sigorta AŞ tarafından ödenen 422,00 TL karar ve ilam harcı ile davalı … tarafından ödenen ve maddi tazminat davasına ilişkin hükme isabet eden 500,23 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 922,23 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 764,19‬ TL istinaf karar ve ilam harcının, davalılar … ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,1‬0 TL istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından peşin ödenen ve manevi tazminat davasına ilişkin hükme isabet eden 186,42 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 496,68‬ TL istinaf karar ve ilam harcının, davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi nedeniyle davacı tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 80,10 TL, istinaf başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 228,7‬0 TL yargılama giderinin, davalılar … ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 5-Davalılar … ve … Sigorta AŞ tarafından istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle sarf edilen giderlerin adları geçen davalılar üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/1/2023