Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2280 E. 2023/886 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2280
KARAR NO: 2023/886
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI: 2017/541 Esas – 2020/273 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 54. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici-kalıcı iş göremezlik zararı adı altında maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 30/06/2020; “1-Davacının davasının kabulü ile 2.106,09TL geçici iş göremezlik bedeli ve 27.928,58TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere, toplam 30.034,67TL nin 02/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava öncesinde, eksik belgelerle müvekkili kuruma başvuru yapıldığından Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 06/12/2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak düzenlenmediğini, raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiğini; dava konusu kazanın, plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle gerçekleştiğinin ispatlanması gerektiğini, davacının sürücüsü olduğu motosiklette kask ve tertibat kullanmadan seyahat etmesi nedeniyle olayda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlikten SGK’nın sorumlu olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dosya kapsamından; 09/03/2017 tarihinde, davacının sürücücü olduğu … plakalı motosiklet ile plakası tespit edilemeyen bir minibüsün karıştığı kaza neticesinde davacının yaralandığı, dava öncesinde davacı tarafından davalı kuruma başvuru yapılmasına rağmen kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığı, eldeki davada davacı tarafça geçici-kalıcı iş göremezlik zararı adı altında maddi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/60003 soruşturma numaralı daimi arama kararı ve ekindeki belgelere göre; kazaya, plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğunun sabit olduğu; davalı vekilinin 20/02/2023 tarihli dilekçesinde, Döner Sermaye Saymanlığı Ücret Tahakkuk Fişinde kazaya karıştığı ve plakası tespit edilemediğini belirttiği … plakalı aracın ise, kazaya karışan araç olmadığı ve bu aracın tahakkuk fişinde açıkça, olay yerine gelen asayişe ait araç olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, bu yöne ilişkin itiraz yerinde görülmemiştir.Mahkemece karara dayanak yapılan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 02/12/2019 tarihli raporunda; davacının kaza nedeniyle %3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, haksız fiillerden kaynaklanan beden gücü kayıplarının tespiti konusunda dikkate alınacak tek geçerli yönetmelik; “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlendiği anlaşıldığından, bu yöne ilişkin itiraz kabul edilmemiştir. Ayrıca, dava öncesinde, davacı tarafından davalı kuruma usulüne uygun başvuru yapıldığına, geçici iş göremezlik zararından davalının sorumluluğu devam ettiğine ve davacının yaralanmasının niteliği (ayak bileği kırığı) dikkate alındığında, olayda müterafik kusur koşulları olmadığına göre, bu yönlere ilişkin itirazlarda da isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.051,67 TL harçtan, peşin alınan 512,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.538,75‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/05/2023