Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2259 E. 2023/5 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2259
KARAR NO: 2023/5
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2016/895 Esas – 2020/104 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı-ölümlü tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 05/02/2020 tarihli kararıyla; “1-Davalı … Tekstil İnş. Gıda Ltd. Şti hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına,2-Davacılar … ve … hakkında açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine,3-Manevi tazminat istemine yönelik talep arttırım dilekçesinin reddine,4-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kabulü ile, Davacı … için 3.902,97 TL, davalı … için 129.573,16 TL olmak üzere toplam 133.476,13 TL iş görmezlik tazminatının davalı … yönünden kaza tarihi olan 13/07/2016 tarihinden itibaren, davalı …yönünden dava tarihi olan 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …den müştereken mütesselsilen tahsili ile davacılar … ve …’a verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK tarafından verilen maluliyet raporlarını kabul etmediklerini, maluliyet raporlarının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekirken, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiğini, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun dikkate alınması gerektiğini, ıslahla arttırılan miktarın zamanaşımına uğradığını, somut gelir dikkate alınmaksızın, davacı … hakkında yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik zararından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, SGK’nın sorumlu olduğunu, davacı … için geçici iş göremezlik zararı doğmadığı halde geçici iş göremezlik zararının hesaplanmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 13/07/2016 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … Tekstil İnş. Gıda Ltd. Şti.’nin işleteni ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacılar … ile …’ın yaralandıkları; HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında açılan eldeki davada davacılar … ile … için geçici-kalıcı iş göremezlik zararı adı altında maddi tazminat talep edildiği, yargılama aşamasında talep arttırım dilekçesi verildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-Davalı vekilinin, davacı … hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacı … için hükmedilen 3.902,97 TL’lik miktar, 2020 yılı için öngörülen kesinlik sınırı 5.390 TL’nin altında kaldığından, Mahkemece verilen karar kesin niteliktedir. Bu itibarla davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. B-Davalı vekilinin, davacı … hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 23/07/2018 tarihli raporunda ; 21/02/2001 doğumlu davacı …’ın trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. ATK raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği tespit edilmiştir. TBK’nın 54. maddesi kapsamında açılan davalarda, maddede öngörülen meslekte kayıp oranının belirlenmesinde yargısal uygulamalarda, kaza tarihi itibarıyla ayırım yapılarak kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak maluliyet raporu alınması gerektiği kabul edilmektedir. Mahkemece, belirtilen uygulama dışında, somut olayda, yukarıda da belirtildiği üzere kaza tarihi 13/07/2016 olmasına karşın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporundaki meslekte kazanma gücü kaybı oranı dikkate alınarak düzenlenen aktüer raporunda hesaplanan tazminat miktarı benimsenerek karar verilmiştir. Eldeki davada olduğu gibi, TBK’nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp nedeniyle açılan davalarda, beden ve ruh tamlığı ihlallerinin, zarar görenin sanatına veya mesleğine yapmış olduğu etkinin ve bunun oranının gözetilmesi ile belirlenmesi gerekir. 2918 sayılı kanunun 90. maddesinde zorunu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar anılan kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olup ayrıca bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda TBK’daki haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının belirlenmesi bakımından (somut olayda) kaza tarihi itibarıyla yargısal uygulamalarda uygulanması kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğu gibi, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği de yürürlüktedir. Bu yönetmeliğin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) “Dayanak” başlıklı 3. Maddesinde; 5510 sayılı Kanunun 107. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlandığı belirtilmiş; “Kapsam” başlıklı 2. Maddesinin (1) nolu bendinde de yönetmeliğin, “5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların iş kazası ile meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hâllerinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağına,” ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde bu Yönetmeliğin, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesine dayanılarak hazırlandığı, yine anılan yönetmeliğin 2. maddesinde Yönetmeliğin, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsadığı düzenlenmiştir. Buna göre -adli tıp öğretisinde de kabul edildiği üzere- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, amaç ve kapsam olarak tazminat hukuku ilkeleri bağlamında hükümler içerip haksız fiile maruz kalan kişideki travmatik lezyonlar ile birlikte meslek veya iş türü, meslek grup numaraları, iş kolları ve kişilerin yaşlarına yönelik ayrı ayrı cetveller içermekte ve bu itibarla tıbbi kıyas/takdir metoduna elverişli olması nedeniyle bilirkişinin/adli tıp uzmanının yorumuna olanak vermektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise, kişinin maruz kaldığı haksız fiil ve bunun sonucu olarak mesleğinde kazanma gücünü hangi oranda kaybettiğini belirlemekte yeterli olmayıp daha ziyade kişide bulunan sistematik hastalıkları ön plana çıkarmakta, malulen emeklilik, vergi indirimi, bakım ücreti, özel eğitim ve özel donanımlı araç kullanımına yönelik olup tazminat hesabında asıl önem arz eden yaş, sanat, meslek, meslek grubu gibi faktörlerin hesaplamada değerlendirilmemesinden dolayı tazminatın unsurlarını ve hak edilen tazminatın belirlenmesinde yeterli ve gerekli parametreleri içermediği için yeterli olmamaktadır. Bu bağlamda somut olayda, dosyada bulunan ve 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen maluliyet durumu göz önüne alınarak düzenlenen aktüer raporunun hükme esas alınmasında dosya içeriği ile usule ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu yöndeki davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 26/06/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı …’ın geçici iş göremezlik zararının 3.902,97 TL ve kalıcı iş göremezlik zararının 125.670,19 TL olmak üzere toplam maddi zararının 129.573,16 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara ve Yargıtay ve Dairemizin yerleşik kararlarında belirtilen uygulamalara uygun olarak düzenlendiği, raporda, geçici iş göremezlik zararının hesaplanması dışında herhangi bir hatanın bulunmadığı, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin, kalıcı iş göremezlik zararının hesaplanmasına yönelik itirazları kabule şayan görülmemiştir. Ancak, 21/02/2001 doğumlu davacı … kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup aktif çalışması bulunmayan çocuk yararına geçici iş göremezlik tazminatı hükmedilemez. Bu durumda, davacı …’ın geçici iş göremezlik zararı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı kabul edilmiştir. Ayrıca, HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay’ın ve Dairemizin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Ayrıca, alacaklı taraftan, alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesinin beklenemediği durumlarda da belirsiz alacak davası açılabilir. Bir başka deyişle, alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Belirsiz alacak davasının zamanaşımına etkisi, alacağın tamamı bakımından dava açılmakla kesilmesi şeklinde cereyan eder. Somut uyuşmazlıkta; dava, belirsiz alacak davası olarak açıldığına ve davacı tarafın belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunduğuna göre, davalı vekilinin ıslah edilen miktara yönelik zamanaşımı itirazında isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin, davacı … hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, B- Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin, davacı … hakkında kurulan maddi tazminat hükmüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davalı … Tekstil İnş. Gıda Ltd. Şti hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına,2-Davacılar … ve … hakkında açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine,3-Manevi tazminat istemine yönelik talep arttırım dilekçesinin reddine,4-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı … için 3.902,97 TL geçici iş göremezlik, davalı … için 125.670,19 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 129.573,16 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 13/07/2016 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ. yönünden dava tarihi olan 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve mütesselsilen tahsili ile davacılar … ve …’a verilmesine,5-Davacı …’ın geçici iş göremezlik zararı talebinin reddine, 6-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.851,14 TL karar harcından, davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 2.456,58 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 6.365,36 TL karar harcının davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 7-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç ile 2.485,78 TL ıslah harcının davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 8-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.397,20 TL yargılama giderinden kabul-ret oranına göre 1.356,34 TL’sinin davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,9-İlk Derece Mahkemesi kararı dikkate alınarak, davacılar vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen toplam tazminat miktarı üzerinden İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 16.259,45 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,10-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden, davacı …’ın reddedilen geçici iş göremezlik zararı nedeniyle Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 13/2. maddesi gereğince 3.902,97 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile davalılara verilmesine, 11-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, C-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davalı … Sigorta AŞ. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ. tarafından yapılan 66 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/01/2023