Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2254 E. 2023/142 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/2254
Karar No: 2023/142
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 16/06/2020
Numarası: 2019/817 (E) – 2020/309 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 24/1/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın yönetimindeki … plakalı … marka ticari kamyonetin ışık ihlali yaparak, müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, kaza nedeniyle değer kaybına uğrayan müvekkiline ait aracın bir aylık tamir oranım süresinde kullanılamadığını ileri sürerek, değer kaybı ile aracın oranım süresince kullanılamamasından kaynaklanan zarar karşılığı olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlardır. Davalılardan …’a karşı açılan davanın ayrılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, değer kaybı tazminatı ile günlük kazanç istemine ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; ışık ihlali yapan … plakalı araç sürücüsünün müvekkiline ait araca tam kusurlu biçimde çarptığını, müvekkiline ait araçta 11.252,18 TL tutarında hasar oluştuğunu, meydana gelen değer kaybı için sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini, aracın bir ay süreyle kullanılmaması nedeniyle maddi kaybın ortaya çıktığını, tanık deliline dayanılmış olmasına karşın tanık dinlenmeden karar verildiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesinde yer alan hukuksal koruma teminatı kapsamında hukuksal çıkarların korunması için yapılması gereken vekâlet ücreti, dava masrafları, hakem ücretleri, teminat akçesi, icra masrafı, istinaf masrafı, temyiz masrafı ve karar düzeltme masraflarının poliçede yer alan 7.500,00 TL’ye kadar talep ettikleri alacağa dahil olduğunu, bilirkişi raporunda 945,00 TL kazanç kaybı meydana geldiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı ve araç mahrumiyet tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, dava konusu rizikonun gerçekleştiği ve kasko poliçesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının (KZMSSGŞ) A-1’inci maddesinde sigortanın kapsamı, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” biçiminde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ZMSS; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3’üncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. KZMSSGŞ’nin A.5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının “a” bendinde, maddi zararlar teminatı, hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalma olarak tanımlanmıştır. Diğer bir anlatımlayukarıda açıklanan KZMSSGŞ’nin A-1’inci ve A.5’inci maddeleri uyarınca ZMSS poliçesinde yer alan maddi zararlar teminatı, bir motorlu aracın işletilmesi sırasında, zarar gören üçüncü kişiye ait malda meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan zararı teminat altına almaktadır. Yani kazanç kaybı veya araç mahrumiyet zararı gibi dolaylı zararlar ZMSS poliçesinde öngörülen maddi zararlar teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının davalı sigorta şirketine karşı açtığı araç mahrumiyetinden kaynaklanan zarar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Hukuksal Koruma Sigortası Genel Şartlarının (HKSGŞ) sigortanın konusuna ilişkin A.1’inci maddesi uyarınca; bu sözleşme ile sigortacı, sigortalının taraf olduğu ve bu sözleşmeyle saptanan konular kapsamındaki sözleşmeler ya da mevzuattan doğan hak ve yükümlülükleriyle ilgisi olan hukuksal uyuşmazlıkların, sulh yahut ilgili yargılama usulleri çerçevesinde giderilmesinde hukuksal çıkarlarının korunması için yapılması gereken gider ve diğer edimleri üstlenir. Anılan genel şartların sigortanın kapsamına ilişkin A.2’nci maddesi uyarınca, bu sözleşme ile sigortalıya poliçede gösterilecek olan HKSGŞ’de öngörülen hallerden biri veya birkaçı ya da bütünü için hukuksal koruma sağlanabilir. Aynı genel şartların 2.1’inci maddesine göre de; sigortacı, poliçede belirtilen motorlu araçların maliki, işleteni, kiracısı ve sair zilyedi durumundaki sigortalıya koruma sağlar. Diğer bir anlatımla hukuksal koruma sigortası sigorta poliçesiyle sigortalının taraf olduğu sözleşmeyle saptanan konular kapsamındaki hukuksal uyuşmazlıkların giderilmesinde hukuksal çıkarların korunması için yapılması gereken gider ve diğer edimleri üstlenir. Yani hukuksal koruma sigortası ile teminat altına alınan sözleşmenin tarafı olan motorlu araçların maliki, işleteni ile kiracısı ve diğer zilyedi durumundaki sigortalının taraf olduğu hukuksal uyuşmazlıklar nedeniyle yapılması gereken gider ve diğer edimlerdir. Somut uyuşmazlıkta, davalı … Sigorta AŞ tarafından düzenlenen ZMSS poliçesinde yer alan araca ve sürücüye bağlı hukuksal koruma teminatı ile teminat altına alınan … plakalı aracın işleteni ve sürücüsünün taraf olduğu hukuksal uyuşmazlıklar nedeniyle yapılması gereken giderler ve diğer edimlerdir. Başka bir anlatımla hukuksal koruma teminatından yararlanacak olan sigorta sözleşmesi dışındaki üçüncü kişiler olmayıp ZMSS poliçesinin tarafı olan işleten ile işletene ait aracın sürücüsüdür. Öte yandan davacının dava dilekçesinin talep sonucunda hukuksal koruma sigortasından kaynaklanan talebi de bulunmamaktadır. Bu itibarla yukarıda açıklanan hukuksal koruma sigortasına ilişkin koşulların oluşmaması yanında taleple bağlılık ilkesine ilişkin HMK’nin 26’ncı maddesi karşısında bu konuda karar verilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin ileri sürdüğü değer kaybı tazminatı istemine ilişkin karara yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesine gelince: Davacıya ait otomobilde meydana gelen değer kaybının, aracın markası, tipi, cinsi, model yılı ve kilometresi gibi özellikleri dikkate alınarak, hasarsız emsallerinin piyasa sürüm değeri ile kazadan sonra onarılmış durumuna göre belirlenecek piyasa sürüm değeri arasındaki farka göre saptanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacıya ait otomobilin 172.145 km de olduğu gerekçesiyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değer kaybının oluşmayacağı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davacıya ait otomobilde meydana gelen değer kaybının yukarıda açıklandığı gibi kaza tarihindeki hasarsız emsallerinin değeri ile uğramış olduğu hasar ve onarımının ardından satılması durumunda ikinci el piyasada oluşan piyasa sürüm değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekirken, hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması yerinde değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.