Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2207 E. 2020/4099 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2207
KARAR NO: 2020/4099
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2020 Tarihli Ara Kararı
NUMARASI: 2020/124 Esas
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava, TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, maddi ve manevi tazminat ile birlikte, trafik kazasına sebebiyet veren ve maliki davalı … olan … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, 20/02/2020 tarihli tensip tutanağının 20 numaralı bendi ile; “Davalı …’a ait … plakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin kabulü ile, ilgili araç üzerine UYAP sistemi üzerinden itiraz yolu açık olmak üzere ihtiyati haciz konulmasın,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, Mahkemece, 26/06/2020 tarihli ara karar ile ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Davalılar … ve … vekili, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Somut uyuşmazlıkta, zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler nazara alındığında haksız fiil (yaralama) tarihi itibarıyla davacıların manevi tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. İİK’nın 257. maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Bu minvalde, dosyanın yapılan incelenmesinde; dosyadaki belgelerin, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna kanaat oluşturacak nitelik taşıdığı ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşıldığından, Mahkemece, İİK’nın 257/1.maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesinde, usul ve kanun açısından herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalılar vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda, HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … yönünden: Alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … yönünden: Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harcın tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.