Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2132 E. 2022/2319 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2132
KARAR NO: 2022/2319
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 31/12/2019
NUMARASI: 2017/142 (E) – 2019/1124 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın, geri manevra yaptığı esnada müvekkili adına kayıtlı … plaka sayılı araca çarparak 12/02/2015 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazası nedeniyle araçta oluşan şimdilik 100 TL değer kaybının davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davacı vekili bilahare ıslah dilekçesi adı altında dilekçe vererek 7.500,00 TL’nin kaza tarihi olan 12.02.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile beraber tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 100 TL maddi tazminatın (değer kaybı bedeli) temerrüt tarihi olan 09/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması nedeniyle fazlaya ilişkin istemin zamanaşımına uğramadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız veyahut alacaklı taraftan, alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise belirsiz alacak davası açılabilir. Diger bir deyişle, alacak miktarının belirlenmesi işi, bilirkişi incelemesi ve/veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Belirsiz alacak davasının zamanaşımına etkisi ise alacağın tamamı bakımından dava açılmakla kesilmesi şeklinde cereyan eder. Eldeki davaya konu değer kaybı tazminatının belirlenebilmesi, kusur ve hesaba dair bilirkişi incelemesine muhtaçtır. Dolayısıyla belirsiz alacak davası açma şartları bulunmaktadır. Dava dilekçesindeki beyan ve ifadelere göre de davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve davacının kısmi dava açmak konusunda usuli bir yararı da olmadığı halde davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yerindedir. HMK 353/1-b/2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olması durumunda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, belirsiz alacak davası şeklinde açılıp görülen davada alacağın tamamı bakımından davanın açılmasıyla birlikte zamanaşımı süresinin kesildiği, verilen ıslah dilekçesinin esasen bedel arttırım dilekçesi mahiyetinde olduğu, gerek talep dilekçesi ve gerekse dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen 24/09/2018 tarihli asıl rapor ve 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporları doğrultusunda, davalının sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu kabul edilerek, Yargıtay ilke kararlarında benimsenen fark teorisine göre hesaplanan 7.500 TL değer kaybının, sigortalı aracın ticari araç olması nedeniyle (…kamyon) avans faiziyle birlikte aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davanın kabulüne, 7.500 TL maddi tazminatın (değer kaybı bedeli) temerrüt tarihi olan 09/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 512,32 TL nispi karar harcının 31,40 TL peşin harç ile 270,97 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 209,95‬ TL harcın davalı taraftan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-Davacı lehine daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.500 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan toplam 780,80 TL yargılama gideri ile 31,40 TL peşin harç, 13 TL ıslah harcı ve 31,40 TL başvuru harcı toplamı 856,6‬0 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Bakiye gider avansının ilgili tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından:7-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 8-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,10-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (7.500 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2022