Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2131 E. 2023/76 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2131
KARAR NO: 2023/76
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2018/1002 (E) – 2020/246 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 28/02/2017 tarihinde, dava dışı araç sürücüsü …’ün sevk ve idaresindeki trafik sigortası bulunmayan … plakalı traktör ile müvekkilinin üzerinden geçmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak sakatlanan davacı için belirsiz alacak davası şeklinde maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı Güvence Hesabı davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, eylemin tarla içerisinde meydana geldiği, karayolu ile bağlantısı olan bir alanda meydana gelmediği, bu yerin karayolu tanımına girmediği, dolayısıyla davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, vaki istinaf başvurusunun ise kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara ve ek karara karşı davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, dolayısıyla kararın kesin olduğundan bahsedilemeyeceğini, tarlanın karayoluyla bağlantısı olan bir yer olması nedeniyle kazanın gerçekleştiği yerin karayolu sayılan yerlerden olduğunu, dolayısıyla Güvence Hesabının kazadan kaynaklı sorumluluğunun bulunduğunu ve mahkemenin buna ilişkin kabul ve gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması ve belirsiz alacak davası açma şartlarının da mevcut olması nedeniyle kararın kesin olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan değerlendirmede; Dava, trafik sigortası bulunmayan traktör sürücüsünün sebebiyet verdiği trafik kazasından kaynaklandığı iddia olunan yaralanma nedeniyle talep edilen iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.3. maddesinde, sigortanın konusu: “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür…” şeklinde tanımlanmıştır. Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinin “b” bendinde ise zorunlu trafik sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde Güvence Hesabına başvurulabileceği açıklanmıştır. Yine, sözü geçen genel şartların A.2 maddesinde, karayolu kavramına, karayoluyla trafik bağlantısı olan yerlerin dahil olduğu, zarar kavramının ise motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan azalma olmasına veya vücut bütünlüğünde eksilmeye, sürekli sakatlığa veya ölümüne sebebiyet verilmesi nedeniyle ilgililerin uğradıkları bu Genel Şartlar ile içeriği belirlenen maddi kayıpları ifade ettiği açıklanmıştır. İşbu açıklanan yasal düzenlemelere göre Güvence Hesabının sorumluluğunun doğabilmesi için trafik sigortası kapsamında kalan bir zararının meydana gelmesi, giderek meydana gelen zararın motorlu bir aracın işletilmesiyle oluşan bir trafik kazası sonucunda oluşması gerekmektedir. Somut olayda ise davaya konu yaralanma hadisesi nedeniyle, Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen 2017/208 Esas – 2018/299 Karar sayılı ilamı ile dava dışı araç sürücüsünün sınır uyuşmazlığından kaynaklı husumet sebebiyle, trafik sigortası bulunmayan traktörünü, davacının üzerine sürerek kasten öldürmeye teşebbüs ettiğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği görülmektedir.Bu durumda, meydana gelen yaralanma hadisesinin, trafik kazasından kaynaklı olarak değil, trafik sigortası kapsamında olmayan kasten öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, olayın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kararın gerekçesinde hata edilmiş olması hali düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesini gerektirmektedir. O halde, davacı vekilinin Güvence Hesabının sorumluluğunun bulunduğuna dair istinaf itirazları yerinde değil ise de gerekçede hata edilmiş olması nedeniyle istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davanın reddine,3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-HMK 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 7-Davalı tarafça yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderleri bakımından:8-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 9-Davacı tarafça yatırılan 297,20 TL istinaf başvuru harcı harcının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/01/2023