Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2119 E. 2022/2069 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2119
KARAR NO: 2022/2069
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/02/2020
NUMARASI: 2016/823 (E) – 2020/206 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın dava dışı araç sürücüsünün sevk ve idaresinde iken davacıya çarpması neticesinde 31/03/2016 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak sakat kaldığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile tedavi ve bakıcı giderinden oluşan şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 3.122,38 TL geçici iş göremezlik, 22.107,18 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 25.229,56 TL tazminatın 23/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakıcı gideri talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, ehliyetsizlik nedeniyle müterafik kusur indirimine gidilmiş olmasının doğru olmadığını, zira, araç sürücüsü konumunda olan davacıdan kusuru oranında indirim yapıldığını, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının da doğru olmadığını, çünkü davacının turizm ve otelcilik 2. sınıf öğrencisi olduğunu, çalışma hayatına başlayacağı tarihteki muhtemel kazancı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini ve ayrıca, bakıcı giderine ilişkin hesaplama yaptırılmamasının doğru olmadığını, avans faizi yerine yasal faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili, geçici iş göremezlik zararından sorumluluklarının bulunmadığını, temerrüt tarihine ilişkin kabul şeklinin doğru olmadığını, zira ödemeye esas alınabilecek tüm belgeler toplanmadan temerrüt durumunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.1-Davacı vekilinin istinaf başvurusun değerlendirilmesi;Yapılan yargılamanın 9 nolu celsesinde, davacı vekili tarafından, bakıcı giderinden feragat edilip aktüer hesabın da asgari ücret üzerinden yapılmasına herhangi bir itirazının bulunmadığı yönünde beyanda bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, feragat edilen bakıcı gideri ve eğitim sürecinin tamamlanmasından sonra davacının alabileceği muhtemel ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin itirazın, istinaf aşamasında dinlenebilme kabiliyeti bulunmamaktadır (HMK 357/1 sondan bir önceki tümce), Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise hakim tazminat miktarını hafifletebilir.Somut olayda, kaza tarihinde geçerli bir sürücü belgesine sahip olmayan davacının hesaplanan zararından müterafik kusur indirimine gidilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Müterafik kusur indirimine gidilebilmesi için ehliyetsiz araç kullanılması yeterlidir. Zira bu halde zarar görenin acemilik ve tecrübesizlik nedeniyle zararın artmasına neden olduğu kabul edilmektedir. (Araç sürücüsü olan davacının ehliyetsizliği nedeniyle müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğine ilişkin emsalen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13269 Esas – 2022/6811 Karar; aynı Daire 2021/11545 Esas – 2022/5588 Karar sayılı kararları ve benzer nitelikteki diğer kararları) Ancak, davacının dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde avans faizi talebinde bulunduğu, davalının sorumluluğunun dayanağı bulunan poliçede sigortalı aracın kullanım şekli hususi olarak belirtilmiş ise de; aracın sigorta ettirenin dava dışı …-… Şirketi olması münasebetiyle, TTK gereğince tüm işlemleri ticari nitelikte olan sözü geçen şirkete ait aracın sebebiyet verdiği kazadan kaynaklı avans faizine hükmedilmemesi isabetli olmamış bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. 2-Davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda sigorta şirketlerinin/…’nın geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu itibarla, bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca sigorta şirketine yapılacak müracaat tarihinden itibaren 8. iş gününün bitiminde temerrüt halinin oluşacağı, aksi takdirde Yargıtay içtihatlarına göre temerrüt tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiği kabul edilmektedir. Somut olayda, 10/06/2016 tarihinde yapılan başvurudan itibaren 8 iş günü bitimi sonrası belirlenen temerrüt tarihinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının temerrüt başlangıç tarihi bakımından ileri sürdüğü istinaf itirazlarının dayanağının bulunmadığı ve mahkemenin buna ilişkin kabul şekilinde isabetsizlik olmadığı sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine,2-Alınması gereken 1.723,43 TL istinaf karar harcından peşin alınan 431 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.292,43 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davanın kısmen kabulü ile 3.122,38 TL geçici iş göremezlik, 22.107,18 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 25.229,56 TL tazminatın 23/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacının bakıcı gideri talebinin feragat nedeniyle reddine, 4-Alınması gereken 1.723,43 TL nispi karar harcına karşılık, peşin alınan 29,20 TL harç ve 101 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 130,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.593,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,5-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 101 TL ıslah harcı ve 4,30 TL vekaletname harçları olmak üzere toplam 163,70 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,6-Davanın kabul edilen toplam 25.229,56 TL dava değeri üzerinden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre davacı yararına belirlenen 3.784,43 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,7-Bakıcı giderine yönelik vaki feragat nedeniyle İDM karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 13/2 hükmü gereği takdir olunan 500 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,8-Davacı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi inceleme gideri, 1.033,32 TL müzekkere ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.683,32 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.657,04 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 26,28 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,9-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar tebliğ giderleri çıkarıldıktan sonra karar kesinleştiğinde iadesine,
İstinaf yargılama giderleri bakımından:11-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 12-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,14-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın davacı tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (25.229,56 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/11/2022