Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2115 E. 2022/2022 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2115
KARAR NO: 2022/2022
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2018/528 Esas – 2020/89 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. ve 56/2. maddeleri kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “A)Davacıların maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, B)Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, Davacı … için 25.000,00 TL, davacılar …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00’er TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın 20/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve Davalı … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Fazlaya dair talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müteveffa sürücünün kusurlu olduğunu, Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/54 Esas sayılı dosyasında 3 adet bilirkişi raporu alındığını, müvekkilinin kusur durumu hakkında tam kanaate ulaşamadığını, ceza yargılamasında hükme esas alınan 15/11/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunun, olayın meydana geliş şekli, dosya kapsamı ve hayatın olağan akışıyla çelişkili olduğunu, bu rapor dikkate alınarak manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan yeniden rapor alınması gerektiğini; müvekkillerinin konkordato sürecinde bulunmaları nedeniyle maddi açıdan zor durumda olduklarını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 20/09/2015 tarihinde, davalı … Ltd. Şti. İşleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacıların yakını (davacı …’in eşi ve diğer davacıların babaları) …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde, davacıların yakını …’in vefat ettiği, davacılar tarafından işbu davada HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında, maddi tazminat ile davacı (eş) … için 50.000 TL, diğer davacılar (çocuklar)’ın her biri için 30.000’er TL olmak üzere toplamda 140.000 TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu trafik kazasına ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/54 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen ve İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 15/11/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı sürücü …’in hatalı davranışlarının kazanın meydana gelmesinde tamamen etkili olduğu, müteveffa sürücü …’in olayın meydana gelmesinde hatalı herhangi bir davranışının söz konusu olmadığı, yine dava dışı sürücü …’in, olayın meydana gelmesinde hatalı herhangi bir davranışının söz konusu olmadığı mütalaa edilmiştir. Raporun yapılan incelenmesinde; raporda, daha önce alınan 05/02/2016 tarihli bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu İstanbul İhtisas Dairesinin 26/12/2016 tarihli raporlarının tartışıldığı ve değerlendirildiği; raporun, trafik tespit tutanağında belirtilen olgular ile dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalılar vekilinin kusura yönelik itirazları kabul edilmemiştir. Kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, her bir davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itirazlar da yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.781,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.392‬ TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 2.389,7‬0 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/11/2022