Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2103 E. 2022/1943 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/2103
Karar No: 2022/1943
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 21/01/2020
Numarası: 2016/579 (E) – 2020/53 (K)
Davanın Konusu: Maddi tazminat
Karar Tarihi: 8/11/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Ankara … Sigorta Şirketi tarafından sigortalanan davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracın müvekkiline ait sürücüsü dava dışı …’nun yönetimindeki … plakalı araca çarparak hasar görmesine neden olduğunu, olayda …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 3/4/2019 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla gönderdiği dilekçeyle talep sonucunu 6.512,00 TL’ye yükselterek bu tutara olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasını istemiştir. Davalı Ankara … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde toplanmasını istediği kanıtları bildirmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 6.512,00 TL değer kaybı tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; hükmolunan tazminata 3/4/2019 tarihinde sundukları dilekçeyle talep ettikleri faiz uygulanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, haksız fiil faili veya işleten yönünden, maddi tazminata ilişkin faiz başlangıcının kaza tarihinden itibaren olması gerekir. Kazaya karışan ve davacının zarara uğramasına neden olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesini akdeden taraflardan olan davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 99’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile ZMSS poliçesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, tazminatın ve giderlerin ödenmesine ilişkin B.2’nci maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bununla birlikte sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde de bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigorta şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır. Davacı vekili dilekçesinde faiz talebinde bulunmamış olmakla birlikte, UYAP’tan sunduğu elektronik imza taşıyan 3/4/2019 tarihli dilekçesinde belirsiz alacak davası niteliğinde açtığı davada talep sonucunu 6.512,00 TL’ye yükseltmiş, bunun yanında hükmolunacak tazminata faiz uygulanmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin tahkikat aşamasında verdiği bu dilekçe talep sonucu bakımından bedel arttırım; faiz talebi yönünden ise talep sonucunu genişletmesi nedeniyle kısmi ıslah niteliğindedir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; dosya kapsamından, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığına dair kanıt bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı lehine hükmolunan tazminata, davalı işleten … yönünden olayın meydana geldiği 13/1/2016 tarihinden davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise davanın açıldığı 11/5/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davanın kabulüne, 6.512,00 TL değer kaybı tazminatının, davalı işleten … yönünden olayın meydana geldiği 13/1/2016 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise davanın açıldığı 11/5/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 444,83 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcı 29,20 TL, ıslah harcı olarak alınan 93,70 TL olmak üzere toplam 122,9‬0 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 321,93 TL’nin davalıdan tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, 3-İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 4-Peşin yatırılan 29,20 TL karar ve ilam harcı, 29,20 TL başvurma harcı, 93,70 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekâlet harcı olmak üzere toplam 156,4 ‬TL harcın davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen 222,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.922,3‬0 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 117,45 TL, istinaf başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 266,05‬ TL yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 8/11/2022