Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2087 E. 2023/1330 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2087
KARAR NO: 2023/1330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2016/154 (E) – 2020/37 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/06/2007 tarihinde, davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı çekici ve … plakalı araç ile müvekkilinin idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin bedensel zararının tazmini talebiyle açılan Islahiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/232 E. sayılı dosyasına sunulan Adli Tıp Ana Bilim Dalının 22/05/2014 tarihli raporunda müvekkilinin meslekte kazanma gücünden azalma oranının %85 ve kalıcı olduğunun belirtildiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin ömür boyu bakıma muhtaç kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden aksi halde talep tarihinden yada dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili yargılama aşamasında sunduğu dilekçesi ile talebini 60.000 TL’ye artırarak kaza tarihinden aksi halde dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde esasa yönelik savunmaları yanında davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili; mahkemece davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden tüzük hükümlerine göre alınmış rapora göre davacının en son maluliyet oranında daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesap yaptırılması gerektiğini, oysa hükme esas alınan raporun kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılmasının mümkün olmadığını, verilen kararın zamanaşımının en son adli raporun alındığı tarihten itibaren başlaması gerektiğini, dosyada bulunan en son alınan 2014 tarihli adli rapordan itibaren zamanaşımının işleyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle sürekli bakıcı giderine yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” düzenlemesi, yine aynı Kanun’un 109/2. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda; dosya içeriğinden, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı çekicinin 23/06/2007 tarihinde, davacının idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında davacının yaralandığı anlaşılmıştır.Davaya konu trafik kazası 23/06/2007 tarihinde meydana geldiğinden davacının yaralanması nedeniyle ceza dava zamanaşımı süresi 5237 sayılı TCK’nın 89 ve 66 maddelerine göre 8 yıldır. Kazanın meydana geldiği 23/06/2007 tarihinden, davanın açıldığı 01/09/2015 tarihine kadar geçen sürede 8 yıllık ceza dava zamanaşımının dolduğu, davalı vekilinin süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü anlaşılmakla, zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,80 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023