Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2080 E. 2023/1329 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2080
KARAR NO: 2023/1329
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2019/355 (E) – 2020/44 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 09/11/2011 tarihinde karıştığı trafik kazasında …’nın vefat ettiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından …’nın yakınlarına toplam 17.828 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, adı geçenin yakınları tarafından İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davası sonucunda mahkemece 2012/421 E. 2014/596 K. sayılı karar ile müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusursuz, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna karar verildiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından dava öncesi yapılan ödemenin kusur durumları bilinmeksizin yapıldığını, açılan davada kusur oranlarının değiştiğinin anlaşılması nedeniyle müvekkili tarafından yapılan ödemenin davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın, KTK’nin 109/4. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin bu kaza sebebiyle birden fazla kişiye ödeme yaparak zarar gören durumunda olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin de KTK’nin 109/1-2.maddesi hükmünden yararlanabileceğini, müvekkili şirketin hem zarar gören durumunda olduğundan hem de bir an için zarar gören durumunda olmadığı düşünülse dahi halefiyet hükümleri gereği zarar gören sigortalısının haklarına halef olduğundan KTK 109/1-2 maddelerinden yani ceza zamanaşımından yararlanabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.HMK’nin 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen davacı tarafından zarar gören 3. kişilere yapılan ödemenin kazaya kusuruyla neden olduğu iddia edilen aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı dava dışı … idaresindeki … plakalı araç ile davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın 09/11/2011 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’nın vefat ettiği anlaşılmıştır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109/4 maddesinde, motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.Zamanaşımının işlemeye başlaması için tazminat yükümlüsünün kendi yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra rücu edilecek olanı da öğrenmesi gerekmektedir. Somut olayda, 09/11/2011 tarihinde meydana gelen kazadan sonra davacı … tarafından, ölen …’nın mirasçıları olan …’ya 25/01/2012 tarihinde 16.392 TL, …’ya 25/01/2012 tarihinde 213 TL ve …’ya 25/01/2012 tarihinde 1.223 TL olmak üzere toplam 17.828 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği, zarardan sorumlu olan davalıdan rücuen tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile 17/07/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının 10/09/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Zarar gören 3. kişiler (… mirasçıları) tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile … Sigorta Şirketi ve … Sigorta AŞ aleyhine açılan İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/421 E. sayılı dosyası üzerinden ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 05/09/2013 tarihli raporda, olayda sürücü …’nın % 100 oranında kusurlu, sürücü …’ın kusursuz olduğu tespit edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda kazanın oluşumunda davalı … AŞ’ye sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu kabul edilerek 30/12/2014 tarih 2014/596 K. Sayılı karar ile davacılar tarafından davalı … Sigorta şirketi aleyhine açılan maddi tazminat davasının HMK’nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacılar … ve … tarafından davalı … AŞ aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiş, gerekçeli karar davacı … Sigorta şirketi vekiline 17/02/2015 tarihinde tebliğ edilerek 06/03/2015 tarihinde kesinleşmiştir.Bu durumda davacının 25/01/2012 tarihinde zarar görenlere ödeme yaptığı, tazminat sorumlusunu 17/02/2015 tarihinde öğrendiği, zarardan sorumlu olan davalıya karşı rücuya ilişkin icra takibini 17/07/2018 tarihinde başlattığı, 10/09/2018 tarihinde işbu itirazın iptali davasını açtığı göz önüne alındığında gerek icra takibi gerekse dava tarihinde yasal iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalının yasal süresi içinde zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023