Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2046 E. 2020/4095 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2046
KARAR NO: 2020/4095
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2018/1145 Esas – 2019/1250 Karar
DAVANIN KONUSU: Bakıcı Gideri Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın, 26/12/2017 tarihinde tek taraflı kaza yapması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve %96 oranında maluliyetinin olduğunun tespit edildiğini, bakıcı gideri tazminatının ödenmesi için davalı …’ne 26/10/2018 tarihinde başvurulmasına rağmen davalı …’nin dönüş yapmadığını iddia ederek, HMK’nın 107. maddesi kapsamında şimdilik 3.600,00 TL bakıcı gideri tazminatının davalının temerrüde düştüğü 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğunu, tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarih itibariyle geçen süre içerisinde tedavi giderleri ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin ZMSS teminatı kapsamında bulunmadığını, bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu, bakıcı gideri taleplerinin de maluliyet teminatından ödendiğini, müvekkili Şirketin poliçe limiti tutarında ödeme yapması nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “01/06/2015 tarihinde yürülüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; A.5 maddesinin b bendi “Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” hükümüne yer vermiştir. Buna göre bakıcı gideri tazminatları sağlık gideri teminat kapsamında olup davalı … şirketinin KTK 98 maddesi gereğince sorumluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk “Sosyal Güvenlik Kurumu’na” geçtiğinden eldeki davada yasal hasımın “Sosyal Güvenlik Kurumu” olması gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18/02/2013 tarih ve 2012/11067-2013/1779 sayılı ilamı) Ancak SGK’ nun davada taraf olmadığı, usul hukukumuzda dahili dava diye bir müessese bulunmadığı ve ıslah yolu ile dahi davada taraf olmayan kişinin taraf haline getirilemeyeceği anlaşılmakla, davanın pasif husumet yokluğundan reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bakıcı giderleri tazminatı taleplerinin, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde belirtilen tanıma uygun olarak hastane dışında yapılan giderler olduğundan, sigorta şirketinin tazmin sorumluluğu kapsamında olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre de bakıcı gideri tazminatı talebinin “sağlık/tedavi giderleri” başlığı altında sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğini, 6111 sayılı Kanun tarafından SGK’ya verilen sorumluluğun, yalnızca hastanede yapılan masrafları kapsadığını, hastane dışında yapılan bakım masrafları, protez ve benzeri giderler yönünden sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini, dolayısıyla kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı … nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı aracın, 26/12/2017 tarihinde tek taraflı kaza yapması neticesinde davacının yaralandığı, davacının bu yaralanma nedeniyle bakıcı gideri tazminatının ödenmesi için dava öncesinde davalı …’ne başvurduğu ve davalı tarafça bakıcı gideri tazminatı ödenmediği; bunun üzerine davacı vekili tarafından işbu davanın açıldığı, yargılama aşamasında aldırılan maluliyet raporuna göre davacının %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, davacı vekili tarafından, müvekkilinin bakıcıya muhtaç olup olmadığı yönünden raporda herhangi bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle rapora itiraz edildiği, ancak Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar yeni ZMSS Genel Şartlar’ın A.5.b. maddesinde, tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin, sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ve Mahkemece de, bu gerekçe ile davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu, alt norm düzeyindeki Genel Şartlar ile genişletilemeyeceğinden, sözü geçen ilgili Genel Şartlar’daki hükmün uygulanması mümkün değildir. Başka bir deyişle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerindedir. O halde, Mahkemece, dosyada bulunan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 02/10/2019 tarihli raporu da dikkate alınarak davacının bakıcıya muhtaç olup olmadığı yönünden ATK’dan ek rapor alınması, bakıcıya muhtaç olması halinde bakıcı gideri tazminatı yönünden aktüerya raporu alınması sonucunda, tarafların delillerinin değerlendirilerek bakıcı gideri tazminatı yönünden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2020