Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2042 E. 2023/175 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2042
KARAR NO: 2023/175
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2018/151 (E) – 2019/973 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili, davalı … tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı aracın, davacının sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde 27/11/2011 tarihinde meydana gelen kazada malul kalan davacı için belirsiz alacak davası şeklinde geçici, sürekli ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 150 TL maddi tazminatın davalı taraftan faiziyle birlikte tahsili talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı … tarafından dava öncesinde yapılan ödemenin yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, mahkemenin kusura ilişkin kabulünün doğru olmadığını, davacıya izafe edilecek kusurlu bir eyleminin bulunmadığını, maluliyet oranına ilişkin çelişki giderilmeden karar verildiğini, hükmedilen tazminattan geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin mahsup edilmesine yönelik uygulamanın doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan İstanbul ATK’nın 2. İhtisas Dairesince düzenlenen raporda, kaza tarihinde geçerli olan 11/10/2008 tarihili Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılarak maluliyet oranının hesaplandığı, davacı tarafından dayanılan özürlü sağlık kurulu raporunda sözü geçen yönetmelik hükümlerine göre bir değerlendirme yapılmadığından ötürü bu raporun çelişki oluşturacak nitelikte bulunmadığı, yine davacı sürücünan aşırı süratli olmasından mütevellit tali kusurlu olduğu yönünde mütalaada bulunan bilirkişi raporunun, oluş, usul ve yasaya uygun olduğu, bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir. TBK’nın 132. maddesinde, borcun ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabileceği düzenlenmiştir. KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Davacı tarafından imza altına alınan ibranamede, davaya konu trafik kazasından kaynaklı davalı … şirketini 103.497 TL tazminat tutarı karşılığında ibra ettiğini, kazadan kaynaklı her türlü hak ve alacaklarından feragat ederek başka bir alacağının kalmadığını beyan ettiği görülmektedir. İbranamede belirtilen tazminat tutarı 21/07/2017 tarihinde davacı tarafa ödenmiştir. Eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı, dosyada mübrez 15/05/2019 tarihli hesap raporunda, rapor tarihindeki verilere ve %13,3 maluliyet ile %75 kusur durumuna göre yapılan hesaplamada, davacının 3.295,02 TL geçici iş göremezlik zararı 92.068,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 2 aylık 1.288,91 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 96.652,56 TL maddi zararına karşılık davalı … tarafından %27 maluliyet ve %80 kusur oranına göre 21/07/2017 tarihinde yapılan ödeme miktarının 103.497,50 TL olduğu, rapor tarihine güncellenmiş değerinin ise 120.416,63 TL olduğu, davacının zararının fazlasıyla karşılandığı, karşılanmamış bir zararının bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Bu durumda, davacı tarafından yapılan ibra işleminin iptali koşullarının bulunmadığı, davalı … şirketinin kazadan kaynaklı geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri dahil her türlü borçtan mütevellit ibra edilmekle sorumluluğunun kalmadığı görülmektedir. O halde yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda bilirkişi raporunda tespit edilen uyuşmazlık konusu miktar (96.737,65 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 31/01/2023