Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2019 E. 2023/65 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2019
KARAR NO: 2023/65
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/02/2020
NUMARASI: 2015/625 (E) – 2020/183 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkilinin tescilsiz motosikletine çarpması sonucunda 17/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin yaralandığını ve Güvence Hesabı tarafından dava öncesi yapılan ödemenin yeterli olmadığını belirterek şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 151.846 TL maddi tazminatın 07/04/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, maluliyet oranının değerlendirilmesinde esas alınan yönetmeliğin doğru olmadığını, maluliyetin engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerektiğini, özürlü sağlık raporunda belirtilen maluliyet oranı ile hükme esas alınan 22/05/2019 tarihli ATK raporundaki maluliyet oranının birbiriyle çelişki arz ettiğini, bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, ehliyetsizlik ve kask takmamam nedeniyle müterafik kusur indirimine gidilmemiş olmasının doğru olmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın trafikten men edildiğini, dolayısıyla sigorta yaptırma mecburiyetinin bulunmadığını, bu nedenle Güvence Hesabının sorumluluğunun bulunmadığını, faiz başlangıç tarihinin yanlış belirlendiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik sigortası bulunmayan aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle davalı Güvence Hesabından talep edilen maddi tazminat istemine ilişkindir. Güvence Hesabı’na başvurulabilecek halleri düzenleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi gereği, Güvence Hesabı’nın sorumluluğu için zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu halde bu sigortası yapılmamış olan bir aracın 3. kişinin zararına sebep olması gerekmektedir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihi olan 17/06/2011 tarihinde yürürlükte bulunan 11/10/2008 tarih ve 2701 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, istinaf itirazında dile getirilen yönetmelik hükümlerinin kaza tarihinde yürürlükte olmadığı, davacı hakkında düzenlenen özürlü sağlık kurulu raporunun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği hususunun belli olmadığı, dolayısıyla, hükme esas alınan ATK raporuyla çelişki oluşturacak nitelikte bulunmadığı, her ne kadar kafa ve kulak arızaları nedeniyle davacının kaza esnasında kask kullanmadığı ve yeterli ehliyetnamesinin bulunmadığı görülmekte ise de davacının tespit edilen 350.333,64 TL zararından azami oranda yani %20 oranında müterafik kusur indirimine gidilse dahi bu tutarın hüküm altına alınan poliçe limitinin aşağısına düşmediği, dolayısıyla bu hususun, poliçe limitiyle sınırlı olarak hükmedilen zarar tutarına bir etkisinin bulunmadığı, faiz başlangıç tarihinin dava öncesinde yapılan ödeme tarihi esas alınarak belirlenmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; Ve son olarak trafikten çekme belgeli bir aracın, sigortasız bir şekilde karıştığı trafik kazasında sebebiyet verdiği zararın, çekme belgesine dair herhangi bir kontrol ve denetim yetkisi bulunmayan 3. kişi konumundaki zarar gören davacı üzerinde bırakılmasının, Güvence Hesabının getiriliş amacıyla bağdaşmadığı, çekme belgeli aracın trafiğe çıkma izni olup olmadığı hususunun idari bir işlem olduğu, idari yönden gereken işlemin yapılmamış olması veyahut hurdaya ayrılıp da idari yasağa rağmen onarılıp toplanan aracın izinsiz bir şekilde trafiğe çıkmış olmasının, Güvence Hesabının sorumluluğunu kaldıran bir neden teşkil etmediği, mevzuatta buna ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, giderek davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 10.372,60 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.593,15‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 7.779,45‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davalı lehine hükmedilen (151.846 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/01/2023