Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2018 E. 2023/819 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2018
KARAR NO: 2023/819
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2017/253 Esas – 2020/256 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl – birleşen dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici-kalıcı iş göremezlik zararı adı altında maddi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 04/05/2017 tarihli kararıyla; “A -1 ) Asıl dava yönünden Davanın Kabulü ile … yönünden ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak 6.830,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacının davalı sigorta şirketine başvuru tarihinin 8. günü olan 24/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,B -1 ) İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/265 Esas 2017/326 Karar sayılı dosyası yönünden ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile … yönünden 7.235,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacının davalı sigorta şirketine başvuru tarihinin 8. günü olan 24/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece karara dayanak yapılan kusur bilirkişi raporunun, davacının Savcılık şikayet beyanı ve sigortalı araç sürücüsünün beyanına uygun olmadığını, ATK’dan yeniden rapor alınması gerektiğini, davacıların maluliyet raporlarının, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre ATK genel kurulundan alınması gerektiğini; asıl-birleşen dava dilekçesinde geçici iş göremezlik zararı talep edildiğini, ancak ıslah dilekçesinde, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin bulunmadığı belirtildiğinden, bu beyanın kısmi bir feragat olarak kabul edilip, feragat edilen bölüm yönünden müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 05/10/2016 tarihinde, davacı …’ın sürücüsü ve davacı …’ın yolcusu olduğu motosiklet ile davalı Sigorta Şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın karıştığı kaza neticesinde; davacıların yaralandığı; eldeki asıl-birleşen davalarda davacılar tarafınca geçici-kalıcı iş göremezlik zararı adı altında maddi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 30/04/2014 tarihli kusur bilirkişi raporunda; dava konusu kazanın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsü davacı …’ın %75, sigortalı araç sürücüsü …’ın ise %25 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itiraz kabul edilmemiştir. Eldeki davada olduğu gibi, TBK’nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp nedeniyle açılan davalarda, beden ve ruh tamlığı ihlallerinin, zarar görenin sanatına veya mesleğine yapmış olduğu etkinin ve bunun oranının gözetilmesi ile belirlenmesi gerekir. 2918 sayılı kanunun 90. maddesinde zorunu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar anılan kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olup ayrıca bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda TBK’daki haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının belirlenmesi bakımından (somut olayda) kaza tarihi itibarıyla yargısal uygulamalarda uygulanması kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğu gibi, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği de yürürlüktedir. Bu yönetmeliğin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) “Dayanak” başlıklı 3. Maddesinde; 5510 sayılı Kanunun 107. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlandığı belirtilmiş; “Kapsam” başlıklı 2. Maddesinin (1) nolu bendinde de yönetmeliğin, “5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların iş kazası ile meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hâllerinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağına, ” ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde bu Yönetmeliğin, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesine dayanılarak hazırlandığı, yine anılan yönetmeliğin 2. maddesinde Yönetmeliğin, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsadığı düzenlenmiştir. Buna göre -adli tıp öğretisinde de kabul edildiği üzere- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, amaç ve kapsam olarak tazminat hukuku ilkeleri bağlamında hükümler içerip haksız fiile maruz kalan kişideki travmatik lezyonlar ile birlikte meslek veya iş türü, meslek grup numaraları, iş kolları ve kişilerin yaşlarına yönelik ayrı ayrı cetveller içermekte ve bu itibarla tıbbi kıyas/takdir metoduna elverişli olması nedeniyle bilirkişinin/adli tıp uzmanının yorumuna olanak vermektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise, kişinin maruz kaldığı haksız fiil ve bunun sonucu olarak mesleğinde kazanma gücünü hangi oranda kaybettiğini belirlemekte yeterli olmayıp daha ziyade kişide bulunan sistematik hastalıkları ön plana çıkarmakta, malulen emeklilik, vergi indirimi, bakım ücreti, özel eğitim ve özel donanımlı araç kullanımına yönelik olup tazminat hesabında asıl önem arz eden yaş, sanat, meslek, meslek grubu gibi faktörlerin hesaplamada değerlendirilmemesinden dolayı tazminatın unsurlarını ve hak edilen tazminatın belirlenmesinde yeterli ve gerekli parametreleri içermediği için yeterli olmamaktadır. Bu bağlamda somut olayda, dosyada bulunan ve 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen maluliyet durumu göz önüne alınarak düzenlenen aktüer raporunun hükme esas alınmasında dosya içeriği ile usule ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu yöndeki davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Dava dilekçelerinde her bir davacı için 100’er TL geçici iş göremezlik zararı talep edilmiştir. Islah dilekçesinde ise, geçici iş göremezlik taleplerinin bulunmadığı belirtilmiştir. Bu durumda, davacı tarafın ıslah dilekçesindeki beyanı feragat olarak kabul edilerek, geçici iş göremezlik zararının feragat nedeniyle reddine ve davalı lehine İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu taleple ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığından bu yöne ilişin itiraz kabul edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Asıl davanın kısmen kabulü ile … yönünden ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak 6.830,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacının davalı sigorta şirketine başvuru tarihinin 8. günü olan 24/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik talebinin feragat nedeniyle reddine, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/265 Esas 2017/326 Karar sayılı dosyası yönünden ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile … yönünden 7.235,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacının davalı sigorta şirketine başvuru tarihinin 8. günü olan 24/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik talebinin feragat nedeniyle reddine, 3-Asıl dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 466,57 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam 81,40 TL harcın mahsubu ile eksik 385,17 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 4-Asıl dava yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Reddedilen geçici iş göremezlik miktarı (100 TL) yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi gereğince 100 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile davalıya verilmesine, 6-Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/265 Esas 2017/326 Karar sayılı dosyası yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Reddedilen geçici iş göremezlik miktarı (100 TL) yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi gereğince 100 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile davalıya verilmesine, 8-Davacılar tarafından yapılan 2.287,10 TL ( 62,80 TL BH, 62,80 TL PH, 9,20 TL VH, 1.200,00 TL BK, 550,00 TL Adli Tıp Rapor Ücreti, 352,30 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,9-Kullanılmayarak artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililerine iadesine, 10-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 148,60 TL posta ve tebligat giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/05/2023