Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2000 E. 2022/1978 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/2000
KARAR NO: 2022/1978
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2018/1100 (E) – 2020/223 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili, 25/10/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile müvekkilinin sakatlanarak iş görmez hale geldiğini, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araca çarpan ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu ve sorumlu olduğunu, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1302 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan tazminat davasının, plakası tespit edilemeyen aracın tam kusurlu olması nedeniyle reddedildiğini belirterek şimdilik 1.000 TL geçici ve 3.000 TL kalıcı iş görmezlik tazminatının faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı Güvence Hesabı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sübut bulan davanın kabulü ile, 4.000 TL’nin 12/11/2018 tarihinden, 35.262,37 TL’nin de ıslah tarihi olan 04/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, faiz başlangıç tarihlerinin farklı farklı belirlenmesinin doğru olmadığını, kararın faiz yönünden düzeltilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili ise davaya konu trafik kazasının 25/10/2009 tarihinde gerçekleştiğini, 19/11/2018 tarihinde açılan davanın kaza tarihinden itibaren 9 yıl 25 gün sonra açıldığını, dolayısıyla davanın 8 yıllık uzamış zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul şekli bakımında da geçici iş göremezlik ödemesi bakımından SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmamış olmasının doğru olmadığını, kaldı ki geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadıklarını, gerçek zararın da tam olarak araştırılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. madde hükmü: “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” şeklindedir.Davaya konu trafik kazası 25/10/2009 tarihinde gerçekleşmiş ise de davacı tarafın zarar sorumlusunu öğrendiği tarihin, kazaya karışan diğer bir aracın trafik sigortacısına karşı açılıp reddedilen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1302 Esas sayılı dosyası olduğu, zira, bu davada kazaya karışan ancak plakası tespit edilemeyen aracın tam kusurlu olması nedeniyle ret kararı verildiği, dolayısıyla davacının, zarar sorumlusunu, bu ret kararının verildiği tarih itibarıyla öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, sözü geçen mahkemenin karar tarihinin 24/10/2018 olduğu, buna göre 19/11/2018 tarihinde açılan işbu davanın uzamış 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ikame edildiği, giderek zamanaşımı savunmasına ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte, SGK’ya yazılan yazıya verilen 24/12/2018 tarihli cevapta geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığının bildirildiği, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı kapsamında kaldığı, dolayısıyla davacı Güvence Hesabının sorumluluğunda bulunduğu, hesaplamaya esas alınan aktüerya raporunun incelenmesinde, raporun, usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Aksine hüküm bulunmadıkça haksız fiil teşkil eden eylemlerde, zararın tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken tazminat tutarının bir kısmına dava, bir kısımına da ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 2.682,01 TL istinaf karar harcından peşin alınan 670,50 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 2.011,51‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2- Davanın kabulü ile 39.262,37 TL’nin 12/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.682,01 TL karar ve ilam harcından peşin harç olan 35,90 TL ve ıslah harcı olan 602,19 TL nın toplamı 638,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.043,32 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 638,09 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 1.600,00 TL bilirkişi masrafı ve 66,50 TL posta masrafı toplamı 1.666,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibarıyla AAÜT uyarınca 5.889,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından:8-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 9-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (39.262,37 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/11/2022