Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1995 E. 2022/2167 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1995
KARAR NO: 2022/2167
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/150 Esas – 2019/1235 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 17/12/2019 tarihli kararıyla; “… olayın; davalı … ile dava dışı Zeynep’in araca bindiği hareket etmeden hemen önce davacının araca bindiği sonrasında davalının davacıyı araçtan çıkardığı bu esnada apartman görevlisinin davacıyı tuttuğu, sonrasında davalının aracına binerek hareket ettiği esnada davacının araca doğru hamle yaptığı ve bacağının ezildiği şeklinde meydana geldiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda ATK raporunda da mütalaa edildiği üzere davacının %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış olup davacının maluliyet durumunun ve maddi zararının hesaplanması hususunda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Manevi tazminat yönünden ise olayın oluş şekli tarafların kusur dağılımları ve meydana gelen zararın boyutu bir bütün halinde ele alındığında, davacının meydana gelen zarara kendi kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşılmakla işbu talebin haklı olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah olunan gerekçelerle davacının hem maddi hem de manevi tazminata ilişkin davasının ispatlanamaması nedeniyle reddine ” karar verilmiştir. Davacı vekili, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davaya konu olayın ceza yargılamasının yapıldığı dosyadaki tanık beyanları, işbu dosyada yapılan keşif ve keşifte dinlenen tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 11/02/2019 tarihli raporu, davalı sürücü …’in ceza davasında beraatine ilişkin kesinleşen ceza kararı ile dosyadaki diğer bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu olayın ve davacının yaralanmasının davacı yaya …’ın olay mahallinde arbede yaşadığı sürücü (davalı) …’in idaresindeki aracının kapısından asılarak araca binmek istediği sırada, bu sürücünün harekete geçebileceğini ön görüp, kendi can güvenliği açısından aracın hareket alanı dışına çıkması ve bu araca karşı korunma tedbiri alması gerekirken, bu hususlara riayet etmediğinden, olayda %100 kusurlu olduğu; bir başka deyişle davalı sürücü …’in kusursuz olduğu kanısına varılmıştır. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinin, bu gerekçeyle reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye verilmesine,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/12/2022