Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/1988
Karar No: 2023/952
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 10/02/2020
Numarası: 2016/973 (E) 2020/125 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 06/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 16/07/2016 tarihinde, davacı …’ın idaresindeki … plakalı araç ile davalı … Sigorta Anonim Şirketine ve … Sigorta Anonim Şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı … AŞ’nin işleteni, davalı … Yağ. San. Tic. Ltd. Şti’nin maliki olduğu, davalı …’nin idaresindeki … plakalı yolcu otobüsünün karıştığı trafik kazası sonucu davacı sürücü …’ın ve aynı araçta yolcu konumunda bulunan …’ın hayati tehlike geçirecek şekilde, henüz 2 yaşında olan çocukları …’ın ise basit şekilde yaralandığını belirterek tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması/yitirilmesinden doğan kayıplar nedeni ile fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı … için 2.500 TL, … için 2.500 TL ve … için 500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleten, araç maliki ve sürücü yönünden yasal faiz, sigorta şirketleri yönünden avans faizi işletilerek müteselsilen tüm davalılardan alınmasına, davacı … için 50.000 TL, Selda için 50.000 TL, … için 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketleri hariç olmak üzere davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili 18.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile sigorta şirketi açısından kaza tarihinden itibaren avans faizi, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davacı … İçin 1.414,41-TL maddi, 50.000-TL manevi tazminatın, davacı … için 48.969,27-TL maddi, 50.000-TL manevi tazminatın, davacı … için 1.828,74-TL maddi, 10.000-TL manevi tazminatın, hastaneye gitmek için harcanan yol masrafı, muayene masrafı ve diğer giderler için 1.085,59-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin kazaya karışan otobüsün maliki olmadığı gibi otobüs sürücüsü …’nin işvereni de olmadığını, bu nedenle davanın işleten sıfatını haiz olmayan müvekkili şirket bakımından husumet yönünden reddi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirkete atfı kabil kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusur bulunmadığını, tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde ödenecek tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan otobüste biletli yolcu olmadıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kazaya karışan aracın kayden maliki olup husumetin öncelikle araç sürücüsüne ve kazaya karışan araçların sigorta şirketlerine yöneltilmesi gerektiğini, bu yol izlenmeden müvekkili aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin diğer davalı araç sürücüsünü istihdam ederken gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, araca ilişkin tedbirleri aldığını, davacı tarafın asli ve tek kusurlu olduğunu, kaza sırasında araç içerisinde davacıların emniyet kemerlerinin takılı olmadığını, davacı çocuğun çocuk koltuğunda oturması gerektiğini, davacıların kendi kusurları ile kazanın sonuçlarının ağırlaşmasına sebebiyet verdiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davanın kısmen kabulü ile, 1)Maddi tazminat istemi yönünden, davacılardan … için 1.414,41-TL, … için 48.969,27-TL ve … için 1.828,74-TL olmak üzere toplam 52.212,42-TL geçici iş göremezlik tazminat alacağının, davalı … Sigorta AŞ’nin …San.Tic.Ltd.Şti.’nin kaza tarihi olan 16.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2)Manevi tazminat yönünden, davacılardan … için 3.000,00-TL, … için 7.000,00-TL ve … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … A.Ş. ve …San.Tic.Ltd.Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 3)… Sigorta A.Ş. yönünden açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar, davalı … Şirketi, … AŞ ve davalı … Sigorta AŞ vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusurun tamamının davalı sürücüde olması, müvekkillerinin kazaya bağlı olarak hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmaları, hamile olan müvekkili …’nın üzerinde bıraktığı etki ve hamile olması nedeniyle ameliyat yapılamaması ve kolundaki kırık nedeniyle yaklaşık 1 yıl ağrı çekmesi, kaza tarihinde henüz 7,5 aylık olan … üzerinde bıraktığı travma, müvekkili …’ın ve …’ın gözle görünür şekilde kafasında oluşan kalıcı iz, yine davacı …’nın tıbbi müdahalede radyasyona maruz kalması nedeniyle çocuğun engelli doğabileceği bilgisinin doktorlar tarafından verilmesi nedeniyle ailenin psikolojik olarak etkilenmesi, hali hazırda tam doğan çocuğun ileride sıkıntı yaşama ihtimali olacağının doktorlar tarafından söylenmesi gibi hususlar dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, müvekkillerinin tedavi için yapmış oldukları 1.085,59 TL masrafı talep etmelerine rağmen mahkemece buna yönelik bir karar verilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece ATK’dan alınan raporun trafik kazası tespit tutanağı esas alınarak düzenlendiğini, oysa bu tutanağın davacılar tarafından davalı sürücü …’ye saldırılıp olay yerinden uzaklaştırılmalarını müteakip olay yerine gelen polislerce davacıların tek taraflı beyanlarına göre düzenlendiğini, ATK raporunun kaza mahallinde keşif yapılmaksızın ve tanık dinlenmeksizin hazırlandığını, davalı araç sürücüsü …’ye kusur atfedilmesinin gerekçesini oluşturan hız sınırlarına uymadığı iddiaları için takograf kayıtlarının dahi incelenmediğini, kazanın otobüsün teknik özelliklerinden, herhangi bir aksaklık ya da arızasından da kaynaklanmadığını, davacıların emniyet kemeri takmayarak kazanın olası sonuçlarının ağırlaşmasına sebebiyet verdiğini, bilirkişilerce bu husususun değerlendirmeye alınmadığını, davacıların kaza nedeniyle meslekte kazanma güç kaybına uğramalarının söz konusu olmadığını, ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından davacıların geçici iş görmezlik süreleri ile ilgili verilen raporun hatalı olduğunu, davacıların kaza sonrası kaldırıldıkları hastanede aynı gün taburcu edildiğini, davacı Selda’ya yönelik olarak Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 16.07.2016 tarihli raporunda herhangi bir sorun olmadığını belirterek taburcu ettiğini, bu rapordan 2 yıl sonra 21.02.2018 tarihinde verilen ATK 3. İhtisas Kurulu raporunda … için % 6 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu belirtildiğini, ATK 3. İhtisas Kurulu raporu ile davacı hakkında ilk düzenlenen rapor arasında iki yıllık bir süre olduğu da dikkate alınarak illiyet bağının kesilip kesilmediğinin ve ayrıca davacının kendi eylem ve işlemleri ile neticenin ağırlaşmasına sebep olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, davacı …’nın ev hanımı olup herhangi bir işte çalışmadığını, davacı …’nin 3 yaşında olup zaten bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağını, davacı …’ın ise kazanç durumunu gösterir hiçbir belge bulunmadığını, bu durumda davacıların geçici iş göremezlik taleplerine ilişkin kazanç kayıplarını ispatlayamadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı …’ın geçici iş göremezlik zararı hesaplanırken olay tarihindeki asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken 2019 yılı asgari ücret üzerinden yapılmış olmasının hatalı olduğunu, davacı …’nin yaşı itibarıyla herhangi bir çalışması bulunmamasına rağmen 2019 yılı asgari ücret üzerinden geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmasının hatalı olduğunu, yine davacı …’ın herhangi bir meslek icra etmediği dikkate alınmaksızın 2019 yılı asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacıların manevi tazminat istemi hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle, kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirkete atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını, kaza sonrası davacıların aracında bulunan bir kişinin bıçakla davalı sürücü ve yolcuların üzerine yürüdüğünü ve davalı sürücünün otobüsü en yakın karakola götürdüğünü, davacıların kaza tutanağını davalı sürücünün ve görgü tanıklarının yokluğunda düzenlettiklerini, dolayısıyla kaza tutanağını kabul etmediklerini, kazanın davacı sürücü …’ın asli ve tam kusuru ile meydana geldiğini, kazanın otobüsün teknik özelliklerinden, herhangi bir aksaklık ya da arızasından da kaynaklanmadığını, hükme esas alınan maluliyet raporlarının hatalı olduğunu, davacı … için Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 16/07/2016 tarihli raporda herhangi bir arızası bulunmadığına ilişkin yapılan tespit sonrası, kazanın üstünden 2 yıl geçmesinin akabinde sağ omuzdaki hareket kısıtlılığı arazının 16/07/2016 tarihinde meydana gelen kaza ile ilişkilendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların kaza sonrası aynı gün taburcu edildiğini, tespit edilen geçici iş göremezlik sürelerinin kabulünün de mümkün olmadığını, aktüer raporunda davacıların gelir durumlarının hatalı hesaplandığını, dosya kapsamında davacı …’ın kazanç durumunu gösterir hiçbir belge bulunmamasına rağmen 2019 yılı asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacı …’nin kaza tarihinde yaşı itibarıyla aktif olarak faaliyette bulunduğu herhangi bir meslek icra etmediği ortada iken geçici iş göremezlik zararı hesaplanmasının hatalı olduğunu, 25.12.2018 tarihli raporda, davacı … adına hesaplama yapılırken herhangi bir meslek icra etmediği dikkate alınmaksızın 2018 yılı asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının ve davacıların manevi tazminat istemi hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacı tarafın davadan önce hiçbir rapor sunmadan müvekkili şirkete başvurduğunu, bu nedenle müvekkili şirket tarafından davacıya dilekçe ekinde sunulan yazının gönderildiğini ve davacıdan yönetmeliğe uygun sağlık kurulu raporu, varsa ceza dosyası evraklarını müvekkili şirkete göndermesinin talep edildiğini, ancak davacının eksik evrakları tamamlamadan eldeki davayı açtığını, mahkemenin bu hususta araştırma yapmadığını, davacı … için Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun bulunması gerekirken mahkemece ATK’dan alınan maluliyet raporunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiğini, bu rapora dayanılarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, geçici iş görmezlik tazminatı taleplerinin poliçe teminatı dışında kaldığını, mahkemece manevi tazminata ilişkin harç tutarından müvekkili şirketinde sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, 16.07.2016 tarihinde, davacı …’ın idaresindeki … plakalı araç ile davalı … Sigorta Anonim Şirketine ZMSS poliçesi ile, davalı … Sigorta Anonim Şirketine Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı, davalı … AŞ’nin işleteni, davalı … San. Tic. Ltd. Şti’nin maliki olduğu, davalı …’nin idaresindeki … plakalı otobüsün karıştığı trafik kazası sonucu davacı sürücü … ile aynı araçta yolcu konumunda bulunan davacı … ve çocukları …’ın yaralandıkları anlaşılmıştır.1-Davacılar vekilinin reddedilen maddi tazminata yönelik, davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Turizm Şirketi vekillerinin davacılar … ve … lehine hükmolunan maddi tazminata yönelik istinaf başvurularının incelenmesinde; HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, kararın verildiği tarih itibarıyla reddedilen 1.085,59 TL maddi tazminat miktarı 2020 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesince reddedilen maddi tazminat için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yine, davacı … lehine, davalılar aleyhine hükmedilen maddi tazminat miktarı 1.414,41 TL, davacı … lehine davalılar aleyhine hükmedilen maddi tazminat miktarı 1.828,74 TL olup, adı geçen davacılar için maddi tazminat davası yönünden verilen karar istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin reddedilen maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin, davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Şirketi vekillerinin davacılar … ve … için hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. 2-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Dava dosyasında bulunan hasar dosyası içeriğine göre davacı vekilinin eldeki davayı açmadan önce başvuru dilekçesine ekli kaza tespit tutanağı, olay yeri krokisi, poliçe, hastane kayıtları ve diğer belgeler ile birlikte ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta AŞ’ye başvurduğu, böylelikle KTK’nin 97. maddesinde öngörülen dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru koşulunun yerine getirildiği anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. 3-Kusura yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 06/04/2018 tarihli raporda; davalı sürücü …’nin idaresindeki araç ile gündüz vakti görüşün açık olduğu bölünmüş devlet yolunda seyrini sürdürürken yola gereken dikkatini vermediği, 50 km hız tahdidi levhasına rağmen hızını uygun seviyeye düşürmeyip aşırı süratli seyrettiği, önünde kendisiyle aynı istikamette seyretmekte iken trafik şartları nedeniyle hız azaltan davacı yönetimindeki araca tedbirsizce arkadan çarparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile asli ve %100 oranında tam kusurlu olduğu, olayın oluşu üzerinde herhangi bir hatalı tutum ve davranışının olmadığı ve mevcut şartlarda alabileceği bir önlemin bulunmadığı anlaşılan davacı sürücü …’ın meydana gelen olayda kusursuz olduğu belirtilmiştir.Ceza yargılamasının yapıldığı Kurşunlu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/166 E. 2017/32 Karar sayılı kararı ile sanık … asli kusurlu kabul edilerek taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmış, davalı sürücü ceza yargılamasında talimatla alınan ifadesinde araçların arka arkaya sağ şeritte seyir halinde olduğunu, onlar yavaşlayınca kendisinin onların duracaklarını düşünerek araçları geçmeye çalıştığı esnada aracın sol arka tarafına çarptığını beyan etmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporun dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olması göz önüne alındığında mahkemece davalı sürücünün % 100 kusurlu kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Davalı … Şirketi ve davalı … AŞ vekillerinin kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 4-Maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; İlk derece mahkemesince hükme esas alınan, ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 21/03/2018 tarihli üç adet raporda, davacı …’ın %6 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, davacı …’ın trafik kazasına bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği, davacı …’ın trafik kazasına bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 21 güne kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Davacıların maluliyetinin tespitine yönelik ATK’ndan alınan her üç raporda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirme yapılmıştır. TBK’nın 54. maddesi kapsamında açılan davalarda, maddede öngörülen meslekte kayıp oranının belirlenmesinde yargısal uygulamalarda, kaza tarihi itibarıyla ayırım yapılarak kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlardaki atıf gereğince 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak maluliyet raporu alınması gerektiği kabul edilmektedir. Eldeki davada olduğu gibi, TBK’nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp nedeniyle açılan davalarda, beden ve ruh tamlığı ihlallerinin, zarar görenin sanatına veya mesleğine yapmış olduğu etkinin ve bunun oranının gözetilmesi ile belirlenmesi gerekir. 2918 sayılı kanunun 90. maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar anılan kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olup ayrıca bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda TBK’daki haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Bu maddedeki, maddi tazminatın genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin ibareler, Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.Davacı …’ın meslekte kazanma gücü kaybı oranının belirlenmesi bakımından (somut olayda) kaza tarihi itibarıyla yargısal uygulamalarda uygulanması kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğu gibi, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği de yürürlüktedir. Bu yönetmeliğin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde; 5510 sayılı Kanunun 107. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlandığı belirtilmiş; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin (1) nolu bendinde de yönetmeliğin, “5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların iş kazası ile meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hâllerinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağına,” ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin “Dayanak” başlıklı 3. maddesinde bu Yönetmeliğin, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesine dayanılarak hazırlandığı, yine anılan yönetmeliğin 2. maddesinde Yönetmeliğin, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsadığı düzenlenmiştir. Buna göre -adli tıp öğretisinde de kabul edildiği üzere- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, amaç ve kapsam olarak tazminat hukuku ilkeleri bağlamında hükümler içerip haksız fiile maruz kalan kişideki travmatik lezyonlar ile birlikte meslek veya iş türü, meslek grup numaraları, iş kolları ve kişilerin yaşlarına yönelik ayrı ayrı cetveller içermekte ve bu itibarla tıbbi kıyas/takdir metoduna elverişli olması nedeniyle bilirkişinin/adli tıp uzmanının yorumuna olanak vermektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise, kişinin maruz kaldığı haksız fiil ve bunun sonucu olarak mesleğinde kazanma gücünü hangi oranda kaybettiğini belirlemekte yeterli olmayıp daha ziyade kişide bulunan sistematik hastalıkları ön plana çıkarmakta, malulen emeklilik, vergi indirimi, bakım ücreti, özel eğitim ve özel donanımlı araç kullanımına yönelik olup tazminat hesabında asıl önem arz eden yaş, sanat, meslek, meslek grubu gibi faktörlerin hesaplamada değerlendirilmemesinden dolayı tazminatın unsurlarını ve hak edilen tazminatın belirlenmesinde yeterli ve gerekli parametreleri içermediği için yeterli olmamaktadır.İşbu yapılan açıklamalara göre ilk derece mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunda, davacı …’ın 16/07/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı maluliyetinin 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak belirlenmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Mahkemece, davacıların maluliyet durumunun tespitine yönelik olarak ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 21/03/2018 tarihli maluliyet raporlarının, tedavi sürecinde düzenlenen belgeler, raporlar değerlendirilerek belirlenmiş olmasına göre hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Davalı … Turizm Şirketi ve davalı … AŞ vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. 5-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin geçici işgöremezlik tazminatına yönelik istinaf itirazının incelenmesi; Olayın meydana geldiği ve ZMSS poliçesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiği düzenlenmiş ise de 6111 sayılı kanun ile değişik 2918 sayılı kanunun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemeyeceğinden sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamakta ve sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 6-Aktüer raporuna yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; Mahkemece hükme esas alınan 25/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda, maluliyet raporuna göre dava konusu kaza nedeni ile iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, %6 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı tespit edilen davacı …için asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre 7.314,96 TL geçici iş göremezlik, 41.654,31 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 48.969,27 TL maddi zarar hesaplanmıştır.Davacı …’nın dosya kapsamına ve SED araştırmasına göre ev hanımı olduğu, herhangi bir işte çalışmadığı anlaşılmakla gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek raporun düzenlendiği tarihteki veriler esas alınmak suretiyle AGİ’siz net asgari ücret üzerinden tazminat hesaplanmasında isabetsizlik görülmemiştir.Davalı … AŞ ve … Turizm Şirketi vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. 7-Davalı … Şirketi vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; Davacılar … ve … araçta yolcu olarak bulunmakta olup kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, adı geçen davacıların emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususu “belirsiz”, yine davacı sürücü … yönünden de “tespit edilemedi” olarak işaretlendiği, davacıların kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı hususunda dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından davalı vekilinin müterafik kusura yönelik itirazı yerinde değildir. 8-Hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi;Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kazanın oluş şekline, kusur durumuna, davacıların yaralanmasının niteliklerine ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının az olduğu, davacı … için 50.000 TL, … için 50.000 TL ve … için 10.000 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmış, bu yöne ilişkin davacılar vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmüş, davalılar … AŞ ve … Şirketi vekillerinin itirazları ise kabul görmemiştir. Ayrıca her ne kadar davalı … Sigorta AŞ vekili mahkemece harçların tek kalemde hesaplandığını ve manevi tazminata ilişkin harçtan müvekkili şirketin de sorumlu tutulduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece maddi ve manevi tazminata ilişkin harçların ayrı ayrı hesaplandığı ve manevi tazminata ilişkin harçtan davalı … Sigorta AŞ dışındaki davalıların sorumlu tutulduğu anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf itirazında hukuki yararı bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin reddedilen maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin, davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Turizm Şirketi vekillerinin davacılar … ve … için hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacılar vekilinin reddedilen maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesi ile davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Şirketi vekillerinin davacılar … ve … için hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, B-Davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Turizm Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, C-Davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacıların maddi tazminat davalarının kısmen kabulü ile Davacı … için 1.414,41 TL, … için 48.969,27 TL ve … için 1.828,74 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ yönünden temerrüt tarihi olan 09.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalılar …, … AŞ ve … Yağ. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden kaza tarihi olan 16.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacıların manevi tazminat davasının kabulü ile Davacı … için 50.000 TL, … için 50.000 TL ve … için 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … AŞ ve … Mad. Yağ. San. Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, 3-… Sigorta AŞ yönünden açılan davanın reddine, 4-Maddi tazminat davası bakımından Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.566,63 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat talebine isabet eden 18,80 TL karar ve ilam harcı ile 163,25 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 182,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.384,58 TL karar ve ilam harcının davalılar …, … AŞ, … Yağ. San. Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Manevi tazminat davası bakımından Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.514,1 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat talebine isabet eden 375,71 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 7.138,4 TL karar ve ilam harcının davalılar …, … AŞ ve … Tic.Ltd.Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 6-Manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılmış yargılama gideri bulunmadığından davacılar tarafından maddi tazminat davasında yapılan 54,50 TL harç, 750 TL bilirkişi ücreti, 758,45 TL posta gideri ve 03/01/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan 224 TL masraf olmak üzere toplam 1.786,95 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.750,55 TL’sinin davalılar …, … AŞ, … San. Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 7-İlk derece mahkemesince maddi tazminat davalarında, kabul edilen dava değeri itibarıyla davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmeyip bu yöndeki uygulamaya karşı davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmamış olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin bu konudaki hükmü tekrar edilerek kabul edilen maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 7.587,61 TL vekalet ücretinin davalılar …, … AŞ, … San. Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 8-Reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.085,59 TL vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davalılar … Sigorta AŞ, … San. Tic. Ltd. Şti. ve … AŞ’ye verilmesine, 9-Davalı … Sigorta AŞ tarafından talep edilmediğinden (açıkça vazgeçildiğinden) vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Davalı … Ltd.Şti. tarafından yapılan ve dosyaya yansıyan 104,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 66,06 TL’sinin davacılardan alınarak işbu davalıya ödenmesine, 11-İlk derece mahkemesince manevi tazminat davalarında, kabul edilen dava değeri itibarıyla davacılara ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmeyip bu yöndeki uygulamaya karşı davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmamış olması nedeniyle davalılar bakımından oluşan usuli kazanılmış hak nazara alınarak, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 17.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … AŞ ve … Tic. Ltd. Şti.’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 12-Davacı tarafından yapılan 375,71 TL harç olmak üzere yargılama giderinin davalılar …, … AŞ ve … Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 13-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
D-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacılar tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 36,55 TL posta gideri olmak üzere toplam 185,15 TL yargılama giderinin, davalılardan tahsil edilerek, davacılara verilmesine, 3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 4.318,04 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.674,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.643,09 TL karar ve ilam harcının davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ ve … Turizm Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, (Davalı … Sigorta AŞ’nin 891,68 TL’den sorumlu tutulmasına) 4-Davalıların istinaf aşamasında sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/06/2023