Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1954 E. 2022/1089 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1954
KARAR NO: 2022/1089
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2017/536 (E) – 2019/1097 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 7/6/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davalı tarafın kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; sundukları özel rapor ve Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuna ilişkin ayrıntılı itirazlarına göre ATK Trafik İhtisas Dairesinin Genişletilmiş Uzmanlar Heyetinden veya İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsünden rapor alınması gerektiğini; dosyaya sunulan görüntülerin incelenmesinde olaydan önce müteveffaya ait sağ şeritte seyir halinde olan aracın önünde sol şeride hızlıca geçen plakası ve sürücüsü saptanamayan seyir halindeki beyaz renkli aracın sağ şeritte bulunan aracı geçerken akabinde de müteveffanın da önünde seyreden kamyonu geçebilmek amacıyla sol şeride geçmeyi denediği, akabinde de kazanın meydana geldiğini, dosyaya sunulan video kayıtları incelendiğinde müteveffa sürücü …’in yanında bulunan …’ın “sola bak, yavaş yavaş” dediği sırada beyaz renkli aracın hızını arttırdığının, daha sonrada çarpışma sesinin geldiğinin sabit olduğunu, hükme esas alınan raporda ise bu konuda ayrıntılı açıklama yapılmadan sadece aracın sağından geçen beyaz renkli aracın etkisinin olmadığının ifade edilmesiyle yetinildiğini; olay yeri yaklaşımında daralan yolda karşı yönden gelen araçların şeridinde olduğu kamyonun ve yolun hafif virajlı oluşunun beyaz renkli araç sürücüsünün görüşünü kısmen engellediğini, beyaz renkli araç sürücüsünün karşı yönden gelen sürücü …’nın sevk ve idaresindeki aracı gördüğünde yolun tam soluna geçtiğini, bu sırada sürücü …’nın sevk ve idaresindeki araç ile refleks gereği kamyonun yanından geçtikten sonra hafif sola manevra yaparak yolun ortasına veya kısmen karşı istikametten gelen …’in şeridine de girerek aracının sol ön kısımlarının çarpıştığının açık olduğunu; CD kayıtlarında kazadan sadece 1,5 – 2 saniye önce beyaz renkli aracın müvekkilinin sol çaprazında, karşıdan gelen aracın şeridinde yer aldığını, kamera kayıtlarındaki görüntülerle kazadan 1 saniye önce müteveffanın sevk ve idaresindeki aracın kendi şeridinde olduğunun, aracın sağ dikiz aynasından görünen ilgili şeridin sınır çizgisinden anlaşıldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: İlk derece mahkemesinin davacılar … ve …’in istinaf talebinin istinaf harcının yatırılmadığı gerekçesiyle HMK’nin 344’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca reddine ilişkin 27/2/2020 gün ve 2017/536 (E) – 2019/1097 (K) sayılı kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmaması nedeniyle istinaf kanun yolu incelemesi davacılar … ve …’in istinaf kanun yolu başvurularıyla sınırlı biçimde yapılmıştır. Trafik kazası nedeniyle Şile Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında kolluk tarafından düzenlenen 14/8/2016 tarihli “CD İzleme Tutanağı” içeriğinde, video görüntüsünün 34’üncü saniyesinde ölen destek …’in yönetimindeki … plakalı otomobilin sağ şeritten ilerlediği, yolun sol şeridinden ise görüntü kalitesinden dolayı plakası saptanamayan beyaz renkli hatchback otomobilin ilerlediğini 50’nci saniyeye kadar beyaz otomobilin sol şeritte bulunduğunun görüldüğünü, kamera görüntüsünün sağa doğru çevrilmesinin ardından çekimi yapan …’ın “sola bak, sola bak, yavaş, yavaş, yavaş” dediği esnada 52’nci saniyede çarpışmanın meydana geldiği, görüntünün sağa doğru çevrilmesinden ötürü kaza anının görünmediğinin; 4’üncü dakikanın 32’nci saniyesinde ise bir kişinin “…” diye seslendiğini duyduğunu, 4’üncü dakikanın 49’uncu saniyesinde de “nasıl oldu bu suçu mu var” diye soru soran kişiye 4’üncü dakikanın 53’üncü saniyesinde “arabayı solladı suç bunda ya, kafa kafaya girdi” biçiminde söylediğinin duyulduğunun, ses sahiplerinin kim olduğuna dair tespitin mevcut olmadığı belirtilmiştir. Aynı soruşturma sırasında trafik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise olay anında karşı istikametten gelen araçların şeridine giren ancak çarpışma öncesi yolun soluna mı veya sağına mı geçtiği kesin olarak belirlenemeyen beyaz renkli araç sürücüsünün olay anında yapabileceği manevralar dikkate alınarak kusura ilişkin incelemenin yapılmasının ardından davalı sürücü …’nın olayda kusursuz, ölen sürücü …’in tali kusurlu, plakası saptanamayan beyaz renkli araç sürücüsünün asli kusurlu, tanık …’in beyanı kabul edildiğinde davalı sürücü …’in olayda kusursuz, tanık …’in beyanı kabul gördüğünde ise davalı sürücü …’in tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Şile Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine düzenlenen ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 20/6/2017 tarihli rapor içeriğinde ölen sürücü …’in asli derecede kusurlu olduğu, davalı sürücüler … ve … ile plakası saptanamayan beyaz renkli araç sürücüsünün kusursuz oldukları bildirilmiştir. Hükme esas alınan ve olayın meydana geldiği yerin fotoğrafları, ölçümü, trafik levhaları ile yol çizgilerine ilişkin tespitleri içeren bilirkişi raporu ile Şile Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma belgelerinin incelenmesi suretiyle düzenlenen ATK Trafik İhtisas Dairesinin 27/6/2019 tarihli raporunda ise; müteveffa sürücü idaresindeki araçla aynı istikamette sol ön ilerisinde seyreden ve müteveffanın sağından geçtiği plakası belirlenmeyen beyaz aracın kazanın oluşumunda etkisinin bulunmadığı, kazanın yalnızca müteveffa sürücü idaresindeki aracın sollamanın yasak olduğu mahalde hatalı ve tehlikeli biçimde sollamaya çıkarak karşı istikametten gelene aracın şeridi kapatması sonucu meydana geldiği kanısına varıldığını, idaresindeki otomobil ile kendi seyir şeridini takiben nizami seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, karşı istikametten gelen ve hatalı sollama ile istikametini kapatan araçla çarpışması ile kazaya karışan davalı sürücü …’nın kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı; idaresindeki otomobil ile kendi seyir şeridini takiben nizami seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, kendisiyle aynı istikamette önünde seyreden ve hatalı sollama ile karşı istikamet şeridine geçen ve karşı istikametten gelen araçla çarpışmasının etkisiyle önüne savrulan müteveffa sürücü idaresindeki otomobil ile çarpışması suretiyle kazaya karışan davalı sürücü …’in kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı; müteveffa sürücü …’in ise idaresindeki otomobil ile olay mahallini tek şeritli ve gidiş geliş olarak işleyen ve önündeki aracı geçmenin yasak olduğunun devamlı düz şerit çizgisi ve trafik işaret levhaları ile belirlenmiş olduğu yolda, kendisiyle aynı istikamette önünde seyreden kamyonu sollamak üzere nizamlara aykırı olarak ve tehlike arz eder şekilde kontrolsüzce karşı yön şeridine geçmesi ve karşı istikametten gelen davalı sürücü … idaresindeki aracın istikametini kapatıp bu araçla karşılıklı çarpışmaları, çarpışmanın etkisi ile sağa savrularak geriden gelen davalı sürücü … idaresindeki araçla da çarpışması ile meydana gelen, sevk ve idare hatasından kaynaklanan kazada %100 oranında tam kusurlu olduğu, olay mahallinin konumu, kazanın meydana geliş şekli, mevcut işaretlemeler ve kaza öncesine ait görüntüler ile yol ve şerit genişliği ile araçların seyir durumları dikkate alındığında; kaza öncesi görüntülerde görülen ve müteveffa sürücünün kaza öncesi sağından geçmek suretiyle gerisinde bıraktığı anlaşılan plakası ve sürücüsü saptanamayan beyaz renkte vasıtanın, olayın oluşu üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığı; kazanın oluşumunda işaretleme eksikliği ya da başkaca bir unsurun etkili olmadığı belirtilmiştir. Şile Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ekinde yer alan olaya ilişkin fotoğrafların incelenmesinde ise; CD görüntüsünün 00:33 zaman dilimini gösteren fotoğrafta sürücüsü tespit edilemeyen beyaz renkli aracın ölen sürücünün idaresindeki araca göre sol şeritte ve önünde seyir halinde bulunduğu, ardı sıra gelen CD görüntüsünün 00:35 zaman dilimini gösteren fotoğrafta ise ölen sürücünün yönetimindeki araç ile beyaz renkli otomobil arasındaki mesafenin azaldığı, CD görüntüsünün 00:36 zaman dilimini gösteren fotoğrafta beyaz renkli otomobilin görüntüden çıktığı, takip eden CD görüntüsünü içeren fotoğrafta beyaz renkli aracın tekrar hızını arttırarak görüntüye girdiği, CD görüntüsünün 00:38 zaman dilimini gösteren fotoğrafta ise ölen sürücünün yönetimindeki otomobilin önünde seyir halinde bulunan kamyon ile arasındaki mesafe iyice azalmakla birlikte beyaz renkli otomobilin görüntüde bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin rapor içeriği trafik kazasının meydana gelmesinden çok kısa zaman dilimini gösteren görüntüler ile birlikte değerlendirildiğinde, beyaz renkli otomobil sürücüsünün kazanın oluşumuna neden olan davranışı kanıtlanamamıştır. Nitekim yukarıda açıklanan CD görüntüsünün 00:38 zaman dilimini gösteren fotoğrafta beyaz renkli otomobil bulunmadığı gibi Şile Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında anlatımı belirlenen davalı sürücü …’in yönetimindeki otomobilde yolculuk yapan …, makas atar vaziyette ilerleyen ve yolun tek şeride düştüğü esnada kamyonu aniden sollamaya çalışan ölen sürücünün yönetimindeki … marka aracın, karşı yönden gelen otomobil ile kafa kafaya çarpıştığını, çarpmanın etkisiyle yolun ortasında dönmeye başlayan … marka araçtan kurtulmak için davalı sürücü …’in direksiyonu sağa kırdığını beyan etmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, davalı sürücüler …, … ile kimliği belirlenemeyen kişinin yönetimindeki beyaz renkli otomobilin kaza sırasındaki konumları ve sürücülerinin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında, raporun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar … ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 36,30 TL istinaf karar ve ilam harcının davacı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 36,30 TL istinaf karar ve ilam harcının davacı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacılar … ve …’in istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 7/6/2022