Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1952 E. 2022/1272 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1952
KARAR NO: 2022/1272
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2015/1436 (E) – 2019/1171 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 21/04/2014 tarihinde karıştıkları trafik kazasında, müvekkilinin yaralandığını ve aracın ağır hasar gördüğünü belirterek şimdilik 4.000 TL hasar bedelinin davalı … şirketinden; 10.000 TL manevi tazminatın ise diğer davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … vekili, dava öncesinde hasar ödemesi yapılıp hasarlı aracın davacıya bırakıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, hasar bedelinin dava öncesinde ödendiği ve davacının talep edebileceği maddi zararının bulunmadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 2.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, herhangi bir araştırma yapılmadan kanaat bildirildiğini, manevi tazminat tutarının da ellerinden, göğsünden ve kafasından ciddi şekilde yaralanıp, uzun tedavi sürecinde iş ve sosyal yaşamı aksayan davacının uğramış olduğu manevi zararını karşılayacak nitelikte olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … ve … vekili, davacıya dava öncesinde 2.000 TL nakden ödeme yapıldığına dair belgeyi, dosya karara çıktıktan ancak karar yazılmadan önce sunmuş olmalarına rağmen, bu husus değerlendirilmeden karar verildiğini, maddi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 23/07/2018 tarihli ek raporda, hasar tarihi olan 2014 yılındaki aracın hasarsız değerinin 19.500 TL olarak belirlendiği, sovtaj bedelinin ise 7.200 TL olarak tespit edildiği, kullanılamaz halde ağır hasarlanan aracın satışına ilişkin noter satış sözleşmesinde ise aracın 5.000 TL’ye satıldığı, davacı tarafından sunulan …com internet sitesine ait ilanlar 2018 yılına ilişkin olup, hasar tarihindeki piyasa değerine ilişkin kanaat verecek nitelikte olmadığı, hasar gören aracın rayiç piyasa değerinin tespitine ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak noter satış senedine göre araç hurdasının 15/05/2014 tarih … yevmiye numaralı satış sözleşmesiyle 5.000 TL’ye elden çıkarıldığı, dolayısıyla araç hurdasının satış bedeli belli olmasına rağmen, varsayıma dayalı olarak belirlenen sovtaj bedelinin esas alınmasının doğru olmadığı görülmektedir. Diğer yandan, davacı tanıklarının anlatımlarına göre davacının kaza öncesinde hasara uğrayan kamyonetiyle sebze meyve satışı yaptığı, kazadan sonra arabasının pert olduğu, yaralanması nedeniyle çalışamaz hale düştüğü, bu nedenle psikolojisinin bozulduğu, başında ve kolunda şiş ve yaralar bulunduğu, ceza dosyası kapsamında alınan rapora göre de BTM ile giderilecek şekilde yaralandığı, gerçekleşen kazada davalı araç sürücüsünün tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, kazanın düz yolda arkadan çarpma ve davacının sürücüsü olduğu kamyonetin yana yatması şeklinde gerçekleştiği, kazanın hemen akabinde davacının ambulansla hastaneye kaldırıldığı ve kamyonette bulunan sebzelerin zarar gördüğü, davalı araç sürücüsünün İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/586 Esas – 2014/202 Karar sayılı kararıyla alt sınırdan para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilip erteleme ve HAGB kararı verilmediği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2015/7984 Esas – 2016/3896 Karar sayılı kararı ile de alt sınırdan ceza tayin edilmesi doğru görülmemiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bahisle kararın onandığı göz önüne alındığında, kazanın gerçekleşme biçimi, kusur durumu, yaralanmasının mahiyeti ve hakkaniyet ile caydırıcılık ilkesi nazara alındığında davacının talebinin tamamının kabulüne karar verilmesi yerine somut olayın özellikleriyle bağdaşmayan nitelikte bir tazminata hükmedilmesi doğru olmamış bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmüştür. Davalılar vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde ise; yapılan ödemenin sebze zararına ilişkin olduğu, hükmedilen manevi zarardan mahsubunun mümkün olmadığı ve yine maddi tazminat davasının sadece sigorta şirketine yönelik açıldığı, gerçek kişi davalılar bakımından açılan maddi tazminat davasının bulunmadığı, dolayısıyla vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Dairemizce de kısmen benimsenen ilk derece mahkemesince hükme esas alınan sözü geçen raporda belirlenen aracın kaza tarihindeki hasarsız haldeki rayiç piyasa değeri olan 19.500 TL’den 5.000 TL sovtaj bedeli düşüldüğünde kalan 14.500 TL’den, davalı … tarafından yapılan 12.300 TL ödemenin mahsubundan sonra kalan 2.200 TL bakiye hasar tazminatı ile 10.000 TL manevi tazminata hükmetmek ve ayrıca kazalı araç her ne kadar kamyonet ise de ruhsatına göre kullanım amacının yük nakli-hususi olduğunun anlaşılması karşısında bu tutarlara yasal faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.200 TL’nin 20/05/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile 10.000 TL tazminatın kaza tarihi olan 21/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 4-a)Maddi tazminat davasında alınması gereken 150,28 TL harçtan peşin olarak alınan 23,91 TL harcın mahsubu sonrasında kalan 126,37 TL karar ve ilam harcının davalı … şirketinden alınarak Hazineye irat kaydına, b)Manevi tazminat davasında alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin olarak alınan 23,91 TL harcın mahsubu sonrasında kalan 659,19 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … ‘tan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafın maddi ve manevi tazminat davasında ortaklaşa yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 347,50 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, Adli Tıp Kurumu rapor bedeli 211 TL olmak üzere toplam 1.308,50 TL yargılama masrafından maddi tazminat davasına tekabül eden 654,25 TL’lik kısmının kabul ve ret oranına göre (…) 359,83 TL’lik kısmının davalı … şirketinden; manevi tazminat davasına tekabül eden 654,25 TL’lik kısmının ise davalılar … ve … ‘tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 6-a)Davacı tarafından sarf edilen 23,91 TL harcın davalı … şirketinden alınarak davacı tarafa ödenmesine, b)Davacı tarafından sarf edilen 23,91 TL harcın diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 7-a)Maddi tazminat davasında davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihindeki tarife hükümleri gereğince 2.200 TL vekalet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacı tarafa ödenmesine, b)Maddi tazminat davasında davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihindeki tarife hükümleri gereğince 1.800 vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … şirketine ödenmesine, c)Davalı … haricinde kalan davalılara karşı açılmış maddi tazminat davası bulunmadığından ötürü sözü geçen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 8-Manevi tazminat davasında davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihindeki tarife hükümleri gereğince 5.100 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 9-Artan gider avansının ilgili tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 10-Davalı taraftan alınması gereken 136,62‬ TL istinaf karar harcından peşin alınan 108,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,82 TL harcın davalı … ve …’tan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 11-İstinafa başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 12-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,13-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve … ‘tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 15-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda maddi ve manevi tazminat davasına konu dava değerleri (manevi tazminat davası yönünden 10.000 TL; maddi tazminat davası yönünden ise ıslah edilmemekle birlikte talep ve saklı tutulan miktar olmak üzere toplam 9.700 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022