Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1949 E. 2022/1086 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1949
KARAR NO: 2022/1086
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/01/2020
NUMARASI: 2016/1059 (E) – 2020/9 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 7/6/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; 6.741,75 TL geçici iş göremezlik, 15.018,15 TL sürekli iş göremezlik, 1.957,20 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 23.717,10 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili dilekçesinde özetle; maddi vakıaya tazminat hukukunun genel ilkelerine aykırı biçimde düzenlenen oluşa aykırı değerlendirmeler barındıran hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, manevi tazminatın pek aşırı (fahiş) olduğunu, tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) sorumluluğunun bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, sürekli ve geçici iş göremezlik ödemelerinde SGK’nin sorumlu olmasına ve geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenip ödenmediği hususunun sorulmasını talep etmelerine rağmen mahkemenin bu konuda araştırma yapmadığını, bakıcı giderlerine ilişkin herhangi bir belge sunulmaması nedeniyle bakıcı giderlerine hükmedilemeyeceğini, hükmedilen manevi tazminatın pek aşırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı … vekili dilekçesinde özetle; iş göremezlik süresi 9 ay olarak belirlenen müvekkiline yalnızca 2 aylık bakıcı gideri verilmesine itiraz ettiklerini, bu nedenle 9 aylık iş göremezlik süresi için bakıcı giderinin 9.052,45 TL olarak tespit edilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle kalıcı hasar oluşan ve ciddi yürüme zorluğu yaşayan müvekkili için hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 13/7/2018 tarihli raporda, yönetimindeki otobüs ile seyri sırasında sağ şeridin seyir için yeterince uygun olmaması nedeniyle karşı yön bölümüne geçerek seyrini sürdürmek istediği sırada hızını azaltıp karşı yönden gelen araç trafiğini dikkate alması gerekirken, bu hususa uymayan, mevcut hızıyla seyrini sürdürerek karşı yönden gelmekte olan diğer sürücünün yönetimindeki çekicinin hızını ve konumunu dikkate almadan ve çekicinin güvenle geçişini beklemeden kontrolsüz biçimde karşı yön bölümüne geçen davalı sürücü …’un %100 oranında tam kusurlu, yönetimindeki çekici ile yolun kendisine ayrılmış şeridinde seyir halinde bulunan dava dışı sürücü …’in ise kusursuz olduğu bildirilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda davalı sürücü …’un yönetimindeki otobüs ile dava dışı sürücü …’in yönetimindeki çekicinin kaza sırasındaki konumları ve adları geçen sürücülerin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı anlaşılmış; ATK 2’inci İhtisas Kurulunun 28/10/2019 gün ve 22538 sayılı raporunda davacının 11/1/2013 günü geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasından ötürü iyileşme süresi içinde 2 ay süreyle başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin bildirilmesi karşısında, bakıcı gideri tazminatının 2 ay süre için hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiş; SGK tarafından davacı …’a 11/1/2013 günü meydana gelen trafik kazasından dolayı herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirilmesi karşısında davalı … vekilinin bu konuya yönelen istinaf nedeni yerinde görülmemiş; 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 gün ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 59’uncu maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 98’inci maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” öngörülmüştür. Motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alan zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketleri ile işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülükleri 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla 2918 sayılı KTK’nin 98’inci maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98’inci maddesi uyarınca, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Somut uyuşmazlık yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasına %100 kusuruyla neden olan davalı sürücü … ile adı geçen davalı sürücünün işleteni davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün 6111 sayılı Kanunla değişik KTK’nin 98’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca belgesiz tedavi gideri niteliğindeki geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından sorumlu tutulmalarında isabetsizlik görülmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı ile davalıların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporundan anlaşılan kusur oranına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekili ile davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurularının, HMK’nin 353/1 b/1’inci maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 26,30 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.303,20 TL istinaf karar ve ilam harcından, davalılar … ve İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından peşin yatırılan toplam 1.151,88‬ TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 1.151,32‬ TL istinaf karar ve ilam harcının davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı … ile davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve …’un istinaf başvuruları nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 7/6/2022