Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1927 E. 2023/665 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1927
KARAR NO: 2023/665
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2018/222 Esas – 2019/1311 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 02/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi heyetinin 29.01.2019 tarihli raporunda davalı … adına kayıtlı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının oluşan kazada kusurlu olmadığı, davalı … sigortanın 1.443,68 TL ödeme yaptığı, davacının sunduğu belgelerden hasar tutarı olarak Almanya’da 2.590,84 EUR belirlendiği ayrıca 868,11 EUR eksper ücreti belirlendiği ancak Almanya ile Türkiye’de hazırlanan raporlar arasında farklılıklar olduğunu, örneğin ön kaplama için Türkiyede’de 90,96 TL iken Almanya’da 1.303,95 EUR bedel belirlendiği şeklinde rapor vermişlerdir. (…) Davacının aracı yurt dışı plakalı olduğundan aracının yurt dışında tamir ettirmek istemesi, yurt dışında tamir ettirmesi en doğal hakkı olup meri mevzuatımız buna izin vermektedir ancak davacı vekilinin aslı gibidir yaparak sunmuş olduğu belgelerdeki tamiratların, değişen parça ve işçiliklerin hazırlandığı raporun mahkememizce denetlenebilir niteliği olmadığından içeriği denetimden uzak belgelere dayalı olarak hüküm kurmak mümkün olmayacaktır. Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesinde düzenlendiği üzere “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlüdür.” Yine 6100 Sayılı HMK’nun 190/1.maddesi gereğince “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı sunduğu deliller kapsamında davasını ispat edemediğinden” şeklinde ifade edilen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerin kesin delil mahiyetinde olduğunu, Yerel Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişiden ek ve kök raporların alındığını, ancak bilirkişi raporlarının aksine bir gerekçeyle davanın reddine karar verildiğini, gerçekte Yerel Mahkemenin vermiş olduğu kararın, gerekçeli ve denetime elverişli olmadığının çok açık olduğunu, Almanya’da düzenlenen ve dosyaya ibraz edilen raporda, araçta meydana gelen tüm zararın aracın fiziksel olarak tetkik edilmesi neticesinde hazırlandığını, tüm belgelerin tercüme edilerek dosyaya ibraz edildiğini; dava konusu kaza neticesinde meydana gelen zararın gerek kaza tespit tutanağı ve gerekse kaza mahalinde çekilen fotoğraflarla da sabit olduğunu, kazanın hemen ardından çekilen hasarlı araç fotoğrafları ve dosyaya ibraz edilen eksper raporuyla da durumun kayıt altına alındığını, davacı tarafından yapılan ekspertiz incelemesinin delil tespiti mahiyetinde olduğunu, müvekkili davacının zararının bilirkişi raporuyla da belirlendiğini; Mahkemece hükmedilen yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de fazla hesaplandığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 10/8/2017 tarihinde, davacının maliki ve sürücüsü olduğu yabancı plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, davalı …’ın maliki ve davalı …’in sürücüsü olduğu aracın maddi hasarlı kaza yapması neticesinde davacıya ait aracın hasarlandığı, davacıya ait aracın onarımının Almanya’da yapıldığı; davacı tarafça Almanya’da yaptırılan onarım için ödenen araç hasar bedelinin, eldeki davada davalılardan talep edildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince aldırılan 29/01/2019 rapor ile bu rapora itirazlar sonucu dosyaya ibraz edilen ek raporda; dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …’in %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun bulunmadığı; davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle yurt dışında 2.590,84 euro onarım bedeli ödediği, davacıya ait aracın yurt dışında kayıtlı olması ve onarımının yurt dışında yapılmak istenilmesinde herhangi bir engelin bulunmaması nedeniyle 2.590,84 euro onarım bedelinden, davalı Sigorta Şirketi tarafından daha önce ödenen 1.443,68 TL’nin ödeme tarihindeki euro karşılığı düşürüldükten sonra bakiye miktarın davacıya ödenmesi gerektiği; davacı tarafa ait aracın yurt dışında kayıtlı olması, her ülkenin piyasa şartlarının farklılık göstermesi ve söz konusu hasar raporunda değer kaybının nasıl hesaplandığının belirtilmemesi nedeniyle araçta oluşabilecek değer kaybı tespitinin mümkün olmadığı, yurt dışında yapılan bilirkişi çalışması, hasarın tespiti konusunda yapılan bir gider olduğu için 868,11 euro ekspertiz ücretinin davacıya ayrıca ödenmesi gerektiği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun incelemesinde; raporun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyada bulunan tercüme edilmiş onarım belgeleri, ekspertiz raporu, trafik kazası tespit tutanağı ve olayın hemen akabinde çekilen fotoğraflar ile uyumlu, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu durumda Mahkemece, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen 2.590,84 euro araç hasar bedelinden, davalı sigorta şirketi tarafından 02/02/2018 tarihinde ödenen 1.443,68 TL’nin ödeme tarihindeki euro karşılığı olan 307,82 euro’nun mahsubu sonucunda kalan 2.283,02‬ EURO onarım bedeline hükmedilmesi gerekirken, yukarıda alıntılanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, davacı tarafça yurt dışında ödendiği ispat edilen 868,11 euro ekspertiz bedelinin de yargılama giderlerine dahil edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile, 2.283,02 EURO hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (davalı Sigorta Şirketi’nin kaza tarihindeki poliçe azami teminat limiti ile sorumlu olması kaydıyla) 2-Hükmedilen alacağa, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 10/08/2017 tarihinden, davalı Sigorta Şirketi yönünden ise temerrüt (ödeme) tarihi olan 02/02/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince faiz işletilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre, 2.283,02 EURO’nun Dairemizce kararın verildiği tarihteki TL karşılığı olan 48.696,81 TL üzerinden alınması gerekli 3.326,47 TL ilam ve karar harcından, davacının peşin yatırdığı 186,05 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.140,42 TL ilam ve karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 186,05 TL peşin, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 221,95 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davalı … Sigorta AŞ kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar (59,82 euro’nun Dairemizce kararın verildiği tarihteki TL karşılığı olan 1.275,96 TL) nedeniyle, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3.maddesi gereğince reddedilen miktar kadar olan 1.275,96 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan 203,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.603,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 106 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02/05/2023