Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1922 E. 2023/320 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1922
KARAR NO: 2023/320
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2016/760 (E) – 2019/753 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 13/01/2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında, müvekkillerinin oğlu olan …’ın, yaya olarak yolun karşısına geçmek istediği sırada davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın çarparak vefat etmesine sebebiyet verdiğini belirterek şimdilik 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Şirketi vekili, kazaya karışan aracın uzun süreli kiralama sözleşmesiyle diğer davalıya verildiğini, dolayısıyla işleten sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.Davalı … davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davalı … Şirketi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine; davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 12.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde; davacı taraf ile akdedilen sulh sözleşmesinde davadan feragat edileceği hususu kararlaştırılmış olmasına rağmen yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığını belirterek, kararın müvekkili sigorta şirketi yönünden kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … vekili; müvekkilinin Ocak 2014 tarihinden itibaren yurt dışında yaşadığı ve orada ikamet ettiğini, yapılan tebligatlardan haberdar olmadığını, mahkemeye erişim hakkının kısıtlandığını, kabule göre de davacıların tazminat taleplerinin haksız olduğunu, kusurun tamamının davacıların murisi olan çocuğa ait olduğunu, diğer davalı şirket tarafından yapılan kiralamanın kısa süreli olması nedeniyle husumetten ret kararı verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili ise; hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Davacı taraf ile davalı sigorta şirketinin “ödenecek tazminat konusunda anlaşmaya vararak” sulh olduklarına ve hakkın özünden vazgeçme durumu söz konusu olmadığına göre, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda usule ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. 2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Eldeki dava 20/04/2016 tarihinde açılmıştır. Davalı …, 2014 yılından bu yana yurt dışında olduğunu, bu nedenle yapılan tebligatlardan haberdar olmadığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini savunmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Yasasının 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmünü amirdir.Davalının yurt dışına yerleşmiş olmasına rağmen kayıtlı adres değişikliğini yapmadığı, dosya üzerinden düzenlenen ilk tebligatın, muhatabın o tarihte MERNİS adresi gözüken adresine çıkarıldığı, tebliğ işleminin, muhatabın geçici olarak yurt dışında bulunduğundan bahisle ablası …’ın imzasına yapıldığı, tebliğ işleminin bu haliyle usulüne uygun olduğu, yargılamanın ilerleyen aşamalarında da çıkarılan tebligatların, muhatabın yurt dışı adresi bilinmediğinden bahisle MERNİS adresine tebliğ edildiği ve davalı …’ın, MERNİS adresi olarak yurt dışı adres değişikliğini karardan çok sonraki bir tarihte, 16/09/2021 tarihinde, bildirdiği nazara alındığında, sözü geçen yasal düzenleme uyarınca yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu, giderek hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Yine, ilk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 22/11/2018 tarihli bilirkişi raporu hüküm vermek bakımından yeterli olup davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde oluşa, usule ve yasaya aykırılık yoktur. Davalı … Tic. ve San. AŞ aleyhine açılan davanın, işleten sıfatı bulunmadığından bahisle husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara yönelik davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmadığına göre mahkemenin buna ilişkin kabul şekli, davacı bakımından kesinleşmiştir. Davalı … haksız fiil faili olarak davacıya karşı borcun tamamından diğer müteselsil sorumlularla birlikte sorumlu olduğuna ve ödediği tazminat nedeniyle, kendisinin sorumluluğunu kanunen üstlenen işletene rücu edemeyeceğine göre, bu davalının husumetten ret kararına ilişkin istinaf başvurusunda hukuki yararı bulunmamaktadır. 3-Davalı … vekilinin ve davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davalı … kazanın gerçekleşmesinde tali kusurlu olduğuna göre hakkında manevi tazminata hükmedilmiş olmasında yasaya aykırılık yoktur. Ancak, kaza tarihindeki paranın alım gücü, tarafların mali/sosyal durumu ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde henüz 12 yaşında olan oğullarını kaybeden davacılar için takdir edilen manevi tazminat az olup davacı vekilinin buna ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne; davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 3-Alınması gereken 1.707,75‬ TL istinaf karar harcından peşin alınan 426,94 TL’nin mahsubundan sonra bakiye 1.280,81‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …’dan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 5-İstinafa başvuran davalı … ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, B)1-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Maddi tazminat davasında, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nazara alınarak, sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı …’e karşı açılan maddi ve manevi tazminat davalarının husumet nedeniyle reddine,4-Davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 35.000 TL ve davacı … için 35.000 TL manevi tazminatın, olay tarihi olan 13/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal fazi ile birlikte davalı …’dan alınak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.781,7‬0 TL karar harcından, peşin alınan 1.793,14 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.988,56‬ TL harcın davalı …’dan alınarak Hazineye irat kaydına, 6-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 1.826,64 TL harcın davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, 7-Davacılar tarafından yapılan toplam 3.050,00TL (2.100,00TL bilirkişi ücreti, 950,00TL tebliğ ve müzekkere masrafı) yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre takdiren 2.135‬ TL’sinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine; bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı … Tic. San. AŞ tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 75,80TL’nin davanın ret kabul oranına göre takdiren 56,85TL’sinin davacılardan alınarak davalı … Tic. San. AŞ’ye verilmesine, 9-Konusuz kalan maddi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 10-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine, 11-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine, 12-Davalı …’ın ilk derece yargılaması sırasında kendisini vekille temsil ettirmemiş olması ve istinaf incelemesinin de duruşmasız yapılmasından ötürü reddedilen kısım bakımından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 13-Hakkında yeniden hüküm kurulmadığından ötürü ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Tic. San. AŞ’ye verilmesine, 14-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından:15-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 16-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,17-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,18-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı yönünden objektif dava birleşmesi teşkil eden maddi ve manevi tazminat davalarında, maddi tazminat bakımından dava konusu değer (davacı … yönünden 13.570,44 TL; davacı … yönünden 12.766,58 TL) ve manevi tazminat davası bakımından her bir davacı yönünden kabul ve reddedilen (sırasıyla 35.000/15.000 TL) miktarlar nazara alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 28/02/2023