Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1914 E. 2022/1091 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1914
KARAR NO: 2022/1091
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2015/775 (E) – 2019/1279 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 7/6/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Jandarma Genel Komutanlığı’na ait, davalı … Sigorta AŞ tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı sürücüsü davalı …’nin yönetimindeki aracın, davacının yönetimindeki motosiklete çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğindeki 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline; 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Jandarma Genel Komutanlığı ve …’den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde toplanmasını istediği kanıtları bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekili cevap dilekçesinde, kolluk aracı sürücüsünün kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın öncelikle görev yönünden reddine, mahkeme aksi kanıda ise davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 1.808,28 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekili dilekçesinde özetle; asli ve tali olarak tespit edilen kusur dağılımının hatalı olduğunu, benimsenerek hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporunda yer alan iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği konusundaki tespitin ucu açık, net olmayan bir süreyi ifade ettiği, müvekkili idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dava konusu olayda manevi zararın oluştuğuna ilişkin bulgu olmadığını, manevi zarara uğranıldığı iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt sunulmadığını, manevi tazminata faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, harçtan muaf olan Jandarma Genel Komutanlığı’ndan harç tahsil edilmesine ilişkin kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, idaresindeki motosiklet ile gece vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip kaza mahalli kavşak noktasına yaklaştığı anda hızını yeterince azaltması, yolun solundan sağına yönelerek seyir şeridine giren araç nedeniyle etkili tedbir alması gereken davacı sürücü …’nin %25 oranında tali; idaresindeki kamyonet ile meskun mahalde gece vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, kaza mahalli kavşak noktasına geldiğinde hızını yeterince azaltıp sağ gerisinden gelen araçların yakınlık ve hız durumlarını dikkate alması, yolun yeterince sağına yaklaştıktan sonra dönüş manevrasını uygun bir anda kontrollü biçimde tamamlaması gerekirken, bu hususlara uymayıp kontrolsüzce seyri sırasında sağa yönelerek idaresindeki aracın sağ ön kısmıyla geriden gelen motosiklet ile çarpışması sonucu gerçekleşen kazada %75 oranında asli kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda davalı sürücü …’nin yönetimindeki araç ile davacı sürücü …’nin yönetimindeki motosikletin kaza sırasındaki konumları ve adları geçen davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı anlaşılmış; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 85’inci maddesinin 1’inci ve son fıkraları uyarınca, davalı işleten Jandarma Genel Komutanlığı’nın davalı sürücü … ile birlikte adı geçen sürücünün kusuru oranında oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığı; ATK 3’üncü İhtisas Kurulu’nun 13/8/2018 tarihli raporunda davacının 8/6/2013 tarihinde geçirdiği motosiklet kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmasının iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği bildirildiği; aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunda ise geçici iş göremezlik tazminatının, geçici iş göremezlik süresi içerisinde davacının %100 malul olduğu kabul edilerek hesaplanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı ile davalıların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporundan anlaşılan kusur oranlarına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine manevi tazminata hükmolunmasında ve manevi tazminatın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunun 13’üncü maddesinin “j” bendi uyarınca harçtan muaf olan davalı Jandarma Genel Komutanlığının, manevi tazminat davası nedeniyle hükmolunan karar ve ilam harcından sorumlu tutulması isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 1.808,28 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 16/11/2015 tarihinden, davalılar … ve İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı yönünden ise 8/6/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 2.500,00 TL manevi tazminatın 8/6/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine,Fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Maddi tazminat davası bakımından, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 123,52 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin yatırılan karar ve ilam harcından maddi tazminat talebine isabet eden 17,07 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 106,45 TL karar ve ilam harcının davalılar … Sigorta AŞ ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, 4-Manevi tazminat davası bakımından, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 170,77 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin yatırılan karar ve ilam harcından manevi tazminat talebine isabet eden 170,79 TL karar ve ilam harcından mahsubunun ardından bakiye harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından peşin yatırılan ve maddi tazminat davasında hükmolunan harçtan mahsubuna karar verilen 17,07 TL karar ve ilam harcının davalılar … Sigorta ve …’den müştereken müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından peşin yatırılan ve manevi tazminat davasında hükmolunan harçtan mahsubuna karar verilen 170,77 TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, 7-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 13’üncü maddesi uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 1.808,28 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu ve 13’üncü maddeleri uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Reddine karar verilen maddi tazminat davası yönünden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13’üncü maddesi uyarınca belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar … Sigorta AŞ ve İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığına verilmesine, 8-Reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu ve 13’üncü maddeleri uyarınca belirlenen 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığına verilmesine, 9-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmemesi nedeniyle, ilk derece mahkemesinin maddi tazminat davasında yargılama giderine ilişkin hüküm fıkrası yinelenerek; davacı tarafından sarf edilen 27,70 TL başvuru harcı, 881,00 TL adli tıp gideri, 661,00 TL müzekkere ve tebligat gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.319,19 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 838,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalı … Sigorta AŞ tarafından sarf edilen 60,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 38,30 TL’sinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, bakiye yargılama giderinin … Sigorta AŞ üzerinde bırakılmasına, 11-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmemesi nedeniyle, ilk derece mahkemesinin manevi tazminat davasında yargılama giderine ilişkin hüküm fıkrası yinelenerek; manevi tazminat talebi yönünden davacı tarafından sarf edilen 76,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 35,60 TL tutarındaki yargılama giderinin davalılar … ve İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığından tahsil edilerek davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 12-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından; 1-İstinaf kanun yolu incelemesi nedeniyle davalı Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sarfedilen posta ve tebligat gideri 54,50 TL, posta giderinden ibaret yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığına verilmesine, 2-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 7/6/2022