Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/191 E. 2022/943 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/191
KARAR NO: 2022/943
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2018/910 (E) 2019/904 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca arkadan çarpmak suretiyle, 12/08/2017 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazasında, Almanya yetkili … servisinde yapılan incelemeye göre araçta 1.284,67 Euro hasar tespit edildiğini belirtilerek yapılan ödeme sonrası eksik kalan 8.138,76 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödeme tarihindeki geçerli Euro-TL kuru üzerinden TL olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile 1.284,67 Euro’nun 04/09/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili; davanın TL üzerinden açıldığı ve KDV talebi olmadığı halde Euro üzerinden KDV dahil karar verildiğini, bu hususun taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, yapılan ödemenin karar tarihi itibarıyla güncellenerek mahsup edilmemesinin hatalı olduğunu, kabule göre de raporda yapılan hesaplamanın fahiş olduğunu, muadil parça ve anlaşmalı servis iskontosuna göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, seçenekli olarak hazırlanan bilirkişi raporundaki ilk seçenekteki hesaplama uyarınca tespit edilen hasar bedelinin tamamının ödenmiş olduğunu, değiştirilmesi gereken parça ve malzeme bulunmadığı halde arka tampon vs. diğer yazılı parçaların hesaplamaya dahil edilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminata 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca avans faizi işletilmesine karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, Almanya plakalı aracın Türkiye’de karışmış olduğu davaya konu kaza nedeniyle uğramış olduğu hasarın, karşı aracın trafik sigortacısı olan davalı tarafından tazmini istemine ilişkindir. Yargıtay 17. HD 2015/9275 Esas 2018/3896 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararlarında vurgulandığı üzere, kayıtlı adresine göre Almanya’da yaşayan davacı zararının yabancı para birimi üzerinden doğmasına, TBK’nın 99. maddesi uyarınca zararının yabancı para birimi üzerinden karşılanmasının talep edilebilmesine ve -dilekçenin talep sonucu bölümünde çelişki bulunmakta ise de- dava dilekçesindeki anlatım ile özellikle ödeme tarihindeki kur üzerinden talepte bulunulmuş olmasına göre, yabancı para birimi üzerinden KDV dahil (Türk parasına uygulanan faiz oranları üzerinden karar verilemeyeceğinden ötürü) yabancı para borcunun faizi üzerinden karar verilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Diğer yandan muadil parça ve anlaşmalı servis iskontosunun hesaba yansıtılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı da yerinde değildir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, arka tamponda pasif koruma vasıflarını azaltacak derecede mekanik deformasyon bulunmadığının tespit edilmiş olması ve davacının delil olarak dayandığı ekspertiz raporunda belirtilen değişimi gerekli parçaların yenisiyle değiştirildiğine dair yedek parça faturası, onarım aşamasını gösteren fotoğraf vs. herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında, değiştirilmesi gereken hasarlı parça ve malzeme bulunmadığı kabul edilerek seçenekli olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki 2. seçenek uyarınca yapılan hesaplama üstün tutularak karar verilmesi gerekirken değiştirilmesi gereken parçaların varlığına dair bir ispat ortaya konulmuşcasına rapordaki 3. seçenek uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesi doğru olmamış, bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir. O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında; 14/05/2019 tarihli rapordaki 2. seçenek uyarınca KDV dahil 773,50 Euro hasar tutarından sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki kur üzerinden karşılığı olan 96,91 Euro’nun mahsubundan sonra kalan 676,59‬ Euro’nun 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından ilk derece mahkemesi karar tarihindeki Merkez Bankasınca belirlenen kur üzerinden hesaplama yapıldığına ve hükmedilen tazminat tutarının kaza tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının poliçe limiti altında kalması nedeniyle, limit kapsamında karar verildiğine işaret olunarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Buna göre; 2-Davanın kısmen kabulü ile 676,59 Euro’nun 04/09/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar tarifesi (1 Euro ilk derece mahkemesi karar tarihi itibarıyla 6,25 TL) dava konusu 4.228,68 TL üzerinden alınması gereken 288,86 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 138,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 149,87 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 138,99 TL peşin harç ile 764,95 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 903,94 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranında (676,59/1284,67) 476,08 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle ilk derece mahkemesi karar tarihindeki AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden ilk derece mahkemesi karar tarihindeki AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine, 7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 8-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının iadesine, 9-Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (4.228,68 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/05/2022