Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1902 E. 2023/75 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1902
KARAR NO: 2023/75
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/985 (E) -2019/1239 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı araç sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yapmak suretiyle davacının sürücüsü olduğu … plaka sayılı araca çarparak sebebiyet verdiği trafik kazası nedeniyle yaralanarak malul kalan müvekkili için şimdilik 10.000 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sübut bulan davanın kabulü ile 154.963,23 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 09/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, dava öncesinde usulüne uygun bir şekilde başvuru yapılmadığını, zira başvuru aşamasında sunulan raporun süreli olduğunu, bu sebeple usulüne uygun bir başvurunun varlığından söz edilemeyeceğini, maluliyet raporunun usulüne uygun bir şekilde düzenlenmediğini, sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik esas alınmadan rapor oluşturulduğunu, kusur durumunun yeterince araştırılmadığını, geçici iş göremezlik talebi reddedilmiş olmasına rağmen davanın tam kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, hesaplamaya esas alınan gelir tutarının vergilendirilmiş kazanç üzerinden belirlenmesi gerektiğini, ancak davacının vergilendirilmiş kazancının mevcut olmadığını, dolayısıyla hesaplamaya esas alınan gelir miktarının asgari ücret olması gerektiğini, temerrüt tarihinin yanlış belirlendiğini, usulüne uygun başvuru bulunmamasına rağmen temerrüt tarihinin yanlış alındığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle kaza tespit tutanağı ve davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü olan dava dışı …’ın, 05/06/2016 tarihli kolluktaki verdiği ışık ihlali yaptığı yönündeki ifadesi ve 06/01/2018 tarihli bilirkişi raporu kapsamında, davalı sigortalı araç sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yaparak tam kusurlu bir şekilde kazaya sebebiyet verdiği hususunun sabit olduğu, hükme esas alınan 22/05/2019 tarihli ATK raporunda, özürlülük ölçütüne göre maluliyet oranının hesaplandığı, raporda herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; Davacı tarafından dava öncesinde sigorta şirketine yapılan başvuru esnasında sunulan belgelerin yeterli olduğu, temerrüt tarihinin başvuru tarihine göre belirlenmesinin doğru olduğu, davacı tarafın açıkça geçici iş göremezlik tazminatı istemi bulunmadığı gibi bilirkişi raporunda da buna ilişkin hesaplamaya yapılmadığı, kararda sadece sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedildiği, dolayısıyla davanın kısmen kabul durumunun söz konusu olmadığı; Ve son olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 357. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenilemeyeceği, başka bir ifadeyle, yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, davalı vekili tarafından verilen bilirkişi raporuna yönelik itiraz dilekçesinde, hesaplamaya esas alınan gelir miktarına dair herhangi bir itirazda bulunulmadığı, dolayısıyla bu hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; Kaldı ki dosyaya kazandırılan 06/08/2019 tarihli aktüerya bilirkişisi tarafından tanzim edilen raporda, mühendis olarak çalışan davacının maaş bordrosu esas alınarak kazanç durumunun tespit edildiği, ezcümle, davacının mesleğine göre kaza tarihi itibarıyla asgari ücretin 2,97 katı ücret karşılığı çalıştığına ilişkin kabul şeklinde yasaya aykırılık bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 10.585,53 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.646,38 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 7.939,15‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (154.963,23 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/01/2023