Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1901 E. 2022/1989 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1901
KARAR NO: 2022/1989
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2018/824 (E) – 2019/1195 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili, müvekkilinin … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken davalı şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı araç ile çarpışması sonucu 27/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak malul kaldığını belirterek şimdilik 10.000 TL maluliyet tazminatının faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile, 8.885,82 TL geçici iş göremezlik ve 259.371,11 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklanan toplam 268.256,93 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili; maluliyet ve kusur meselesinin çözümlenebilmesi için dosyanın bu işte uzmanlığı bulunan ATK’ya sevkinin yapılarak rapor alınmamasının eksiklik teşkil ettiğini, geçici iş göremezlik zararının yeni genel şartlar gereği teminat dışı olduğunu, yargılamada temin edilen maluliyet raporunun ehil olmayan akademisyenler tarafından düzenlendiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda sigorta şirketlerinin/Güvence Hesabı’nın geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Dolayısıyla, bu yöne ilişkin mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğrenim görevlileri olan profesör ve doçent doktor unvanına sahip adli tıp uzmanları tarafından tanzim edilen 25/04/2019 tarihli raporda, kaza tarihinde geçerli olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında hesaplama yapıldığı, denetime elverişli düzenlenen bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu görülmektedir. Diğer yandan, motosiklette bulunan yolcu konumundaki tanık …’ın ifadesi ve kaza tespit tutanağından yola çıkılarak hazırlanan 30/10/2019 tarihli kusur bilirkişisi raporunun, makine mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlandığı, makine mühendisi bilirkişinin trafik bilirkişiliği konusunda ehil olmadığından söz edilemeyeceği, somut olayda da tanzim edilen raporun oluş, usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, ATK’dan veya başka bir kurumdan yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirir bir hâl bulunmadığı, kaldı ki davalı vekilinin buna ilişkin somut gerekçelere dayalı bir itirazının da bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kusura ilişkin kabul ve uygulama şeklinde de isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 18.324,63 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.582 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 13.742,63‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … şirketinden tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/11/2022