Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1896 E. 2022/1027 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1896
KARAR NO: 2022/1027
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2015/441Esas – 2019/1186 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 5684 sayılı Kanun’un 14. ve TBK’nın 54. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile 37.457,65 TL’nin 06/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Alınması gerekli 2.558,73 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 5,54 TL harç ile 125,00 TL. ıslah harçlarının mahsubuyla bakiye 2.428,19 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafça yapılan 2.006,00 TL. (posta, tebligat, bilirkişi vs.) yargılama gideri ile toplam harç gideri 162,34 TL. ki toplam 2.168,34 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazada müvekkilinin hiç kusuru bulunmamasına rağmen, %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, kusura yönelik itirazlarının tam olarak karşılanmadan hüküm kurulduğunu; yargılama gideri yönünden de eksik hesaplama yapıldığını, Adli Tıp Kurumuna 27/02/2017 tarihinde yapmış oldukları 510,30 TL tutarındaki masrafın yargılama giderine eklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; resmi olarak davaya konu kazanın gerçekleştiğinin ispat edilemediğini, geçici iş göremezlik tazminatından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kusur raporları arasında çelişki olduğunu, kusur tespitinin hatalı yapıldığını, SGK tarafından, davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek, müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosyanın yapılan incelemesinde, ATK raporunun alınması için davacı tarafça 29/12/2016 tarihinde 511,35 TL ödendiği, ancak bu miktarın Mahkemece yargılama giderlerine dahil edilmediği tespit edilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür.Savcılık soruşturması aşamasındaki tanık beyanlarına göre; 07/11/2014 tarihinde, plakası tespit edilemeyen bir aracın, davacıya çarpması nedeniyle trafik kazasının meydana geldiği ve aracın olay yerini terk ettiği, görgü tanıkları tarafından ambulans çağrıldığı ve davacının hastaneye götürüldüğü anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin, olayın trafik kazası olmadığı yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece karara dayanak yapılan 26/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davacı (…) …’in %70, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğu; maluliyet ve kusur oranına göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 2.584,26 TL, kalıcı iş göremezlik zararının ise 34.873,39 TL olmak üzere toplam maddi zararının 37.457,65 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varıldığından, taraf vekillerinin bu yöne ilişkin itiraz kabule şayan görülmemiştir. Ayrıca, geçici iş göremezlik zararından davalı Güvence Hesabı sorumlu olduğuna ve davalı tarafça, yargılama aşamasında bilirkişi raporu kendilerine tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığına, başka deyişle SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme olup olmadığı yönünde hiçbir itiraz ileri sürülmediğine göre; davalı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazlarında da isabet bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, aşağıdaki şekilde davanın esası hakkında yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile,Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile 37.457,65 TL’nin 06/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Alınması gerekli 2.558,73 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 5,54 TL harç ile 125,00 TL ıslah harçlarının mahsubuyla bakiye 2.428,19 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan 2.519,20 TL. (posta, tebligat, bilirkişi, ATK vs.) yargılama gideri ile toplam harç gideri olan 162,34 TL’nin toplamı 2.681,54‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.619,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine, 6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 5,50 TL posta ve tebligat gideri ile148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.006 TL harçtan, peşin alınan 639,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.366,32 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/05/2022