Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1889 E. 2023/1573 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1889
KARAR NO: 2023/1573
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2016/928 (E) – 2019/685 (K)
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/11/2023Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta Kooperatifi’nin ZMS sigortacısı, diğer davalı …’ın maliki olduğu … plakalı aracın müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarparak maddi hasarlı kazaya sebebiyet verdiğini, eksper tarafından yapılan inceleme ile sigortalının aracında 33.334 TL tutarında hasar tespit edildiğini ve bu tutarın sigortalıya ödendiğini, dava öncesi, davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ancak davalı şirketin şanzıman hasarının kazadan sonra aracın yürütülmesi sonucu oluşabileceğine kanaat getirdiğinden şanzıman hasarı düşülerek 17.302 TL ödeme yaptığını, diğer davalı …’ın ise dava öncesi 4.332 TL ödeme yaptığını ancak geriye kalan 11.700 TL’nin davalılar tarafından ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 11.700 TL rücuen tazminat alacaklarının, ödeme tarihi olan 01.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının rücu talebi üzerine, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırma neticesinde … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 33.334 TL olmadığının tespit edildiğini, davacının sunmuş olduğu ekspertiz raporunda, kaskolu aracın şanzımanının kaza nedeniyle zarar gördüğünü ve şanzımanın KDV hariç fiyatının 16.032,18 TL olduğunun iddia edildiğini, ancak aracın 11 yaşında ve 150.000 km değerinde olduğu dikkate alındığında kaza öncesinde hasarlı olabileceğini, kaza sonrasında servise çekici üzerinde değil de, normal çalıştırılarak götürülmesinin sigortalının ağır kusuru nedeniyle yolda hasar görebileceği ihtimallerinin olduğunu, her iki ihtimalde de ne müvekkilinin ne de sigortalısının şanzıman arızasında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle şanzıman hasarı dışındaki hasarların toplamı olan 17.302 TL’nin davacıya ödendiğini, borçlarının kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, bilirkişi raporunda, şanzımanın kaza esnasında hasarlanması için önünde ne varsa hasar görmesi ve bu durumda aracın pert olması gerektiğinin belirtildiğini, yine bilirkişi raporunda kaza sonucunda yağ soğutucusunun arızalandığı halde araç kullanılmaya devam ederek şanzımanın hasarlandığının belirtildiğini, yapılan bu tespitlerin hatalı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle şanzıman yağ soğutucusunun hasarlandığını, doğal olarak yanında bulunan şanzımanın da darbe nedeniyle hasarlanmasına sebep olduğunu, ayrıca kaza sonrası aracın çekici marifeti ile değil de yürütülerek servise götürülmüş olduğuna ilişkin davalı tarafın soyut ifadeleri hariç herhangi bir somut delil bulunmadığını, bilirkişi tarafından bu soyut ifadelere dayanılarak şanzımanın kaza sonrası servise kadar yürütülerek götürülmesi esnasında hasarlandığına ilişkin tespitinin hatalı olduğunu, bilirkişi ek raporunda, sigortalının aracında meydana gelen şanzıman hasarının dava konusu kaza sonucunda meydana geldiğine ilişkin itirazlarının irdelenmediğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigortası poliçesine istinaden sigortalıya ödenen tazminatın TTK’nın 1472.maddesi kapsamında zarar sorumlusu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 09/03/2015 tarihinde, davalı … Sigorta Kooperatifi’nin ZMS sigortacısı, diğer davalı …’ın maliki olduğu … plakalı aracın davacıya kasko sigortalı … plakalı araca çarpması sonucu gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazasında davacıya sigortalı aracın hasar gördüğü, davacı tarafından sigortalısına 01/07/2015 tarihinde 33.334 TL hasar tazminatı ödendiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ın kusurunun olmadığı, davaya konu … plakalı, … marka … tipi, 2004 model arazi taşıtının kaza anında yağ soğutucusunun hasar gördüğü halde çekici üzerinde değil de yürütülerek servise götürülmesi nedeniyle şanzımanın da hasar gördüğü, şanzıman kaza anında hasar görmediği için davalılardan talep edilemeyeceği ve bu nedenle hasar tutarı hesaplanırken 16.032,18 TL şanzıman bedelinin dikkate alınmadığı, kaza anında meydana gelen hasar tutarının KDV dahil 20.416,15 TL olduğu, … Sigorta tarafından 17.302 TL ve … tarafından 4.332 TL olmak üzere toplam 21.634 TL ödendiği, bu durumda davalılar tarafından 1.217,85 TL fazla ödenmiş olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı tarafça şanzımanın davaya konu kaza nedeniyle hasar gördüğü ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45‬ TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/11/2023