Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1882 E. 2022/2195 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1882
KARAR NO: 2022/2195
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2017/422 (E) – 2019/1081 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği esnada sürücüsü ve plakası bilinmeyen bir otomobilin müvekkiline çarpması neticesinde 22/03/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin yaralanarak bedensel zarara uğradığını ve somut olaya konu plakası belirlenemeyen aracın sebep olduğu zararlardan davalı … sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 1.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince sübut bulan davanın kısmen kabulü ile 16.560,74 TL’nin 21/04/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, başvurma şartı yerine getirilmeden eldeki davanın açıldığını, davacının işbu davayı açmadan önce müvekkili kuruma başvurması gerektiğini, bu hususun dava şartı teşkil ettiğini, kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiği hususunun ispatlanması gerektiğini, oysa ki davacının ifadesi dışında herhangi bir delil bulunmadığını, varlığı iddia edilen aracın verdiği zararın müvekkil kurumun sorumluluğu kapsamında olup olmadığı hususunun tespitinin dahi mümkün olmadığını, davacının beyanı dışında hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan davanın kabulüne karar verildiğini, somut verilerle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle …na karşı açılan daimi iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. … Yönetmeliğinin 9. maddesinde sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde …na başvurulabileceği açıklanmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna/…na yazılı başvuruda bulunması ve sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı taraf, eldeki davayı açmadan önce 11/04/2017 tarihinde elinde bulunan evrak ile …na başvurduğu ve başvuru dilekçesine ekli evrakın da başvurunun sonuçlandırılabilmesi için yeterli olduğuna göre buna yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kazaya ilişkin düzenlenmiş bir kaza tespit tutanağı bulunmamakta ise de, davanın ispatına ilişkin bildirilen ve toplanan deliller arasında davacının ifadesi, davacı beyanına göre düzenlenen olay yeri inceleme tutanağı, bilirkişi raporu ve ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporunun bulunduğu, işbu delillere göre bir değerlendirme yapıldığında, 22/03/2017 tarihinde davacının plakasını alamadığı beyaz renkli … marka aracın 1738. sokak üzerinde kendisine çarparak kaçtığı, davacının, buna ilişkin ortopedi servisinde 29/03/2017 tarihinde, polis memurunu ifade verdiği, akabinde yani 29/03/2017 tarihinde olay yeri inceleme tutanağı düzenlendiği, bu tutanakta davacının anlatımına göre olay yeri ve kazanın krokisinin çizildiği, bu belgelere göre hazırlanan 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsüne %60, davacı yayaya ise %40 oranında kusur izafe edildiği, ATK tarafından düzenlenen 22/03/2017 tarihli raporda ise maluliyetin trafik kazasına bağlı gerçekleştiği açıklanarak %4 oranında malul kaldığının mütalaa edildiği görülmektedir. İşbu delil durumuna göre mahkemenin davanın ispatlandığına ilişkin kabul şeklinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun, esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 1.131,26 TL istinaf karar harcından peşin alınan 282,82‬ TL harcın mahsubundan sonra bakiye 848,44‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (16.560,74 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/12/2022