Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1876 E. 2022/1223 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1876
KARAR NO: 2022/1223
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2018/1233 Esas – 2019/1169 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklana)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; ” Dava, trafik kazası nedeni ile haksız fiilden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat davasıdır. Davacılar vekili dava dilekçesi ile davacıların desteği …’in 10/08/2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçtan düşerek vefat etmesi nedeni ile … plakalı aracın trafik sigorta poliçesi nedeni ile sigorta şirketine destekten yoksun kalma tazminat davası açmıştır. 10/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların desteği … 20/08/2016 tarihinde vefat etmiştir. … plakalı araç davalı … tarafından ZMMS ile sigortalıdır. … Sigorta A.Ş. cevabı yazısında davacı tarafa meydana gelen zararın teminat dışı olması nedeni ile ödeme yapılmadığı bildirilmiştir. SGK Şanlıurfa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü cevabı yazısında davacılara geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı ve rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı, herhangi bir aylık gelir bağlanılmadığı bildirilmiştir. Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/764 Soruşturma sayılı dosyası ile 19/04/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 27/06/2019 tarihli kusur raporuna göre olayın müteveffanın durur vaziyette olan aracın kasasında dengesini kaybetmesi sonucu vukuu bulduğu, olayın oluş şekli itibari ile söz konusu olayın trafik kazası mahiyetinde olmadığı kanaati ile rapor tanzim edilmiştir. Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 27/06/2019 tarihli kusur raporu dayanak yapılarak; Müteveffanın ölümü trafik kazası mahiyetinde olmadığından davalı … şirketinin sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 27/06/2019 tarihli raporuna itibar ederek davanın reddine karar verilmesinin hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini, raporun, HMK’ya ve Yargıtayın yerleşik kararlarına açıkça aykırı olarak tanzim edildiğini, raporda gerekçe bulunmadığını, gerekçesiz hüküm kurulamayacağını ve denetime elverişsiz rapora itibar edilmemesi gerektiğini, yeniden rapor alınması gerektiğini; olayın trafik kazası olduğunu, seyir halindeki aracın kasasındaki, eşyaların yola düşmesi nedeniyle, trafikte karayolunda aracın sürücü tarafından durdurulduğunu, müteveffanın aracın kasasında bulunduğunu, sürücünün yoldan eşyaları alıp aracın kasasına tekrar yüklemesi esnasında, davacıların desteği müteveffanın, aracının kasasından karayoluna düşmesi nedeniyle vefat ettiğini, taleplerinin ZMSS poliçesi teminatında bulunduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 10/08/2016 tarihinde, davalı …’nin ZMS sigortacısı ve dava dışı …’in sürücüsü olduğu … plakalı kamyonetin … – … üzerinde seyir halinde iken, aracın kasasında bulunan boş domates kasalarının yola düşmesi nedeniyle, sürücü tarafından aracın durdurulduğu ve araçtan düşen kasaların, tekrar aracın kasasına yüklenmesi esnasında, aracın kasasında yolculuk eden davacıların yakını – desteği (oğulları) 21/01/2000 doğumlu …’in aracın kasasından yola düşmesi sonucunda vefat ettiği; olayın bu şekilde gerçekleştiğinin taraflarca ve Mahkemece de kabul edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, trafikte kısa süreli bir zorunlu duraklama söz konusu olduğuna göre, olayın, aracın işletilmesi halinde meydana geldiğinin ve olayın bir trafik kazası olduğunun kabul edilmesi zorunludur. Bu durumda, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepleri, ZMSS poliçesinin teminatı içerisinde kalmaktadır. Bir başka deyişle, davacılar vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerindedir. O halde, Mahkemece, olayın bir trafik kazası olduğu kabul edilerek, tarafların delillerinin toplanması, müteveffa ve sürücünün kusur oranlarının belirlenmesi açısından, kusur bilirkişisinden rapor alınması; sigortalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunması halinde, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin tespiti açısından aktüerya bilirkişisinden rapor alınması sonucunda, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepleri konusunda yeniden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022