Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1860 E. 2022/1912 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1860
KARAR NO: 2022/1912
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2017/483 Esas – 2020/235 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46 (6098 sayılı TBK’nın 54). maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Geçici ve kalıcı işgöremezlik zararları ZMMS poliçesi kapsamında olup kaza tarihi itibariyle davalı sigortacının teminat limiti kişi başı ölüm/sakatlanma ile sağlık gideri teminatı 125.000,00 TL’dir. Bu nedenle hesap olunan ve sağlık gideri teminatında olan 3.551,40 TL geçici iş göremezlik zararının tamamı, 145.107,21 TL daimi iş göremezlik zararının ise 125.000,00 TL kısmının poliçe limitinde kaldığının kabulü gerekir. Davacı vekili kısmi dava olarak açtığı talebini 17/07/2018 ve 22/01/2020 tarihli dilekçeleri ile peyderpey ve aynı dava içerisinde kanuna aykırı olarak 2 kere ıslah etmiştir. Her iki ıslah dilekçesine karşı davalı vekilince süresi içerisinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. Kaza tarihi 31/08/2008 olup, eldeki dava ise 20/12/2016 tarihinde HMK’nın 109. maddesi uyarınca kısmi dava olarak ikame edilmiştir. İkinci ıslah dilekçesi değerlendirme dışı kalacağından 17/07/2018 havale tarihli ilk ıslah dilekçesinin değerlendirilmesi gerekir. Bilindiği üzere yaralanmalı trafik kazası nedeniyle açılan maddi tazminat davalarında zamanaşımı süresi sakatlıkta kazaya bağlı olarak gelişen durum varsa bunun rapor ile tevsik edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.(İstanbul BAM 9. HD 2017/2166 E. 2019/3983 K. 12/12/2019) Somut olayda ise, bu yönde herhangi bir iddia ve delil söz konusu değildir. Bir başka söyleyişle, dosyada davacının kaza tarihinden sonra mahkememizce ATK’dan alınan rapor tarihine değin tedavisinin devam ettiğine, sakatlığında “gelişen bir durum olduğuna” ve davacının bu nedenle zararını öğrenemediğine ilişkin savunması bulunmamakla birlikte, bu yönde bilgi, belge ve delil de bulunmamaktadır. Dolayısıyla 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin kaza tarihine nazaran 31/08/2016 tarihi itibariyle dolduğunun kabulü gerekir. Islah dilekçesi bu tarihten sonra verildiğinden davalı yanın (cevap dilekçesinde sürülmemişse de) ıslaha karşı zamanaşımı savunması yerinde görülmekle arttırılan kısım yönünden davanın reddine hükmedilerek aşağıdaki gibi davanın kısmen kabulüne,” şeklindeki gerekçeyle; “Davanın kısmen kabulü ile; 1-Geçici iş göremezlik zararı 100,00-TL, kalıcı iş göremezlik zararı 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, “karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2017/1983 Esas – 2018/877 Karar sayılı ilamında da belirtiltiği üzere, HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak artırımın bir ıslah olmadığını ve bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğini, bu nedenle, geçici ve kalacı tüm tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, artırılan miktardan dolayı zamanaşımından dolayı reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 31/08/2008 tarihinde, davacının sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kaza yapması neticesinde davacının yaralandığı; 20/12/2016 tarihinde, HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında açılan işbu davada, davacı tarafça 100 TL geçici ve 100 TL kalıcı güç kaybı tazminatı talep edildiği; cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inin ileri sürülmediği, Mahkemece aldırılan maluliyet ve zarar bilirkişi raporları sonrasında davacı tarafça 17/01/2020 tarihli dilekçeyle geçici güç kaybı tazminatının 3.450,40 TL ve kalıcı güç kaybı tazminatının 145.107,21 TL olarak artırdığı anlaşılmıştır. Bu durumda, cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürülmediğinden belirsiz alacak davası kapsamında dava değerinin belirlenmesi dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def’inin de dikkate alınmaması gerekmektedir. Bu nedenle, bu yöndeki itirazın reddine karar verilerek, bedel artırım dilekçesindeki miktarlar ve davalı Sigorta Şirketi’nin kaza tarihindeki poliçe azami limiti (geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatı içerisinde ve sürekli iş göremezlik zararının sakatlık teminatı içerisinde) dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmesi olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: Davanın kısmen kabulü ile; 1-3.551,40 TL geçici iş göremezlik (sağlık gideri teminatı kapsamında) tazminatının temerrüt tarihi olan 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-125.000 (azami sakatlık teminatı limiti olan miktar) TL kalıcı iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 8.781,34 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan toplam 537,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.244,14‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hükmedilen maddi tazminat toplamı üzerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 20.282,65 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 153,90 TL posta gideri, 1.600,00 TL bilirkişi gideri, 562,00 TL ATK gideri olmak üzere toplam 2.315,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2022