Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1833 E. 2020/3845 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1833
KARAR NO: 2020/3845
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2020
NUMARASI: 2019/583 Esas – 2020/25 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın, 01/10/2008 tarihinde … plakalı araçla karıştığı trafik kazasında dava dışı …’nun vefat ettiğini, sigorta tahkim komisyonu nezdinde yapılan başvuru sonucunda adı geçenin vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalanlara İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 02/11/2017 tarihinde 57.621,53 TL ödemede bulunulduğunu, arabuluculuk girişimine rağmen uzlaşılamadığını ileri sürerek 57.621,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihindeki kayden maliki olmasına rağmen araç işleteni olmadığı, işletenin dava dışı … AŞ olduğunu, aracın kazaya karıştığı tarihde … AŞ’ye teslim edilmiş olup, dava dışı işbu kiracı şirketin çalışanı müteveffa …nun sevk ve idaresinde bulunduğunu, davanın kaza tarihinde aracın işleteni olan … AŞ’ye ihbar edilmesi gerektiğini, husumet itirazı saklı kalmak kaydıyla davacı … şirketinin dava konusu kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana geldiğine ilişkin ispat yükünün davacıya ait olduğunu ileri sürerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, husumet itirazlarının yerinde görülmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, 14/10/2019 günü itibarıyla işlemden kaldırılan ve aradan geçen sürede yenilenmemiş olduğu anlaşılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 150/5’inci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına hükmolunduğu anlaşılmıştır. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hatalı vekil kaydı yapılan dosyada duruşma tarihi ve diğer bildirimlerin taraflarına tebliğ edilmediğini, dosyaya kaydedilen ve davaya konu tazminatın ödendiği dava dışı hak sahibinin avukatı olan Av. …’un kesinlikle müvekkili şirketle bir ilişkisinin bulunmadığını, duruşma gününü bildirir tebliğ mazbatasının da Av. …’a gönderilmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nin 355’inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava dilekçesi ve eklerini tevzi sonucu teslim alarak esasına kaydeden İlk Derece Mahkemesinin, HMK’nin 139’uncu maddesi uyarınca belirlenen ön inceleme duruşma tarihini de içeren duruşma hazırlık tutanağını, davacı … vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan vekâletname içeriğinde adları geçen davacı vekillerinden biri yerine, vekâletname içeriğinde adı yer almayan ve adı geçen davacı vekili olduğuna dair vekâletnamede bulunmayan Av. …’a tebliğ ettiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11/1’inci maddesi uyarınca, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Somut uyuşmazlıkta ise ön inceleme duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edilmemiştir. Bu itibarla ön inceleme duruşmasına yöntemine uygun biçimde davet edilmeyen davacı vekiline ön inceleme duruşma tarihinin yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmesi gerekirken, davacı vekiline ön inceleme duruşma günü tebliğ edilmeksizin, HMK’nin 150/1-5’inci maddesinde ön görülen koşulların oluşmadığı gözetilmeden dosyanın işlemden kaldırılarak, 3 ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvuru nedeni yerindedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/5’inci maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusu yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan miktarın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/09/2020