Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1821 E. 2020/4310 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1821
KARAR NO: 2020/4310
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2017
NUMARASI: 2017/47 (E) – 2017/794 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 15.08.2015 günü davacıların desteği olan …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile seyir halindeyken havanın yağışlı olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini belirterek müvekkilleri için destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, 26/04/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 4. Maddesi ile değişik 2918 sayılı kanunun 92. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (g), (h),(i) bendleri ile genel şartların A.6. maddesi (d) bendi uyarınca %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü …’nun tam kusuruna isabet eden destek tazminatının sigorta teminatı kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından kazanın kanunun yürürlük tarihinden önce gerçekleştiği ve yeni genel şartların da ancak kanunun yürürlüğünden sonra uygulanabileceği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Eldeki davada, davalı … tarafından yeşil kart poliçesine dayalı olarak teminat altına alınan aracın sürücüsü …’nun vefatı nedeniyle kusuruna isabet eden destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmektedir.15.08.2015 günü gerçekleşen kaza, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonradır. Her ne kadar taraf vekillerince yabancı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesi dosyaya ibraz edilmemiş ise de davalı vekili tarafından 27.03.2017 tarihli dilekçe ile poliçenin varlığına dair teyit alındığından bahisle beyanda bulunduğu görülmektedir. Bu durumda kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine ilk derece mahkemesince, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe ğiren 6704 sayılı yasanın 4. maddesi ile değişik 2918 sayılı Kanunun 92. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendinde düzenlenen: “Bu kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme ile atıf yaptığı genel şartların A.6. maddesinin (d) bendi uyarınca destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışı bırakılmasına ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ise de; istinaf aşamasında Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve E.:2019/40; K.:2020/40 sayılı kararı ile sözü geçen 92. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (i) bendi iptal edilmiştir. Bu durumda iptal edilen mezkur düzenleme ile uyuşmazlığın çözümlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Bir başka ifade ile, Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenlemelere göre Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması karşısında, “iptal kararının” Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten sonra; HMK 33. maddesi uyarınca, yürürlükteki yasaları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkileri bulunmamaktadır. (İBBGK.nun 1960/21 Esas ve 9 sayılı kararı; HGK’nın 21.01.2004/10-44 Esas ve 19 Sayılı; ayrıca 07.04.2004 gün, 214 E ve 19 sayılı ve 2004/448 Esas ve 461 sayılı kararları).Yine, kanun iptal edilmiş olmasına rağmen halen yürürlükte bulunan genel şartların A.6. maddesi (d) bendindeki hükmün de uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Zira, kaza tarihi itibariyle davaya konu rizikonun teminat dışı bırakıldığına ilişkin bir düzenleme kanunlarda bulunmamasına rağmen idari bir düzenleme ile kanunda sayılan teminat dışı hallere ilaveten -kanunun teminat dışı bir hal olarak görmediği bir meselede- hüküm getirilmesi, kanuna açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bu itibarla kaza tarihi olan 15.08.2015 günü itibarıyla davaya konu rizikonun teminat dışı bırakıldığına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, iptal kararıyla ortaya çıkan kanun boşluğunun yeni genel şartların yürürlük tarihinden önce Yargıtay içtihadları ile ortaya konulan ilke ve kurallar ile 2981 sayılı Yasa hükümleri doğrultusunda doldurulması gerektiği, eldeki davada davacıların sırf ölenin mirasçısı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla talepte bulundukları, destekten yoksun kalma tazminatının miras yoluyla geçen bir hak niteliğinde değil sigorta hukuku kapsamında talep edilen bir hak olduğu, bu durumda ölen kişinin sigortalı aracın işleteni veya sürücüsü olmasının bir öneminin olmadığı, ölenin kusurunun üçüncü kişi konumunda olan mirasçılara yansıtılamayacağı değerlendirilerek (Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 E, 2019/294 K sayılı ilamı aynı yöndedir), desteklik ilişkisinin varlığı halinde zararlarının hesaplattırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 03/12/2020