Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1819 E. 2022/1273 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1819
KARAR NO: 2022/1273
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI: 2017/1039 2019/1082
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 06/04/2016 tarihinde, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın, müvekkiline ait olan … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini belirterek 4.548,30 TL hasar bedeli ile 795 TL mahkeme masrafı ve 191 TL ihtarname masrafının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda 4.548,30 TL maddi hasar bedeli, 795 TL değişik iş dosya bedeli ve 191 TL ihtarname bedeli olmak üzere toplam 5.534,30 TL üzerinden 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, kararda faiz türünün belirtilmediği ve kararın eksik inceleme ve değerlendirme sonucunda verildiğini, kusur ve tazminat raporlarına ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun sadece davacı tarafından sunulan belgelere dayalı olarak düzenlendiğini, hasar onarım bedelinin fahiş olarak tespit edildiğini, ihtarname ve tespit davasına ilişkin masraflardan sorumlu olmadıklarını, kabul şekli bakımından da bu masrafların yargılama giderlerine eklenmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin de hatalı bir şekilde tespit edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı ve değer kaybı istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan diğer davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları aracın, park halinde bulunan araca çarparak hasarlanmasına neden olduğu ve kazanın oluş şekline göre davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, hasar ve değer kaybına ilişkin düzenlenen 29/03/2019 havale tarihli raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, raporun, bu haliyle dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmektedir. Bu yönlere ilişkin davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları kabule şayan görülmemiştir. Ancak, HMK 323/1-ç bendi uyarınca ihtarname ve geçici hukuki koruma tedbirleri nedeniyle yapılan giderlerin, yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerekirken bunların (795 TL değişik iş dosya masrafı, 191 TL ihtarname masrafı) tazminat tutarına eklenmiş olması doğru olmamıştır. Yine dava öncesinde sigorta şirketi tarafından gerçekleşen bir temerrüt durumu olmamasına rağmen onun yönünden faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olarak belirlenmiş olması ve faizin türünün açıklanmamış da olması doğru olmamıştır. O halde, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, yargılama gideri kabilinden olan değişik iş masrafı ve ihtarname masrafının yargılama gideri olarak hükmedilmek ve davanın reddedilen kısmı bulunmadığından karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına ve diğer davalılar yönünden istinaf başvurusu bulunmadığından ötürü gerçekleşen kısmi kesinleşme hali gözetilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu tazminat davasının kabulü ile, 5.534 TL maddi tazminatın 4.548 TL’lik kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; 986 TL’lik kısmının ise sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen olacak şekilde tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, hükmedilen bu tutarlara sigorta şirketi bakımından dava tarihi olan 16/06/2016 tarihinden; diğer davalılar bakımından ise kaza tarihi olan 06/04/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 3-Davacı lehine takdir edilen 2.725 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine4-Davacının yaptığı 2.619,51 TL yargılama giderinin 1.633,51 TL’lik kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; ihtarname ve değişik iş dosya masrafı olan 986 TL’lik kısımının ise davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 5-Alınması gereken 378,02 TL karar harcından peşin alınan 94,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 283,51 TL harcın 216,17 TL’lik kısımının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; 67,34 TL’lik kısımın ise sigorta şirketinin haricinde kalan davalılardan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 6-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 7-Davalı sigorta şirketince yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak daval sigorta şirketine verilmesine,8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 9-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (5.534,30 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022