Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1795 E. 2022/1228 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1795
KARAR NO: 2022/1228
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/1084 Esas – 2019/1292 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53. ve 56. maddeleri kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile, davacı anne … için 75.392,11-TL nin dava tarihi olan 04.12.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, Davacının talep ettiği manevi tazminatın kısmen kabulü ile davalılar … ile …’dan taktiren 25.000.-TL nin, kaza tarihi olan 22.10.2017 den itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; trafik kazası tespit tutanağında müteveffanın kural ihlali yaptığına dair hiçbir tespite yer verilmediğini, bu nedenle müteveffaya %30 gibi yüksek bir oranda kusur izafe edilmiş olmasının hatalı olduğunu; bilirkişi raporunda tazminat hesaplaması yapılırken, dava dışı babaya, davacı anneye eşit şekilde pay ayrılmış olmasının hatalı olduğunu, zira dosyadaki boşanma ilamından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin, müteveffanın babası olan eşinden 2005 yılında boşanması sonucunda müteveffanın velayetinin müvekkiline verildiğini ve müvekkilinin tek başına müteveffaya baktığını; davalı Sigorta Şirketi aleyhine hükmedilen maddi tazminat yönünden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, dava öncesinde Sigorta Şirketi’ne başvuru yapıldığını ve Sigorta Şirketi’nin temerrüde düştüğünü, bu nedenle Sigorta Şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini; müvekkilinin oğlunun vefat tarihinde 24 yaşında olduğunu, müvekkilinin eşinden ayrılmış olması nedeniyle, vefat eden oğluna hem annelik hem babalık yaptığını, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 22/10/2017 tarihinde, davacının yakını – desteği (oğlu) …’ın sürücüsü olduğu motosiklet ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’ın maliki ve davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın kaza yapması neticesinde, davacının oğlu …’ın vefat ettiği; işbu dosyada, davacı tarafça, HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında maddi tazminat ve 200.000 TL manevi tazminat talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 15/08/2019 tarihli kusur – tazminat bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde, davacının oğlu motosiklet sürücüsü …’ın %30, karşı araç sürücüsü davalı …’ın %70 oranında kusurlu oldukları; kusur oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda davacının destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 75.392,11 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporda pay hesaplaması yönünden herhangi bir hatanın bulunmadığı, raporun dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin, kusur ve tazminat hesaplamasına yönelik iddia ve itirazları kabule şayan görülmemiştir. Davacı vekilinin, manevi tazminatın çok az olduğuna ve maddi tazminat yönünden davalı Sigorta Şirketi aleyhine temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğine yönelik itirazlarına gelince; kazanın oluş şekli, kusur oranları, müteveffanın yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesinini amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacı anne lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve çok az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöndeki itirazı kabul edilerek, takdiren 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Ayrıca, haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka deyişle, 8 iş gününün bitiminde sigorta şirketi temerrüte düşmüş olmaktadır. Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça, dava öncesinde destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için davalı Sigorta Şirketi’ne 07/11/2017 tarihinde başvuru yapıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda, bu durumda 8. iş gününün bitimi olan 18/11/2017 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da kabul edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 75.392,11 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ. yönünden temerrüt tarihi olan 18/11/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden dava tarihi olan 04/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 100.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı üzerinden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.981,03 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 700,18 TL peşin harç ile ıslah aşamasında yatırılan 240,43 TL olmak üzere toplam 940,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.040,42‬ TL harcın, davalı Sigorta Şirketi 5.150,03 TL’den müteselsil sorumlu olmak kaydıyla, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına 4-Davacı tarafından yatırılan toplam 976,61 TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 1.982,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Maddi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulanan AAÜT gereğince hesaplanan 8.643,12 TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7- Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan, 13.450 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden; davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 13.450 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine, 9-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat gideri ile 168,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, hükmedilen maddi tazminat ve kabul edilen/reddedilen manevi tazminat miktarları ayrı ayrı dikkate alınarak, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/06/2022