Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1766 E. 2022/1919 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1766
KARAR NO: 2022/1919
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESZ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2018
NUMARASI: 2017/508 Esas – 2018/716 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında, tek taraflı ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda, davacıların desteği tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıkları iddiası ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Trafik kazası, sürücü v desteğin sevk ve idaresinde iken %100 kusuru neticesi tek taraflı alarak 24.08.2018 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı yada güvence hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü ve desteğin üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir. Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü desteklerinin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacıların davalıdan destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığından davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giden ZMSS Genel Şartları’nın A.3, A.5/ç ve A.6/d maddelerinin, Karayolları Trafik Kanunu’na aykırı olması nedeniyle uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında sürücünün tam kusurlu olsa bile destekten yoksun kalan davacının zarar gören 3. kişi konumunda kabul edildiğini, dolayısıyla tazminat talebinin teminat kapsamında bulunduğunu, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 24/08/2016 tarihinde, davalı … nezdinde 02/10/2015 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın davacıların yakını (babaları) …’ın sevk ve idaresinde iken tek taraflı kaza yapması neticesinde, sürücü …’ın vefat ettiği; kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, işbu davada, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır. Dava, davacıların desteği olan …’ın, davalı tarafın ZMSS sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç ile karışmış olduğu trafik kazasında vefat etmiş olmasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının, müteveffanın sürücüsü olduğu aracın ZMSS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği üzere kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir.Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile de 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar C.11 maddesine göre, Genel Şartlar, yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski Genel Şartlar’ın, yeni Genel Şartlar’ın yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Kaza yapan araca ilişkin ZMSS sigorta poliçesinin başlangıç tarihinin, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndan sonraki bir tarih olan 02/10/2015 tarihi olması münasebetiyle davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamının sözü geçen 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenmesi gerekmektedir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Eldeki davada ise, murisin (desteğin) üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir. Yine Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle asli kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD 2021/7540 Esas – 2022/116 Karar sayılı kararı ile benzer nitelikteki kararları ve ayrıca HGK’nın 20/04/2021 tarih, 2020/17-191 Esas ve 2021/514 Karar sayılı ilamı) Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle Anayasa Mahkemesince KTK’nın 92. maddesine eklenen “i” fıkrasının iptaline karar verilmiş olmasının, uyuşmazlığın çözümüne etki eder bir yanının olmamasına göre, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasa açısından herhangi bir hatanın bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacılar vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar kabule şayan görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2022